Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, 4 Kasım 2016 tarihinde gözaltına alınıp, tutuklanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili kararını dün açıkladı. Mahkeme, tutukluluğunun hukuki olmadığı ve siyasi gerekçelere dayandığına hükmettiği Demirtaş’a ilişkin tahliye kararı verdi. Mahkemenin 17 üye hakimden 16’sının oyu ile kabul edilen karar için “siyasi” diyen AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’teki grup toplantısında “AİHM, bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendirilir” dedi. Demirtaş’ın avukatlarından Ramazan Demir, mahkemenin kararını ve Erdoğan’ın bu sözlerini değerlendirdi.
AİHM TÜRKİYE’DEN BIKTI
AİHM’in verdiği kararda çok kapsamlı değerlendirmelerde bulunduğunu belirten Av. Demir, mahkemenin neden böylesi bir yol izlediğini, “Çünkü AİHM, Türkiye ve onun gibi devletlerin uygulamalarından bıktı. AİHM, keyfi bir şekilde siyasi faaliyetlerinden dolayı tutuklamaları artık görmezden gelemiyor. Bu anlamda AİHM önünde çok dosya birikti. AİHM artık önünde biriken bu dosyaları çözmek istiyor. Özellikle Türkiye açısından geniş yorumlanan ‘örgüt üyesi’ maddesi ve kanunlarıyla ilgili kesin bir şey söylemek istedi. Kimsenin itiraz edemeyeceği bir şekilde geniş bir yorumlarla bu karar verdiler” sözleriyle açıkladı. Av. Demir, kararın böylesine geniş yorumlaması ile ülkedeki diğer siyasi davaların ayrıca önem kazandığını da vurguladı. Mahkemenin verdiği kararla Türkiye’ye açık mesajlar verdiğini söyleyen Demir, “AHİM, ‘Sen bu delilerle bir insana örgüt üyesi diyemezsin. Bu delillerle siyasi faaliyet yürütenleri yargılayıp tutuklayamaz’ dedi. AİHM’in bir anlamıyla meseleyi artık bütünen çözmek istiyor” diye belirtti.
TARİHİ BİR KARAR
Verilen kararla yine siyasallaşan Türkiye yargısının ifşa edildiğini vurgulayan Av. Demir, AİHM’in uluslararası kurum ve kuruluşların konuyla ilgili birçok rapor derlediği bilgisini paylaşarak, “Politize olmuş yargının siyasi muhalifler üzerindeki etkisi tek tek değerlendirmiş. Kararda bu durum çok iyi ifade edilmiş. O yüzden çok güçlü ve tarihi bir karar. Türkiye demokrasisi açısından doğurduğu tehlikeleri ve muhtemel sonuçları ile ilgili çok sağlam ve yerinde tespitleri var. Bir mahkeme kolay kolay bu ağır ifadeleri kullanmaz” dedi.
‘UYGULAMADIKLARI HER GÜNÜN YENİ BİR SONUCU OLACAK’
Av. Demir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri üzerinden müvekkillerinin tahliye edilip edilmemesi yönünde atılacak adımlar konusunda ise, “Kendilerinin bileceği bir şey” diyerek, şunları ekledi: “Bırakmadıkları her dakika her saniye yeni bir ihlal yeni bir suç işlemiş olurlar. Bırakmak zorundalar. Kesin bağlayıcı bir mahkeme kararını nereye kadar uygulamaya bilirsiniz ki. Kararı uygulamadıkları her gün kendileri için yeni bir sonucu olacaktır. Özellikle bu kararın infazı için AB Konseyi Bakanlar Komitesi devreye girecek. Tahliyesi sağlanmak için Bakanlar Komitesi yeni yaptırımlar kararları alacaktır.”
Mahkemenin verdiği kararın tutuklu diğer siyasetçiler için emsal karar nitelendiğinde olduğunun altını çizen Demir, “Türkiye’de siyasi faaliyetlerinden dolayı tutuklu bulunan siyasi tutukluların serbest bırakılması gerekir. En başta da Leyla Güven. Yani emsal karardır. Çünkü Avrupa Konseyi’nin en büyük mahkemesi son ve nihai olarak bu kararı aldı. Bu çok önemli bir konudur. 17 hakimin 16’sının kalkıp bunu söylemesi bu açıdan çok önemlidir” diye konuştu.
MA