İstanbul’un Esenyurt ilçesinde 31 Mart yerel seçimlerinde “Kent Uzlaşısı” modeliyle belediye başkanlığı görevine seçilen Ahmet Özer, 30 Ekim’de gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Özer’in yerine, İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyım olarak atandı. Özer’in tutuklanması ve kayyım atanmasına dair tepkiler sürerken, kayyım Aksoy’un talimatıyla CHP’li meclis üyelerinin belediyeye girişine izin verilmiyor.
‘KANUN TANIMIYORLAR’
CHP Esenyurt Belediye Meclis üyelerinden Can Ali Tan, kayyım atamasının temel nedeninin “Kent Uzlaşısı” olduğunu belirtti. Tan, sonrasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki belediyeleri kayyım atandığına işaret ederek, “Bu durum, 2016 yılındaki Olağanüstü Hal (OHAL) yasalarıyla beraber gelenek haline geldi. Kaybettikleri yerleri bu yöntemlerle alıyorlar. O yüzden sadece Esenyurt’a özgün değil” dedi.
Benzer bir durumun İstanbul’un diğer ilçe belediyeleri ya da büyükşehir belediyesi için de yaşanabileceğini söyleyen Tan, “Çünkü hiçbir şekilde kanun tanımıyorlar. Batman, Mardin, Halfeti’ye kayyımlar atandı. Bunu öngörmek zor değil” diye kaydetti.
AKP’LİLER BÜTÇEDE KARAR DEĞİŞTİRMİŞ
Belediye başkanlarının Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) onayıyla seçilediğine dikkati çeken Tan, “15 gün önce biz belediye meclisinde yaklaşık 10 buçuk milyarlık bir bütçe oyladık. AKP’liler, ‘Biz bu bütçeye oy vermeyeceğiz’ dedi. Sonra ara verildi ve ikinci oturumda çok enteresan bir şekilde bütçeyi oyladılar ve bütçe oy birliğiyle geçti. İnsanın aklına ‘Acaba bunlar daha önceden bu yapılacak operasyonu biliyorlar mıydı?’ sorusunu getiriyor. Bu çok planlı yapılan bir şeydir. Ahmet hoca devletin birçok alanında görev almış ve bugüne kadar hakkında hiçbir dava açılmamış. Ancak başkan olduktan sonra ‘suçlu olan biriyle telefonda konuşmuşsunuz’ dediler. Her konuştuğumuz insanın temyiz kağıdına mı bakmak gerekiyor? Yine taziye için görüşme yapmış. Bunları suç olarak kabul ettiler” ifadelerini kullandı.
‘UYGULAMA FAŞİSTÇE’
Tan, şunları söyledi: “Ahmet hocayı bir suç isnat ederek gözaltına aldınız. Peki, biz seçilmiş meclis üyeleriyiz, belediye halkın belediyesi. Ancak bunlar seçilmiş belediye meclis üyelerini şu an içeri almıyorlar. Burada sabahtan gece geç saatlerine kadar belediye polis barikatlarıyla çevrili. Belediyeden hizmet alacak halka ‘Niye geldin, elinde bir belgen var mı?’ diye soruyorlar. Oysa vatandaş belediyeye her şey için gelebilir. Bu uygulama tamamen faşistçe, bu yüzden bunu kabul etmiyoruz.”
Halkın kayyımlara karşı olması gerektiğini ve kayyım atanan yerlere sahip çıkması gerektiğini ifade eden Tan, “Bu ülkede direnişler yaşadı. Bir Gezi Parkı direnişi örnektir. Sarı öküzü vermemek gerekiyor. Halk, Türkiye genelinde kayyım atanan yerlere sahip çıkmalıdır” dedi.
AKP DÖNEMİ YAŞANANLAR
CHP’li Belediye Meclis üyesi Erdinç Aktaş ise, Esenyurt’un ülkenin en büyük ilçesi olduğuna işaret etti. Esenyurt’un ayrıca sanayi bakımından ciddi bir zenginliğinin olduğuna dikkati çeken Aktaş, “Burası rantın yoğun olduğu bir yer. AKP, 2004 ile 2019 arası burayı yönetti. 200-400 bin nüfusu olmasına rağmen dere yatakları dahi imara açıldı. Şu an resmi nüfusu 970 bin 400 bin. Bir o kadar da kayıtsız göçmenle beraber neredeyse 2 buçuk milyon hareketli nüfusu var. AKP yönettiği dönemde Esenyurt’u imar rantı ile katletti. AKP, buradan çok büyük yolsuzluk ve kara para aklamaları gerçekleştirdi” şeklinde konuştu.
‘İKTİDAR BARIŞ VE KARDEŞLİKTEN RAHATSIZ OLDU’
Aktaş, kendi dönemlerine işaret ederek, “Biz gelir gelmez 3 mahallede 3 tane aşevi açtık. Kreşler açtık, 100 bin tonun üzerinden asfalt döktük, 120 bin ton parke taşı döşedik. Sosyal yardımlar etkin bir şekilde devam etti” diye kaydetti. İktidarın Ahmet Özer yönetiminden rahatsızlık duyduğunu söyleyen Aktaş, “Ahmet hoca, ‘Burayı barış ve kardeşlik kenti haline getireceğiz’ dedi. Burası Kürtlerin de yoğun yaşadığı bir bölge. Ahmet hoca, bu nedenle Barış ve Kardeşlik Festivali düzenledi. Trakya’dan Güneydoğu’ya, Karadeniz’den İç Anadolu’ya kadar herkesi Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’nda festivalde buluşturdu. Ahmet hoca barış ve kardeşliği ortaya koydu. Ama AKP bundan rahatsız oldu” şeklinde konuştu.
‘MÜCADELEYE ORTAK OLALIM’
Hiçbir gücün halk iradesi karşısında duramayacağını vurgulayan Aktaş, “Batman, Mardin, Halfeti’de atılan kayyımlar hiçbir şekilde kabul edilemez. Örneğin Ahmet Türk, 2014, 2019 ve 2024 aday oluyor. Temyiz kağıtlarını veriyor ve YSK tarafından onaylanıyor. Ama 3 kere kayyım atandı. AKP rejimi 2016’da FETÖ ile mücadele kapsamında bu kanunu getirdi. Ancak o süreçten sonra bunu Kürtlere karşı sopa olarak kullanıyor. Onların iradesini saymıyor. Bugünkü kayyımlar, 86 milyonun iradesine yapılmış bir darbedir. Türkiye’de yaşayan herkesi, bir gün adaletin onlara da lazım olacağını düşünerek, bu mücadeleye ortak olmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Ömer İbrahimoğlu / MA