Anayasa Mahkemesi, cezaevlerindeki tutukluların ziyaretçileriyle gerçekleştirdiği kapalı görüşlerin cezaevi idaresi tarafından dinlenmesi ve kayda alınmasının, “özel hayata ve aile hayatına saygı” ile “haberleşme hürriyeti” yönündeki başvuruları karara bağladı.
Anayasa Mahkemesi, Belma Teke, Havva Teke, Ahmet Recai Teke, Ömer Sami Teke, Selma Gül Teke, Berat Çağlar Yerdelen, Şevval Nilay Yerdelen ve Zeliha Yerdelen’in başvurularını, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilmez bulurken, “Abdülvahap Yusuf Çevik ve diğerleri” yönünden ise dosyayı kabul edilebilir buldu. Dosyayı inceleyerek karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, kapalı görüşün dinlenmesi ve kayda alınması nedeniyle haberleşme hürriyeti ile özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlali yönünde daha önce verdiği Eşref Köse kararına atıfta bulundu.
‘KEYFİLİĞE KARŞI UYGUN BİR KORUMA’
Eşref Köse kararında, kapalı görüş sırasında konuşulanların dinlenebileceği mesafede bir görevlinin bulundurulabileceği ancak görüşmenin bir teknik araç vasıtasıyla dinlenebileceği veya sistematik bir şekilde kaydedilebileceğine ilişkin bir düzenleme yapılmadığına tespitlere dikkati çeken Anayasa Mahkemesi, kararında keyfiliğe karşı uygun bir koruma sağlanması gerektiğine vurgu yaptı.
Anayasa Mahkemesi ihlal kararında, kanun veya ona bağlı mevzuat ile ziyaret hakkına müdahalenin amacının ortaya konulması, dinlenmenin ve kaydetmenin hangi suçlar yönünden hangi koşullarda, ne kadar süre ile uygulanacağı, kayıtların tutulma ve tutanak altına alınma şekli ile imha edilmelerine ve idarenin takdir yetkisine ilişkin düzenlemeleri içermesi gerektiğine işaret edildi.
KANUNİLİK İLKESİNİ KARŞILAYAN BİR HÜKÜM YOK!
Anayasa Mahkemesi, kararında haberleşme hürriyeti ve özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına müdahalenin gerçekleştiği kapı görüşmelerin, konuşmaların sistematik bir şekilde teknik araçlarla dinlenmesi ve kaydedilmesinin koşullarını mevzuatta “kanunilik ilkesini” karşılayacak bir hükmün bulunmadığı ifade etti. Dinlenme ve kaydı almayı sağlayacak herhangi bir mevzuat hükmü bulunmadığına işaret eden Anayasa Mahkemesi, başvurucuların Anayasa’nın 20’nci Maddesi’nde güvence altına alınan “özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı” ile 22’nci Maddesi’nde güvence altına alınan “haberleşme hürriyetinin” ihlal edildiğine karar verdi.
Tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden değerlendirilmesini hukuki yarar bulunduğunun altını çizen Anayasa Mahkemesi, ihlal nedeniyle başvuruculara ayrı ayrı 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Fırat Can Arslan / MA