İstanbul’un Küçükçekmece İlçesi’ne bağlı Kanarya Mahallesi’ndeki evinden Yenibosna’daki işyerine gitmek için çıkan Halkların Demokratik Partisi(HDP) üyesi Abdulgaffar Evren’in önü kendini polis olarak tanıtan 3 kişi tarafından kesildi. Zorla araca bindirilen Evren, Yenibosna Çevik Kuvvet Polis Amirliği’ne götürüldü.
Karakolda ayrı bir odaya alınan Evren kendisini odada karşılayan kişilerin, “Senin dosyana baktık dini bütün bir adamsın. Sabıka kaydın yok. Bundan sonrada olmaması için bize yardım edeceksin” dediğini söyledi. Daha sonra aynı kişilerin kendisine yaşlı bir kadına ait bir fotoğraf gösterdiklerini belirten Evren, “Tanımadığımı söyledim. Ardından ‘sen eğer bize yardım etmezsen senin ve bu kadının fotoğrafını basına verir ve PKK’nin üst düzey yöneticileri yakalandı diye haberlerinizi yaptırırız’ diye beni tehdit ettiler. Ben de isterseniz hemen şimdi basına verin. Benim bir suçum yok ve bu anlamda sizin için yapabileceğim bir şey yok’ diyerek tekliflerini geri çevirdim” diye aktardı.
AJANLIK DAYATMASI
Tekliflerini geri çevirdikten sonra başka bir polisin daha yumuşak bir ses tonu ile “Seyda senden bir şey istemedik bizi yanlış anlama. Sadece etrafında olup bitenleri, arada sırada bize bilgi vermeni istiyoruz” diyerek ajanlık dayatmasını sürdürdüğünü aktaran Evren, “Bende mahallede herkes kendi halinde yaşıyor o yüzden söyleyecek bir şeyim yoktur diyerek tekliflerini bir kez daha reddettim. Bunun üzerine ‘sen biraz düşün şimdi gidebilirsin ama senle bir hafta sonra pazartesi günü görüşelim. O görüşmede bize kesin kararını ver’ diyerek beni serbest bıraktılar” diye konuştu.
TAKİBE ALINIR
Yaşanan olaydan 4 gün sonra memleketi Siirt’e gittiğini belirten Evren, “Memlekette 20 gün kaldıktan sonra tekrar İstanbul’a geri geldim. Geldikten 2 hafta sonra bu kez de farklı araçlarla takip edilmeye başlandım. Gittiğim her yerde sürekli aynı kişiler tarafından takip ediliyordum. Bu takipler haftada 3 ya da 4 kez tekrarlanıyordu. Bende bu yüzden bir süre evden dışarı çıkmadım. En son geçen hafta dışarı çıktığımda Renault marka plakasız beyaz bir aracın beni takip ettiğini fark ettim. Takip edildiğimi fark edince önce Yenibosna tarafına arabayı sürdüm. Baktım hala arkamdan geliyorlar. Bu defa ara sokaklara saptım. Ardından Söğütlüçeşme tarafına gittim. Burada aracımı durdurdum kıraathanede beklemeye başladım. Beni takip eden aracın kıraathanenin önünde beklediğini görünce bu sefer akrabalarımı aradım. Onlar gelince araç kıraathane önünden ayrıldı” diye belirtti.
İHD’YE BAŞVURDA BULUNDU
Takibin ertesi gün de devam etmesi üzerine önce İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’ne başvurduğunu daha sonra ise Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına giderek suç duyurusunda bulunduğunu belirten Evren, suç duyurusunda başına bir şey gelmesi halinde sorumluların Gayrettepe Emniyet Amirliğinde bulunan polisler olduğunu ifade etti.
SAVCI: NEDEN KABUL ETMEDİN?
Suç durusunda bulunmak için gittiği Küçükçekmece Adliyesi’ne giden Evren, savcı ile yaptığı görüşmeyi şöyle aktardı: “Savcının odasına girdiğimde başımdan geçen olayları anlattım. Savcı da ‘senden ne istiyorlardı’ diye sordu. Bende ‘benden mahallemde olup bitenleri kendilerine aktarmamı istediler. Bende bunu kabul etmeyince beni takip ediyorlar’ yanıtını verdim. Bunun üzerine savcı ‘sana söyledikleri şeyin nesi kötü. Senden kötü bir şey istememişler neden kabul etmiyorsun’ dedi. Ben de ‘mahallede herkes kendi halinde ben ne anlatayım’ yanıtını verdim. Bunun üzerine savcı dilekçemizi aldı ve bizi dışarı çıkardı.”
AMAÇ SİNDİRMEK
İHD ve savcılığa yaptığı başvuruların ardından takiplerin bir haftadır kesildiğini söyleyen Evren, “Bu uygulama ile kendi haklarını savunan insanları korkutup sindirmek istiyorlar. Bizler Kürt olduğumuz için bu uygulamalara maruz kalıyoruz. Bu yüzden kimse korkmasın. Bu tür uygulamalara maruz kalan kim varsa kendi köşesine çekilmesin tam tersi kendi haklarını arasın yoksa daha çok üzerimize gelecekler” diye belirtti.
Erdoğan Alayumat – MA