Demir Yumruk operasyonunda aralarında Erol Eşrefoğlu’nun (Evcil) da olduğu 3 ayrı suç örgütü lideri de bulunulduğu iddia ediliyor. 14 fabrika, 850 adreste arama ve el koyma işlemleri devam ediyor. Firmalar ve fabrikalar ile Erol Eşrefoğlu dışında gözaltına alınan Hüseyin Eryılmaz ve DETAŞ Demir Çelik’in sahibi Melih Karabacak’ın dışındaki isimler açıklanmadı. Çetelerle bağlantılı 39 firmaya ise kayyum atandığı belirtildi.
İNŞAATLA BÜYÜYEN SEKTÖR
Demir çelik sektörü, Türkiye açısından son derece önemli bir sektör. Türkiye, AKP ile birlikte yurtiçi gayri safi üretim içindeki payını arttırarak, 40 milyon ton çelik üretimi ile dünyada yedinci sıraya yükseldi. Çünkü AKP ile birlikte başlayan “kentsel dönüşüm” projeleri ile inşaat sektörü ekonominin taşıyıcısı oldu. Bugün “Beşli çete” olarak adlandırılan inşaat şirketleri, Kamu Özel İşbirliği mekanizması ile devletten aldıkları inşaat ihaleleri ile büyüyüp tekelleşti. İnşaat sektörü ile birlikte de demir çelik sektörü yükseldi.
Türkiye, yılda 9 milyar dolar civarında demir çelik hurdası da dahil olmak üzere toplam 12 milyar dolar civarında hammadde ithal ediyor ve bunları eriterek çelik üretiyor. Ürettiği çeliğin yaklaşık yarısını iç piyasaya sürülürken yarısı da ihraç ediliyor. Türkiye’de 32 demir çelik fabrikasında 49 bin kişi istihdam ediyor.
Demir-çelik sektörü hem hammadde sağlanması hem üretim aşamasında doğaya en fazla zarar veren hem de üretim sürecinde yüksek elektrik enerjisine gereksinim duyulan bir sektör olmasından dolayı daha fazla enerji yatırımı yapılmasını teşvik eden bir sektör. Bu açıdan da hem emek sömürüsünün hem de doğa sömürüsünün yoğun bir alan olduğu için ekolojik yıkıma neden olan sektörlerin de başında geliyor. “Demir Yumruk” operasyonu bu nedenle emek ve doğa düşmanı bir sektörün nasıl mafya-siyaset-bürokrasi işbirliği ile sürdürüldüğünü göstermesi bakımından takip edilmesi gerekiyor.
OPERASYON HANGİ REKABETİN SONUCU?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, demir çelik sektöründe üretici olarak faaliyet gösteren ve güçlenerek tekelleşmeye çalışan suç örgütlerine yönelik, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “nitelikli dolandırıcılık”, “rüşvet” ve “213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet” suçlarından başlattığı soruşturmada 3 ayrı suç örgütünün demir çelik sektöründe faaliyet gösterdiğini tespit ettiğini ifade ediyor. Basına verilen bu bilgilerin suç çeteleri ya da şirketler arasındaki rekabetin bir sonucu olduğunu tahmin etmek için “savcı” olmaya gerek yok.
Bunun en somut örneği de basına sadece Erol Evcil’le ilgili detaylı bilgilerin verilmesi ve Hüseyin Eryılmaz’ın arkasındaki Mescidi Aksa kabartmasıyla altın kaplama iPhone’nun fotoğrafının sızdırılması. Basına sızdırılan bilgilerde Evcil’in İskenderun’da kaldığı rezidansta kaçmaya çalışırken yakalandığı ve iş yerinde 25 milyon liranın ele geçirildiği iddia edildi. Ayrıca içlerinde iş yeri ve konutların bulunduğu 261 taşınmaza, 8 bin 690 banka hesabına, çeteye ait 327 otomobile ve Erol Evcil’e ait 20 milyon dolarlık jet uçağına el konulduğu belirtildi.
Savcılığın sadece Evcil’le ilgili detayları basına servis etmesi elbette ki manidar. Nitekim bugün Birgün’deki yazısında Bahadır Özgür, Evcil isminin arka planını yazdı. “‘Zeytin kralı’ Erol Evcil nasıl ‘çelik kralı’ oldu?” başlıklı yazısında Evcil isminin Türkiye’nin yakın dönemindeki mafya-siyaset-ticaret bağlantılarına değindi: “İşte size siyaset-ticaret-mafya ilişkisinin 40 yıldır değişmeyen bir ‘Türkiye hatırası’ daha. Sedat Peker’in itiraf ve ifşalarıyla hızlanan Susurluk dejavusunda Mehmet Ağar, Korkut Eken, Mehmet Eymür, Alaattin Çakıcı vs. derken sahnenin olmazsa olmazı Erol Evcil de yerini aldı sonunda.”
Erol Evcil, 1990’lı yıllarda, çete lideri Alaaddin Çakıcı ile birlikte hareket eden, o dönemdeki banka özelleştirmesi işlerinde rol oynamış, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz gibi isimlerle bağlantıları olmuş, Nesim Malki’nin cinayetinde azmettirici olmaktan yargılanarak hapse mahkum edilmiş bir isim. Cezaevinden 2020’de çıktı. Ama kuşkusuz işleri dışarıda aynen yolunda gitmiş olmalı ki, çıkar çıkmaz İzmir’deki Cer Çelik’e çöktü. Özgür’ün detayıyla aktardığı bu çökme şu şekilde gerçekleşti: “İzmir Bornova’daki Cer Çelik’in hissedarlarından Zeki Tanyeri, 2021 yılında İzmir’de bir otelin önünden silah zoru ile kaçırıldı. Bir otomobilin bagajına konuldu, saatlerce dolaştırıldı, darp edilip bırakıldı. Tanyeri polise giderek şikâyetçi oldu. Suçladığı isim Evcil’di.”
Özgür, “Cer Çelik’te yaşanan operasyonun aynısı Sivas Demir Çelik, Aliağa Say Metal, İskenderun Nursan Demir Çelik ve İzmir Erkay Haddanecilik’te de yaşandı. Hepsinde dolaylı veya doğrudan aynı isimler rol oynadı. Önce ele geçirildi, fabrikalar boşaltıldı, iflas ettirildi. Bu arada binlerce işçinin ücretleri, sigortaları ödenmedi; aileleri açlığa mahkûm edildi. İşçiler defalarca eylem yaptılar, iktidara, Meclis’e seslendiler, Evcil’in çevirdiği dümenleri yargıya şikâyet ettiler” ama devlet hiç oralı olmadı diyor.
Bu “çökme” olaylarından biri de Nursan Demir Çelik Fabrikasında yaşanmıştı. Gazeteci Cevheri Güven konuyla ilgili Alaaddin Çakıcı ile Erol Evcil’in bu fabrikaya çöktüğüne dair yayın yapmış, Çakıcı’da Twitter hesabından Güven’e cevap vererek Erol Evci için “dostum ve arkadaşımdır, Devletin dışında biri canına kastederse önce beni öldürmesi gereklidir” demişti. Aynı açıklamada Hüseyin Eryılmaz’ın da, 50 milyon liralık borcunu ödemediği için Erol Evcil’i öldürmek istediklerini ve kendisinin izin vermediğini savundu. İktidarın ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hapiste özel olarak ziyaret ettiği ve AKP ile ittifakında tahliyesi özel şart haline getirdiği Çakıcı’nın dostu ve arkadaşı Evcil!
Evcil’le ilgili bir başka detay da şu: Kumarhane ve sanal bahis baronu Halil Falyalı suikastında yeni detaylar… Gözaltına alınan 16 kişiden ikisi, 1995’teki Nesim Malki cinayeti ile anılan Erol Evcil’in adamları çıktı. Bunlardan biri Evcil’in yakın adamı ve koruması Cengiz Şener, diğeri Evcil’e 2 yıl korumalık yapan Veysel Sare. Sare ifadesinde, Şener’in cinayetten önce kendisiyle irtibat kurduğunu ve “Erol abin için” diyerek tekne ile KKTC’ye gönderdiğini anlattı.
PEKİ NE OLDU DA ŞİMDİ BU OPERASYON GERÇEKLEŞTİRİLDİ?
Özgür, “Yarım asırlık ‘devlet dersinden’ öğrendiğimiz bir şey varsa, sokakları dolduran halk yığınlarının baskısı yoksa eğer, böyle operasyonların pek azının adalet uğruna yapıldığıdır. Yıllarca göz göre göre dokunulmayan birilerine el uzatılması, mızrağın çuvala sığmamasından ziyade, siyasal ve iktisadi sıkışmışlık zamanlarında iktidarı oluşturan güç yapıları arasındaki uzlaşının bir hesaplaşmaya dönüşmeye başladığının işaretidir,” diyor.
Konuya ilişkin ilginç yorumlardan biri ise Cevheri Güven’den geldi: Gazeteci arkadaşlar Erol Evcil’in ve onu öldürmek için Çakıcı’dan izin isteyen Hüseyin Eryılmaz’ın bugün birlikte alınmasını eksik yorumluyorlar. Bu mafyatik temizlikten ziyade Beşli Çete’nin sicilini temizlemekle de ilgili. Bence buraya yoğunlaşmalılar.
HABER MERKEZİ
