İstanbul’da yaklaşık 3 yıl önce yaşanan adli bir vakadan dolayı 2 yıldır tutuklu bulunan epilepsi hastası Erhan Bayır, ilk olarak Maltepe Cezaevi’ne konuldu. Buradan Balıkesir Bandırma 1 No’lu T Tipi Cezaevi’ne sevk edilen Bayır, Roman olması, epilepsi tedavisi için kullandığı ilaçların kendilerine verilmesini isteyen diğer adli tutukluların talebini kabul etmemesi defalarca saldırısına uğradı. Saldırılar nedeniyle daha önce gündeme gelen Bayır, ailesiyle yaptığı görüntülü telefon görüşmesinde, bir kez daha saldırıya uğradığını aktardı. Bulunduğu cezaevinden görüntülü bir şekilde ailesiyle konuşan Bayır’ın, kafasının tamamen bandajla sarıldığı, gözaltlarının morardığı, dudaklarının ise çatladığı görülüyor. Bayır, ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde, Roman olduğu için diğer tutukluların ayrımcı davranışlarına ve saldırısına maruz kaldığını ifade etti.
Kardeşinin 8 aydır Balıkesir Bandırma 1 No’lu T Tipi Cezaevi’nde olduğunu belirten Erhan Bayır’ın ağabeyi Resul Bayır, kardeşinin koğuştaki diğer tutukluların, “tehdit, hakaret, küfür, işkencesine” maruz kaldığını söyledi. Resul Bayır, diğer tutukluların, kardeşinden epilepsi tedavisi için gardiyanlar gözetiminde verilen ilacın uyuşturucu niteliğinden dolayı kendilerine getirilmesini istediği, bunun için kardeşini darp ettiğini belirtti. Resul Bayır, son yaşanan olayı, “Bunların asıl nedeni ise kardeşim epilepsi hastasıdır. Kardeşim, gardiyanların gözetiminde ilacı içiyor. Gardiyanlar onun ağzını kontrol ediyormuş içip içmediğinden emin olmak için. 15 dakikadan sonra ise kardeşimi tekrar koğuşuna götürüyorlarmış. Gardiyanlar gittikten sonra diğer mahkûmlar, kardeşimin midesine çöküp kusturup içtiği ilacı alıp onların içtiğini anlattı bize. Kardeşim koğuştaki mahkûmların ‘İlacı içmeyip bize getireceksin, getirmezsen seni öldüreceğiz’ diye tehdit edip kendisine küfür ettiklerini söyledi” sözleriyle yaşananları anlattı.
“KURTARIN BENİ BURADAN”
Kardeşiyle yaptığı son açık görüşü aktaran Resul Bayır, “Annem ben ve tutuklu kardeşimin çocukları onun açık görüşüne gittik. Koskoca görüş salonuna 2 gardiyan sadece kardeşimi getirdi. Kardeşime, ‘Neden tek biz varız, diğer arkadaşlarının yakınları yok mu?’ diye sordum. Kardeşim, kafası yerde ve yüzümüze bakamıyordu. Ağlayarak gardiyanlara baktı ve ‘Kurtarın ağabey beni buradan’ diyerek, baygınlık geçirdi. Ardından görüşü bitirdiler. Durumu avukatımıza bildirdik. Ardından kardeşimi, hasta koğuşuna aldılar. Hasta koğuşunda da resimleri mevcut, kardeşimin boğazına, kulağına, kafasına bıçakla saldırı yapılmış. Ağzı, burnu şiş ve kan içinde kafası sarılı durumdadır” diye konuştu.
“KURUMLARLA BİRLİKTE CEZAEVİNE GİDECEĞİZ”
Bayır’ın avukatı Zozan Vargün ise, Resul Bayır’ın anlatımını doğrulayarak, daha önce de benzer saldırıların olduğunu hatırlatarak, bu konuda cezaevi idaresine başvurduklarını belirtti. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) gibi kurumlara başvuracaklarını belirten Zozan Vargün, “Cezaevine kurumlarla birlikte gideceğiz. Cezaevine gidip idarenin diğer mahpuslarla konuşması ve gardiyanların da sayım ve benzeri esnasında sürekli olarak mahpuslarla görüşmesi ve onları uyarması gerektiğini bildireceğiz. Bu anlamda cezaevi idaresini üzerine düşeni yapma konusunda zorlayacağız. Yaşananların ardından Erhan Bayır’ın koğuşunun da değiştirildiğini belirtmek isterim. Ayrıca mahpusun sevk edilmesi talebinde bulunacağız” şeklinde konuştu.
Vargün, konuya ilişkin CİSST ile iletişime geçtiklerini, CİSST’in Bayır için Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunduğunu söyledi.
BAŞVURUDA SAĞLIK HAKKI VURGUSU
Başvuruda, Bayır’ın hastalığının tedavisi için ilaca erişime sorunlar yaşandığına değinilerek, bu durumun tedavisini aksattığı ifade edildi. Sağlık hakkının Anayasal güvence altında olduğu hatırlatılan başvuruda, devletin, Adalet Bakanlığı’nın ve ona bağlı idari kurumların sağlık koşullarının sağlama sorumluluğu hatırlatıldı.
Anayasa Mahkemesi’nin 18 Kasım 2015’te hasta tutuklu Mete Dursun hakkında verdiği ihlal kararı hatırlatılan başvuruda, Bayır’ın durumun Dursun’un durumuyla aynı olduğunun altı çizildi. Başvuruda, Anayasa Mahkemesi’nin Dursun kararında, “başvurucunun hastalığına uygun ceza infaz kurumu arayışında ihtiyaçlarına cevap verebilecek kolaylıkların sağlanmamasından kaynaklı, Anayasa’nın 17’nci maddesi kapsamında işkence ve kötü muamele yasağı için gerekli olan asgari eşiğin aşıldığı” yönündeki tespitine işaret edildi.
Başvuruda, Anayasa Mahkemesi’nin Dursun kararında, “başvurucunun tedavisinin yapılacağı uygun bir ceza infaz kurumuna gönderilmemesi ve tedavisiyle infazının birlikte yürütülmesinin sağlanmaması neticesinde insan onurunu zedeleyecek düzeyde acı çekmesine yol açması nedeniyle başvurucunun maruz kaldığı şartlar insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele olarak değerlendirildiği” kaydedildi.
SAĞLIĞA ERİŞİM SORUNUNUN GİDERİLMESİ TALEBİ
Bayır’ın sağlığına kavuşması için gerekli tedaviye ulaşması, tedaviye erişim hakkı açısından idarenin sorumluluğu bulunduğunun altı çizilen başvuruda, “Ancak mahpus, kendisine uygun tedavi koşullarının yaratılmadığını belirtmektedir. Bu durumun Anayasa Mahkemesi içtihadına göre işkence ve kötü muamele yasağının ihlali olacağı anlaşılmaktadır. Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan hasta mahpus Erhan Bayır’ın sağlığa erişimle ilgili bahsettiği sorunların giderilmesini ve bu konudaki girişimleriniz hakkında derneğimizin de bilgilendirilmesini talep ediyoruz” denildi.
Ömer İbrahimoğlu / MA