Van Cumhuriyet Başsavcılığı, 27 Haziran’da mültecileri taşıyan “Akbaş” adlı teknenin Van Gölü’nde batmasına ilişkin hazırlanan iddianameyi bir süre önce Van 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundu. Mahkeme, “eksik hususlar” gerekçesiyle iddianameyi iade etti. Savcılık, bunun üzerine Van 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Yapılan itiraz kabul edildi.
7’Sİ TUTUKLU 12 KİŞİ HAKKINDA DAVA
İddianamede, tutuklular Medeni A., Burhan Ç., Cüneyt A., Mehmet A., Serdar Ö., Serkan Ö. ve Soner K. ile tutuksuz Mehmet Sami A., Nihat A., Osman Y. ve Vedat Y.’nın “Nitelikli göçmen kaçakçılığı yapma” ve “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme” suçlamalarıyla cezalandırılması istendi. Yine, yaşama ihtimali olduğu değerlendirilen ve Van 2’nci Sulh Ceza Hakimliğince hakkında yakalama kararı bulunan şüpheli Servet A.’nın da aynı maddelerle cezalandırılması talep edildi. İddianamede, söz konusu kişiler gölden cenazesi çıkarılan 61 kişi ile halen kendilerinden herhangi bir haber alınamayan göçmenlerin ölümünden sorumlu tutuldu.
TEKNENİN BELGESİ YOK Olaya ilişkin bilgi sahibi çok sayıda kişinin beyanlarına yer verilen iddianamede, Suvat A.’ya ait teknenin yolcu kapasitesine yönelik başkanlıkları tarafından düzenlenmiş denize elverişlilik belgesinin bulunmadığı bilgisine yer verildi. İddianamede, yapılan incelemeler sonucunda Medeni A. ve Servet A.’nın tekneye kapasitesi üzerinde yolcu yüklediği belirtilerek, bu şekilde “göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri” kaydedildi. İddianamede, aynı zamanda teknenin kaptanı olan Medeni A.’nın da aralarında bulunduğu 11 kişinin savcılık ve emniyet ifadelerine de yer verildi.
MEDENİ A.’NIN İDDİALARI Şüphelilerden Medeni A., savcılık ifadesinde olay günü amcasının oğlu olan Servet A.’nın kendisini arasıdğını ve “Akşama yolcu var, sen de gel” dediğini belirtti. İlk başlarda göçmen taşıyacaklarını bilmediğini iddia eden Medeni A., gölde açıldıktan bir saat sonra dalgaların tekneye vurmaya başladığını ve alabora olduklarını kaydetti. Kendisinin tekneden çıkmayı başardığını ifade eden Medeni A., akşamüzeri karaya çıktığını, yardım talebinin ardından jandarma ekiplerinin geldiğini kaydetti. Medeni A., ifadesinin devamında ise, tekneyi genellikle Servet A.’nın kullandığını, tekne ile ara sıra arkadaşlarıyla gezintiye çıktığını., Servet A.’nın daha önce yolcu taşıdığına şahit olmadığını ve ilk defa beraber yolcu götürmek için bu tekneye bindiklerini iddia etti.
‘FİKİR VE EYLEM BİRLİĞİ’ İddianamede, şüpheliler Medeni A. ile Servet A.’ya ilişkin, “Şüphelilerin maddi menfaat elde etmek amacıyla yasal olmayan yollardan şu ana kadar cesedine ulaşılan 61 yabancı uyruklu müteveffanın ülkede kalmalarına imkan sağladıkları, müteveffaların hayatları bakımından bir tehlike oluşturdukları, müteveffaları onur kırıcı bir muameleye maruz bıraktıkları, bu kapsamda şüphelilerin göçmen kaçakçılığı suçunun nitelikli halini ihlal ettikleri, ayrıca Tatvan Liman Başkanlığının yazısı uyarınca gemi taşımacılığının gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak yolcu taşıma kapasitesine yönelik düzenlenmiş bir belge olmaksızın göle açılarak böyle bir kazanın olabileceğini öngörmelerine rağmen tedbirsiz davranarak kusurlu eylemleri neticesinde henüz cesetlerine ulaşılmış 61 yabancı uyruklu müteveffanın ölümüne sebebiyet verdikleri, bu itibarla şüphelilerin fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle üzerlerine atılı ‘Nitelikli Göçmen Kaçakçılığı Yapma’ ve ‘Bilinçli Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölümüne Neden Olma’ suçunu işledikleri hususunda haklarında kamu davası açılması için yeterli şüphenin hasıl olduğu” değerlendirmesine yer verildi. İddianamede, diğer şüphelilierin ise Medeni A. ve Servet A. ile birlikte “fikir ve eylem birliği” içerisinde hareket ettikleri belirtilerek, benzer suçlamalarla cezalandırılması talep edildi.
Gökhan Altay – Müjdat Can / MA