İstanbul’da Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) kazanç sağlamak için önceden anlaştıkları özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerine sevk ettikleri bebeklerin ölümlerine neden oldukları ortaya çıkan “Yenidoğan Çetesi” davasının duruşması 6’ncı gününde devam ediyor. Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren duruşmada, 22’si tutuklu 47 sanık “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla yargılanıyor.
Pazartesi gününden bu yana 21 sanığın savunmasının alındığı duruşma iddianamede “organize suç örgütünün elebaşı” olarak nitelendirilen ve 582 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Fırat Sarı’nın savunmasıyla devam ediyor.
‘DEVLET MİLLET HASSASİYETİ YOKTU’
CİMER şikayetini yapan kişiyle ilgili konuşan Sarı, “Deniz Gezmiş parkası giyerdi. Nöbetlerde Karl Marx ve Mao Zedong okurdu. Devlet millet hassasiyeti yoktu. Şikayetteki cümleleri o kurmuş olamaz” dedi. Sarı, şikayetçinin genç yaşta olduğunu ve yasadışı örgütlere katılmasına ve dağa çıkmasına engel olmak için tutulan gençlerden biri olduğunu da ileri sürdü.
‘BENİ SİSTEMATİK OLARAK ZEHİRLEDİLER’
Şikayetçinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’yle ilişkili olabileceğini iddia eden Sarı, daha sonra mahkeme başkanının dosyada ismi geçen kişilere ve dosyadaki tapelere yönelik sorduğu sorulara yanıt verdi. “Hastane yönetimleri beni sıkıştırırdı. Daha fazla hasta yatırmak istiyorlardı. Ben de hasta sayısını arttırıyordum” diyen Sarı, davanın iki numaralı sanığı İlker Gönen’le aralarını Hasan Basri Gök ve Doğukan Taşçı adlı hemşirelerin bozduğunu ileri sürdü. Sarı, “Bu iki çocuk beni sistematik olarak zehirledi” dedi.
‘TAPELERDE YAPTIĞIMIZ İYİLİKLER YOK’
Yaklaşık 2.5 saattir kesintisiz süren duruşmada avukatlar Sarı’nın ayakta savunma yaptığını belirterek ara verilmesini talep etti. Mahkeme başkanı bu talebe “Sorularım bitince ara vereceğim” yanıtını verdi. Sorgusuna devam edilen Sarı, tapelerle ilgili bir itirazını dile getirdi. Sarı, “Tapelerde yaptığımız iyiliklere yer verilmemiş” dedi. Mahkeme başkanı Sarı’ya telefon dinlemelerindeki gülüşmeleri de sordu. Sarı’nın yanıtı “Hakimler savcılar da kelle aldık diyor” şeklinde oldu. Bunun üzerine duruşma savcısı “Bizim üzerimizden örnek verme en azından benim üzerimden örnek verme” diye tepki gösterdi.
Mahkeme başkanı, duruşmaya ara verdi.
SAVCI: DEVLETLE İLİŞKİLİYDİM NE DEMEK?
Aradan sonra devam eden duruşmada, üye hakimlerin sorgusu başladı. Üye hakim, Sarı’dan işletme sistemini anlatmasını istedi. Sarı, hastanelerin yenidoğan hemşiresine diğer hemşirelere göre daha fazla maaş ödemesi gerektiğini ancak bu durumun iş barışını bozduğunu belirterek “Hastaneler diğer hemşirelerle aynı maaşı ödüyordu. Biz verdiğimiz hizmetle hemşirelere ödeme yapıyorduk. Böylece yenidoğan hemşiresi daha fazla maaş almış oluyordu” dedi.
Üye hakimin sorusunun ardından duruşma savcısı Sarı’ya “Devletle ilişki içindeydim dedin. Bunun yargılamayla ne ilgisi var?” diye sordu. Sarı, “Topluma kazandırma yasasıyla hapisten çıktım” dedi. Savcının bunun üzerine sorusu “Görüşüyordum dedin. Denetiminle mi ilgiliydi?” oldu. Sarı, “Yargılamayla ilgisi yok. Kamuoyunda infial yarattığı için söyledim” yanıtını verdi.
‘HİÇBİR ZAMAN SUÇ İŞLEDİĞİMİ DÜŞÜNMEDİM’
Savcı Sarı’ya, “Neden konuşmalarda WhatsApp’a geçelim dedin?” sorusunu da yöneltti. Sarı bu soruyu “Ben hep normal telefondan konuştum. Çünkü hiçbir zaman suç işlediğimi düşünmedim” dedi. Savcının “Dinlendiğini mi düşünüyordun?” sorusuna ise Sarı’nın yanıtı “Doğukan bana dinlendiğimizi söylemişti” dedi.
Duruşma savcısının “Neden çalışanlarının üzerine şirket kurdun?” sorusunu da yanıtlayan Sarı, “GNZ şirketinde doktor ve hemşireleri ortak edecektim. Çünkü illegal biçimde elden ödeme yapıyorduk” diyerek kendini savundu.
Savcının sorularının ardından Sarı’nın avukat sorgusu başladı.
MA