SMO’nun bir fraksiyonu tarafından öldürüldüğüne dair ikna edici kanıtlar olduğunu ortaya çıkardı. Ancak, Ahrar’uş Şarkiya, Xelef’in öldürülmesinden sorumlu olmadığını beyan ediyor. SMO’nun bir bileşeni olan Ahrar’uş Şarkkiye, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarına da katıldı.
YAĞMA, İNSAN KAÇIRMA, İDAM, İŞKENCE ÖRGÜTÜ
Türkiye’nin 2018 yılında Efrin’i hedef alan operasyonuna da katılan Ahrar’uş Şarkkiye, Efrin’in çeşitli yerlerine, kadınlara başörtüsü takmaları ve islami usullere göre giyinme çağrısı yapan büyük posterler asmasıyla hatırlanıyor. New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW)’nin 2018 yılının Temmuz ayında yayınladığı bir raporda, Ahrar’uş Şarkkiye’nin üyelerinin de aralarında bulunduğu kimi örgütlerin, halkın malını yağmaladığı açıklandı.
Uluslararası Af Örgütü de 2018 Ağustos ayında bir rapor yayınladı ve raporunda, aynı örgütün Efrin’de insanları kaçırarak kaybettiği, keyfi tutuklamalar gerçekleştirdiği ve yağma yaptığı belirtildi. Bölgesel ve uluslararası medya kuruluşlarının çeşitli dönemlerde yaptıkları haberlere göre, Ebu Hatim Şakra’nın ve Ahrar’uş Şarkiye’nin sicilinde pek çok suç bulunuyor. Özellikle Êzidilere yönelik işledikleri suçlar dikkat çekiyor. Grup, adam kaçırma, işkence, sivillerin özel mülklerine el koyma ve yerinden edilmiş Suriyelilerin evlerine dönmelerini engelleme eylemleri gerçekleştirdi.
İddialardan biri, Ahrar’uş Şarkkiye grubunun, 2018’den bu yana yüzlerce kişinin idam edildiği Halep dışında büyük bir hapishane kompleksi inşa ettiği yönünde. İdlib ve Halep vilayetlerinin önde gelen iş ve muhalefet figürlerini hedef alarak yakınlarından fidye isteyen Ahrar’uş Şarkkiye fraksiyonunun, eski IŞİD unsurlarını da bünyesine kattığı belirtiliyor.
MA