Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucunda öldürüldü. Cinayete ilişkin Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 1 Temmuz’da görülen ilk duruşmaya katılan Doğukan Çep, Ateş suikastının azmettiricisi olduğunu itiraf etti. Bununla da sınırlı kalyan Çep, 2013 yılının Ağustos ayında İstanbul’un Maltepe ilçesi Gülsuyu Mahallesi’nde afiş asan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyelerine dönük gerçekleştirilen silahlı saldırıyı, mahalledeki ESP’nin ilçe örgütü binasına dönük saldırı ile Gezi eylemlerinin “kırmızı fularlı kız” adıyla bilinen Ayşe Deniz Karacagil’in de aralarında olduğu 10 sosyaliste yönelik silahlı saldırı gerçekleştirdiğini ve Gülsuyu’nda uyuşturucuya karşı mücadele yürüten Hasan Ferit Gedik’i katlettiğini de itiraf etti.
Çep, duruşmada bu saldırıları ise, “Devlet adına ESP’lileri vurdum” sözleriyle savundu. Çep, Ateş cinayetinin azmettiricisi olmasının nedenini de, işlediği bu suçlardan yargılanmamak için verdiği parayı geri alamaması olduğunu açıkladı.
YENİDEN YARGILAMA REDDEDİLDİ
Çep’in bu itirafları üzerine ESP avukatları, 2013 yılında sosyalistlere yönelik gerçekleştirilen saldırılara ilişkin 9 davanın görüldüğü İstanbul Anadolu Adliyesi 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeniden yargılama talepli başvuruda bulundu. Daha önce yapılan yargılamada Çep hakkında ESP üyelerine dönük işlenen silahlı yaralama fiilleri ve ESP Maltepe İlçe Örgütü’ne silahlı saldırı fiili nedeniyle bir mahkumiyet kararı verilmemişti. Ancak mahkeme, soruşturmanın “mükerrer” olduğunu öne sürerek, “kovuşturmaya yer yok” kararını vererek, bu talebi reddetti.
“KOVUŞTURMAYA YER YOK” KARARINA İTİRAZ
Avukatlar, mahkemenin yeniden yargılama talebinin reddi kararına karşı 20 Ağustos’ta İstanbul Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığı’na itiraz başvurusu yaptı. Dilekçede, “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar her ne kadar mükerrerlik iddiasına dayandırılmışsa da bizim iddialarımızla ilgili olarak şüphelinin sanık ya da şüpheli olarak yargılandığı bir soruşturma ya da kovuşturma söz konusu değildir” denilerek, eksik inceleme yapıldığı belirtildi. “Kovuşturmaya yer yok” kararının kaldırılması gerektiği belirtilen dilekçede, şüpheliler hakkında kamu davası açılması ve yeniden yargılanmaları talep edildi.
Karara itiraz eden Avukat Sezin Uçar, konuya dair Mezopotamya Ajansı’na konuştu.
“DEVLET DESTEKLİ GRUPLAR MAHALLEYE GETİRİLDİ”
Kürt ve Alevilerin yaşadığı Maltepe ilçesinin Gülsuyu Mahallesi’nde 2013’te çete faaliyetlerinde ciddi oranda artış olduğunu, devletin desteklediği grupların dışarından getirildiğini belirten Uçar, çetelerin aynı zamanda esnaflardan haraç istediğini, yurttaşları toplumsal mücadeleden uzaklaştırmaya çalıştıklarını ve sosyalistlere saldırdıklarını vurguladı. Uçar, “Bu kapsamda ESP’ye ve onun üyesi çok sayıda müvekkilimize Gülsuyu çeteleri tarafından silahlı saldırılar düzenlendi. Burada olaylarda çok sayıda kişi yaralandı. Buna karşın halk yürüyüşleri gerçekleştirildi. Yürüyüşlere katılan yurttaşların üzerine motosikletle gelen çete üyeleri tarafından silahlar sıkıldı. Bu aynı zamanda Gezi döneminde ortaya çıkan halkların onur ve özgürlük isyanının emekçi mahallelere yayılması ve buradan daha güçlü bir toplumsal ayaklanmanın ortaya çıkmasının da önüne geçilmeye çalışıldı” dedi.
“ESP’YE DÖNÜK SALDIRILARA İLİŞKİN SUÇLAMA YÖNELTİLMEDİ”
O dönem yaşananlara ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını ve Doğukan Çep’in de yargılananlar arasında olduğunu belirten Uçar, Çep’in ESP’ye dönük saldırılara dair kendisine bir suçlama yöneltilmediğini ifade etti. Çep’in de aralarında olduğu kişiler hakkında mahkumiyet kararların verildiğini dile getiren Uçar, “Ama karardan bu yana Doğukan Çep’in tutuklanması mümkün olmadı. Ta ki Sinan Ateş dosyasında azmettirici olarak ismi anılana kadar. Sinan Ateş dosyasında hakkında bir yakalama kararı gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
“DEVLET ADINA YAPTIM” SAVUNMASI
Yargılamaların da “gerçek” anlamıyla yapılmadığını dile getiren Uçar, çete üyelerinin mahkemeye baskı kurduğunu ve şikayetçi olanların çoğunun da tehdit edilerek, şikayetlerinden vazgeçtiklerini söyledi. Uçar, şunları belirtti: “Devlet eliyle gerçekleşen bütün çete faaliyetlerinin bağlantılarını açığa çıkarıldığı ve adaletin sağlandığı bir yargılama değildi maalesef” dedi. Ortada mükerrer bir soruşturma olmadığını bu suçların sorulmadığını söyleyen Uçar, “Bu son yargılamada da Doğukan Çep bunları anlatırken, mahkeme heyeti ‘Biz bunlarla ilgilenmiyoruz. Sen bunları geç Sinan Ateşle ilgili olanları anlat’ diyor. Doğukan Çep’in zaten bu iddialar hakkında konuşmasının nedeni de kendini aklama çabasıdır. ‘Ben çete faaliyetlerini devlet adına işledim’ demek anlamına geliyor ve aklamak adına aslında bu suç itiraflarında bulunuyor. Ama söylediğimiz gibi insanlar üzerinde bu kadar korkutucu etki bırakan, çete faaliyetlerinin devletin olanaklarından bağımsız olarak gerçekleşemeyeceği ortada. Bugüne kadar Ülkü Ocakları’nın tarihi, MHP’nin tarihi zaten bu çete faaliyetleriyle yüklü o nedenle bu kapsamda zaten Çep hakkında tüm iddialarla ilgili hem yeniden yargılama talebimiz hem de itirazımız kabul edilmeli.”
“MÜKERRERLİK GEREKÇESİ DOĞRU DEĞİL”
İtirazda “mükerrer” olarak kabul edilen dosyanın belirtmediğini ifade eden Uçar, “Ama muhtemelen İstanbul Anadolu 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davayı kast ediyor. Ama orada da ESP’ye dönük faaliyetlerinden ceza almadı. Bununla yargılanmadı bile. O nedenle mükerrerlik kavramı Doğukan Çep şahsında ve itiraf ettiği şeyler şahsında gerçekleşmiş doğru bir kavram değil” diyerek, tüm kamuoyuna bu sürecin takipçisi olması konusunda çağrıda bulundu.
GÜLSUYU’NDA NELER OLDU?
7 Ağustos 2013 tarihinde sabah saatlerinde 7’ncisi düzenlenecek olan Gülsuyu Sanat ve Hayat Kültür Festivalleri kapsamında afiş asan Şafak Aydın ve Sinan Sağır’a silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda Aydın ve Sağır ayağından yaralandı. Aynı gün saat 12.15 sularında ESP Maltepe İlçe Örgütü binasına ve çevresinde bulunanlara silahla saldırı gerçekleştirildi. Burada binanın çevresinde bulunan Çağdaş Temuroğlu ve parti binası içerisinde bulunan Özgür Bedel, Deniz Karacagil yaralandı.
Yaşanan iki olayın ardından aynı gün saat 19.00’da yüzlerce kişinin katılımıyla yürüyüş düzenlendi. Bu yürüyüşe de iki farklı noktadan ateş açıldı. Yürüyüşte, Abdullah Atasoy, Birgül Yükselir ile gazeteciler Dilara Keskin ve Sven Kaeuler yaralandı. Daha sonra ESP ilçe binası önünde motosikletli dört kişi taciz ateşi açtı.
Ömer İbrahimoğlu / MA
