Mustafa Suphi Vakfı tarafından yayımlanan Politika Gazetesi’nin 85. Sayısı “Her gecenin bir gündüzü var” manşetiyle çıktı. “Durduramayacaklar halkın coşkun selini” başlığını taşıyan başyazıda 2023 Newroz coşkusu, işçi eylemleri ve deprem bölgesindeki halkın eylemleri selamlanıyor. Başyazıda, “Ne zaman ki, sokağın sesi ve gücü yükselir, halkın gerçek gücü yankılanmaya başlarsa, işte o zaman parlamento seçimleri de o gücün temsil edildiği ve belirlediği bir sürece dönüşecektir” denmektedir.
Kemal Atakan da “Seçim sürecinde karmaşık konular ve doğru tavır” başlık yazısında burjuva ittifaklar arasındaki çelişkilere işaret ederek, komünistlerin tavrının ne olması gerektiğini tartışmaktadır. “İlkeli duruş adı altında iki tarafa da eşit mesafede tavır almak mı, yoksa düzen içi güçlerin kendi iç çelişkilerinden yararlanıp düzene karşı muhalefeti güçlendirecek koşulları yaratmak mı” diye soran Atakan, “var olan dengeleri bozmak en uygun politika olur” demektedir.
Seçimler ve ittifaklar hakkındaki bir diğer yazı ise, Ali Saim’in “İttifaklar Meselesine Devrimci Bakış” yazısı. Saim, bu yazısında Emek ve Özgürlükler İttifakı’nı ele alarak, HDP’nin bu ittifakta yer almasının nedeninin oylarını arttırmak yani parlamenterist çıkarlar olmadığını savunuyor. Saim, “HDP Türkiye işçi ve emekçi sınıflarıyla Kürdistan işçi ve emekçi sınıfları arasındaki bölünmüşlüğü bu yolla aşmaya çalışıyor” diyerek, sosyalist partilerin de HDP ile ittifak konusunda bu devrimci ruha uygun hareket etmeleri gerektiğini vurguluyor.
“Süreklilikler ve kesintiler ışığında seçim süreci” başlık yazısında da Cemil Aksu, bugünkü süreçle 1999-2002 dönemi arasındaki benzerliklere işaret ediyor. Halkın “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” psikolojisine girmiş olmasının solun “zamanında yapması gerekenleri yapmaması, yapmaması gerekenleri de yapması”nı bir sonucu olduğunu savunan Aksu, EÖİ’nın aradan geçen 7 ayda ittifak gibi davranamadığına işaret ediyor.
Seçimlerle ilgili bir diğer yazı ise TKP eski politbüro üyesi Veysi Sarısözen’le yapılan söyleşiye yer veriliyor. Sarısözen, Türkiye’deki “devlet krizi”nin hızla “devrimci krize” dönüşebilecek potansiyelde olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin kurtuluş yolunun “üçüncü yol” olduğunu savunmaktadır.
Politika Gazetesi’nin 84. Sayısında başlattığı “Sosyalistlerin dine yaklaşımı nasıl olmalıdır” tartışması bu sayıda, Hamit Erdem’in “İslam ve sosyalizm” yazısı ile devam ediyor. Erdem, bu yazısında Osmanlı’dan itibaren ilk komünist grupların ve Halk İştirakiyun Fırkası ile Türkiye Komünist Partisi’nin din konusundaki yaklaşımlarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor.
Politika Gazetesi, Newroz coşkusunu Mehmet Demir’in “Newroz ateşi ile Kürtler birliğe giden yolu açmalıdır” yazısıyla görüyor. Demir, Bafıl Talabani’nin “Kürt bayrağı altında birleşmeliyiz” çağrısının iyi niyet göstergesi olduğuna işaret ederek, birleşerek TC, İran, Suriye ve Irak’taki gerici güçlerin oyunlarına karşı durulabileceğini belirtmektedir.
“Demokratik bir yaşamı hep birlikte kuracağız” başlıklı yazısında da Armağan Barışgül, AKP-MHP iktidarının her türlü baskıya rağmen Kürt halkının emekçilerin ve kadınların mücadelesini durduramadığını belirterek, HDK/HDP’de örgütlenmekten, Emek ve Özgürlük İttifakı’nı büyütmeken ve en geniş demokrasi cephesini örmekten başka seçeneğimizin olmadığını vurgulamaktadır.
Dr. Levent Uygur’un “Kapitalizmde Halk Sağlığı (mı)?” üzerine araştırmasının bu bölümünde Sovyetler Birliği ve Çin’deki halk sağlığı politikaları ele alınıyor. Uygur, sosyalist bir sağlık sisteminin vatandaşların sağlığını ve esenliğini politikanın merkezine yerleştirdiğini belirterek toplumun tüm üyelerine kaliteli sağlık hizmeti sunmayı ve toplum üzerindeki hastalık yükünü azaltmak için önleyici sağlık politikalarına önem verdiğini vurguluyor.
“Deprem insanları, dayanışma ve çocuklar” başlıklı yazısında Mehmet Tosun, Şubat depremlerinin yarattığı insani tabloya değinerek, konut sorununun bir insan hakkı olarak görülmediği müddetçe çözüm geliştirilemeyeceğini savunuyor. Tosun yazısında, deprem riski taşıyan yerlerde kapsayıcı meclis çalışmalarıyla dayanışmanın geliştirilmesinin önemini vurguluyor.
Gazetenin bu sayısında iktisatçı Mustafa Durmuş;’un Dünya Mutluluk Endeksi üzerine yaptığı analize yer veriliyor. “Malumun ilanı” başlıklı yazıda, Durmuş, Türkiye’nin “en mutsuz” dört ülkeden biri olduğumuzu belirterek, bu konudaki burjuva ideolojinin yaklaşımını eleştiriyor.
Avukat İsmail Duygulu, “İstifa mı, o da ne?” başlıklı yazısında, her büyük skandaldan, felaketten sonra toplumda yükselen istifa çağrısına rağmen Türkiye’de hiç istifa yaşanmamasını ele alıyor. Duygulu, başka ülkelerde bu tür durumlarda nasıl tepkiler verildiğini örneklerle açıklayarak yaşanan felaketlerde şahsi bir suç olmadığını, devlet ve toplum olarak suçlu olduğumuzu belirtiyor.
Politika Gazetesinin bu sayısında Murat Çakır’ın iki yazısına yer verilmiş. Çakır, “Çok kutuplu dünyaya doğru” başlıklı yazısında Rusya ile Çin arasındaki zirvelerin ve buna ABD ve AB ülkelerinin tepkilerini ele alarak, bu iki kutup arasında diğer ülkelerin de konum almaya başladığını savunuyor. Buna bağlı olarak ekonomik ve askeri işbirliklerinin geliştiğini savunuyor.
Çakır, “Göç Efsaneleri” başlıklı ikinci yazısında ise tarihsel bir olgu olan Almanya’da yaşayan Kürdistan ve Türkiyeli göçmenlerin siyasi tercihleri üzerine durulmaktadır. Milliyetçi-muhafazakar Türkiyeli göçmenlerin gerek Almanya gerekse de Türkiye’nin istekleri doğrultusunda hareket ettiklerini tespit eden Çakır, devrimci-demokratik göçmen örgütlerinin, Alevi ve Kürt örgütlerinin bu durumu değiştirecek politikalar geliştiremediğini savunuyor.
Politika Gazetesinin tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
http://www.politikagazetesi.org/sites/default/files/20230327.pdf