Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana iktidarların, yüz yıllık Kürt sorunundaki ret ve inkar politikaları derinleşerek devam ederken, buna bağlı olarak gelişen savaş koşullarının yarattığı sonuçlar ise siyasal ve ekonomik gibi birçok krize neden oldu. Özellikle de AKP iktidarının sürdüğü son 20 yılda Kürt sorunu adeta ülkeyi sonun başlangıcı olabilecek bir uçuruma sürükledi.
Seçim tarihi yaklaşırken Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkında Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açılması ve hazine hesabına bloke konulması tepkilere neden olurken, Barış Vakfı Genel Başkanı Hakan Tahmaz, savaş politikası ile iktidar ve muhalefetin Kürtlere yaklaşımına ilişken değerlendirmelerde bulundu. Tahmaz, Türkiye’nin geleceğinin iktidar ve muhalefet blokunun HDP’ye karşı alacağı tutumla bağlantılı olduğunu kaydetti.
İKTİDARIN ‘BEKASI’ SONUNU GETİRİYOR
Türkiye’deki savaş politikalarının, Cumhuriyetin ilk kuruluşundan bu yana devam ettiğini belirten Tahmaz, Türkiye’de yaşayan farklı etnik ve inanç gruplarının özgürce yaşamasının bir “beka” sorunu olarak algılandığı için devletin savaşta ısrar ettiğini kaydetti. Devletin yıllardır bu savaş politikalarıyla tüm farklılıklara savaş açtığını belirten Tahmaz, “Devletin ‘beka’ sorunu bugün iktidarın beka sorununa dönüşmüş durumda” ifadelerini kullandı. Bu politikaların artık son bulması gerektiği uyarısında bulunan Tahmaz, gelinen süreçte artık normalleşme adımlarının atılması gerektiğinin altını çizdi.
KÜRTLERİN HEDEF ALINMASININ NEDENİ?
Mevcut iktidarın, Cumhuriyet tarihinden günümüze kadar savaş politikalarını özellikle Kürtler üzerinden sürdürmesinin nedenlerine işaret eden Tahmaz, “Savaşı Kürtler üzerinden sürdürüyor çünkü; kurucu ideolojiye açıktan direniş gösteren en önemli güç Kürtlerdir. Bu yüzden devlet, başta Türkiye’de olmak üzere tüm Ortadoğu ve dünyada Kürtleri, bastırmak istiyor. Bu savaşı durdurmanın tek yolu ise demokratik siyaset zeminin güçlendirilmesidir. Hukukun, siyasetin ve devlet kurumlarının ortadan kaldırıldığı bir yerde savaşın önünü geçmek mümkün değildir. Bu devlet felsefesi, Türkiye’nin zenginliklerini, Kürtlerin varlığını kendisine tehdit olarak görüyor. Bu tehdidin ortadan kaldıracak yegane güç Kürtlerin kendisi olarak yaşamasıdır” dedi.
TÜRKİYE BARIŞ YOLUNA GİRMELİ
Tahmaz, Kürtlerin kendi kimliği, kültürü ve diliyle yaşaması için devletin artık kendi kodlarını aşması gerektiğini vurgulayarak, muhalefeti de bu konuda uyardı. Tahmaz, “Muhalefet bu düşünden çıkmadığı sürece savaş ve çatışma durumu devam eder” diye aktardı. Türkiye’nin demokratikleşmesinin en önemli dinamiklerinden birinin Kürtler olduğunun vurgulayan Tahmaz, Kürtlerin kendi haklarının alacağı bir yola girilmesi gerektiğini söyledi. İktidarın, başta Kürt halkı olmak üzere dışladığı tüm kesimlerle barışçıl bir yola girilmesi gerektiğini aktaran Tahmaz, “Bu yola girmenin yegane şartı da bunu gerçekleştirecek siyasi aktörlerle diyaloga girmektir” ifadelerini kullandı.
“AKLISELİM ÖNGÖRÜ”
İktidarın HDP’ye yönelik saldırılarını da değerlendiren Tahmaz, şöyle konuştu: “HDP’yi dışlamak iki gerekçeye dayanıyor, birincisi Türk milliyetçiliği tezine, diğer ise AKP’nin yarattığı korkuya dayanıyor. Bu korkuyla siyaset yaparsanız olmaz. Türk milliyetçiliği üzerinden Kürtlerin kendi kimlikleriyle yaşama isteğini ortadan kaldırmak savaşı durdurmaz, tırmandırır. Bunu aşamayan siyasi aktörler Türkiye’nin ikinci yüzyılını demokrasiyle taçlandıramaz. Bu aklıselim herkesin öngördüğü bir durumdur. Bu nedenle yapılması gerekenler çok açık yeter ki muhalefet cesaretli olsun.”
“HDP’SİZ MÜMKÜN DEĞİL”
Yaklaşan 2023 yılı seçimlerini hatırlatan Tahmaz, bu seçimin Türkiye için bir “kader” niteliğinde, hayati ve önemli olduğunu söyledi. Tahmaz, siyasi atmosfere bakıp muhalefete, “HDP’siz bu seçimi kazanmak mümkün değil” dedi.
“MUHALEFET CESARETLİ OLMALI”
“Cumhuriyetin ikinci yüzyıla gireceği şu günlerde gerek ülkemizde gerekse bölgemizde ve dünyamızda birçok toplumun ortak sorunu, barıştan uzak bir sosyal çatışma ve sıcak savaşla boğuşuyor olmasıdır” diyen Tahmaz, Kürt sorununun barışçıl çözümü için muhalefeti cesaretli olmaya çağırarak, “İktidarın topluma bunun doğru olduğunu söylemesi gerekir. Ve altılı masanın cesaret testinde olduklarının farkında olması gerekiyor” diye konuştu.
MA
