■ Politika’dan Yorum
Türkiye uzun süredir görüntüde ABD ile Rusya arasında kendine göre dengeli bir politika izliyor. Bunu Türkiye’yi iki tarafa da eşit mesafeli göstermek için mi yoksa ABD’nin bir stratejisi olarak mı yaptığı konusu tartışılabilir. Görünen o ki, son günlerde NATO ile Rusya’nın Ukrayna üzerinden karşı karşıya gelmesi olayında Türkiye tehlikeli bir oyun oynuyor. Aslında bu tehlikeli oyunu Rusya’nın özel askeri operasyonu başladığından beri sürdürmektedir. Bir yandan Ukrayna’yı destekleyerek, silah vererek ve Kırım konusunda olduğu gibi Donbas konusunda Rusya’yı işgalcilikle suçlarken, diğer yandan Rusya ile “iyi” ilişkilerini sürdürmeye çalışıyor. Rusya’yı Ortadoğu’da özellikle Suriye’de Kürtlere karşı sürdürülen kirli savaşta müttefik olarak kazanmayı hedefliyor.
Ancak, son zamanlarda bu ikili oyunu bozacak gelişmelere tanık oluyoruz. Rus basınından takip edebildiğimiz kadar Türkiye Ukrayna’da savaşmak için bir lejyoner birliği hazırlıyor. Rus basını bunların görsellerini de yayınladı. Başta SİHA’lar olmak üzere silah sevkiyatını artırıyor. Bu gelişmeler sıcak savaşa bizzat dahil olmak anlamına gelmektedir. Bu durumda Rusya da Türkiye’ye karşı ikili oyun içeren bir politika sürdüreceğe benziyor. Rusya’nın bu koşullarda Kürt Özgürlük Hareketi’ni lojistik ve askeri olarak destekleyeceği haberleri yine Rus basınında yayınlanan haber ve makalelerden anlaşılıyor.
Karadeniz’de sivil ve Türk isimli ama yabancı bandıralı bir Türk gemisi Rus sahil güvenlik kuvvetleri tarafından taciz atışıyla durdurulup akabinde helikopter ile gemiye havadan indirme suretiyle aranmış ve gemide askeri teçhizat ve mühimmat bulunmaması üzerine serbest bırakılmıştır. Düşünün ki bu gemi askeri malzeme taşıyan bir gemi olsaydı -ki Türk gemileri bu işi yapıyor- durum ne olurdu? Buradan yola çıkarak Karadeniz’de suların ısındığı ve NATO yörüngesinde olan Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizden dolayı ABD ve AB’nin buyruklarına daha fazla uyma zorunluluğu gerçeği nedeniyle riskin arttığını rahatlıkla görebiliriz. Bir de Türk gerici faşist güruhunun lejyoner olarak Ukrayna’da savaşa sürüldüğü koşulları düşünün. Böyle bir aktivitenin TC devleti ve TSK insiyatifi dışında gerçekleşmeyeceğini herkes bilir. Rusya haydi haydi bunu anlar. Bu konunun ayyuka çıkması birkaç lejyonerin ölmesine ve cesetlerinin basına yansımasına bakar. Magazin türü görsel haberler de bunun cabası olur.
Ortadoğu’da durum çok farklı değil. Türkiye NATO himayesinde sınır ötesi savaşı operasyon adı altında sürdürüyor. Bölgede yarın kimin kiminle karşı karşıya geleceğini kimse bilemez demeyelim, şimdiden tahmin edebiliriz. Suriye ve İran ile olası bir çatışmalı ortamda Türkiye NATO ile birlikte Rusya’yı karşısında bulacaktır. O zaman ilişkiler Rus jetinin düşürüldüğü döneme bir saatte dönebilir.
Tüm bu gelişmeler rejim basınında yer bulmuyor. Boyalı basında çok farklı hikayeler manşete çıkarılarak gerçek sorunlar hasır altı ediliyor. Biz bu yorumumuzda biraz olsun ucundan gündem yapılmayan ama aslında tam da gündemin ortasında olan bazı konulara değindik.