Künye   Hakkımızda
13 Aralık 2025, Cumartesi
Politika Haber
  • GÜNDEM
  • EMEK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KADIN
  • GENÇLİK
Tüm Haberler
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Politika Haber
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Anasayfa Gündem

TTB’den ‘Sağlık İçin Barış ve Demokrasi Çalıştayı

TTB’nin düzenlediği “Sağlık İçin Barış ve Demokrasi Çalıştayı”nda konuşan Merkez Konsey Üyesi Önder Okay, çatışmasızlık halinin barışa evrilmesi için toplumun demokratik kanallarının açılması gerektiğini belirtti.

13 Aralık 2025
TTB’den ‘Sağlık İçin Barış ve Demokrasi Çalıştayı
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsApp'ta Paylaş

TTB’nin düzenlediği “Sağlık İçin Barış ve Demokrasi Çalıştayı”nda konuşan Merkez Konsey Üyesi Önder Okay, çatışmasızlık halinin barışa evrilmesi için toplumun demokratik kanallarının açılması gerektiğini belirtti.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) “Sağlık İçin Barış ve Demokrasi Çalıştayı”nı birliğin genel merkezinde düzenledi. Açılış konuşmaları ile başlayan çalıştay, iki oturum ve ardından düzenlenen atölyeler ile devam etti.

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konsey Üyesi Taner Gören, TTB Barış, Demokrasi ve Sağlık Grubu olarak bir rapor yazacaklarını belirterek, “Türkiye’de halihazırda yaşadığımız barış ve demokrasi sorunları var. Biliyorsunuz Kürt sorunu olarak bildiğimiz 40 yıldır devam eden süreçte; belki 40 bini aşkın belki sayısı daha fazla olan ölüme neden olan bir süreç yaşanıyor. Bunun yanı sıra hemen yakın zamanımızda Gazze’de 60 bin insanın kaybına neden olan savaş, bunları gördükçe de Türk Tabipleri Birliği olarak yıllardır barış ve demokrasi mücadelesi vermekle beraber bu son genel kurulda görüldü ki, bu barış ve demokrasi sorunları iyice ön plana çıktı” dedi.

‘HERKESİN SÜRECE KATKIDA BULUNMASI GEREKİR’

TTB Barış, Demokrasi ve Sağlık Grubu adına konuşan TTB Merkez Konsey üyesi Önder Okay, TTB’nin bir demokratik kitle meslek örgütü olarak hak ve özgürlüklerin yaşama geçirilmesi sürecindeki tarihsel rolüne işaret etti. TTB’nin 1990 yılı 38’inci Büyük Kongresi’nde aldıkları kararların halen geçerli olduğunu belirtti. Sağlık ve özgürlükten tasarruf edilemeyeceğini ve böylesi bir tavrın ölüme yol açacağını belirten Okay “Çatışma, savaş, yaşam hakkının en temel ihlali, çatışma, savaş ve yaşam hakkının en temel ihlaline ilişkin biz hekimlerin tutumu zaten yüzyıllardır bellidir. Bir çatışmasızlık süreci başladı ama bunun bir barış sürecine evrilmesi için toplumun demokratik kanallarının açılması, toplumun bu süreci özgürce tartışması ve toplumun bu sürece katkısıyla mümkün olacaktır. Çünkü, çatışma hali bittikten sonra barışma ve barış sürecinin toplumsallaşması ve bu konuda bir irade oluşmasıyla bu iradenin oluşması için çaba göstermek, çalışma yürütmek ce bizler gibi demokratik kitle örgütlerinin yanı sıra daha toplumun sivil alanlarında faaliyet gösteren kendi alanlarında bu konuda katkıda bulunması beklenen yapılara da düşüyor” dedi.

‘BARIŞ VE YAŞAM HAKKINI SAVUNMAK’

Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile beraber başlayan çatışmazsızlık süreciyle beraber demokrasiden arınma sürecinin de yaşandığını belirten Okay, kendilerine tekrardan böyle bir süreçte söz söyleme görevi düştüğünü kaydetti. Okay, “Bizlere ve örgütün tarihinden verilen bir görevdir bu görev. Faaliyetlerimiz açıklamalarımız oldu sadece barış için değil demokrasi için ve o da bizim en önemli görevimizdir. 19 Mart’tan bu yana yaşanan süreç ortada ve Türkiye, çelişkilerle dolu bir ülke ama bizim kafamızda bir çelişki yok. Barış ve yaşam hakkını savunmak ancak demokratik bir ortamda mümkündür” diye belirtti.

BARIŞA DEVLETİN YAKLAŞIMI

Açılış konuşmasının ardından yapılan birinci oturumda söz alan Doç. Dr. Dinçer Demirkent, “Türkiye’de çatışma süreçleri, antidemokratik uygulamalar ve insan hakları ihlali” başlığı ile sunum yaptı. Demirkent, demokrasi ile barışın burjuva devleti içerisinde doğrudan doğruya birbiriyle ilişkili olmadığını belirtti.

DEVLET HAKLI MANİPÜLASYONU

Devletin sürekliliğini sağlamak için kendi koyduğu hukukun ve devlete ait olan ahlaki değerlerin halka ait olabileceği yönünde bir manipülasyon yaptığını belirten Demirkent, “Devletin barış sağlayan bir egemen olduğu iddiasıyla iyinin ve kötünün üzerinde olacağı ifade edilir. O yüzden devletin ahlaksızlık yapabileceği, devletin halka açıkça kötülük yapabileceği ve bunu devletin sürekliliği adına yapabileceğini ileri süren bir düşüncedir. 1920’lerden itibaren Türkiye’de bu aklın nasıl şekillendiğini izlersek, bu sorunlar üzerine, yine bu toprak, egemenlik ve nüfus sorunları üzerine şekillendiğini, belli bir kuruluşu korumak üzere şekillendiğini göreceğiz. Bütün olağanüstü hâller ya da olağanüstü hâllerin ilan edilmeden devletin izlediği politikaların arkasında yine bunun olacağını göreceğiz” dedi.

‘TOPLUMSAL BARIŞIN ZEMİNİ HIZLI BİR BİÇİMDE AÇILABİLİR’

İkinci oturumda konuşan Siyaset Sosyolojisi ve Kamu Politikaları uzmanı Cuma Çiçek ise, “Barış inşa süreçlerinde dünya deneyimleri” başlığı ile sunum yaptı. 50 yıllık bir çatışma sonu yaratılmış tahribatın kısa süre içerisinde ortaya çıkarılamayacağını belirten Çiçek, “Bugün kâğıt üzerinde Kürtlerle Türklerin eşitliğini sağlarsak, yeni bir anayasa yazarsak bile eşitliği deneyimlememiz bir iki kuşak sonra olacak. Yani bir iki kuşak, bu deneyimden sonra gündelik hayatta ve gerçek anlamda eşitliği yaşayacaklar. Dolayısıyla bu tür vakaların zaman alacağını bilmek ve köklü bir toplumsal dönüşümün gerekli olduğunu bilmekte fayda var. Burada asıl mesele, siyasal barış çok hızlı ve köklü bir reform sağlayarak toplumsal barışın zeminini çok hızlı bir şekilde açabilir fakat dar da tutabilir. Ancak son kertede ben siyasal barışın, toplumsal barış için bir ön şart olduğu kanaati içerisindeyim. Yani biz siyasi barışı sağlamadan toplumsal barışı sağlamayız, böyle bir şansımız yok diye düşünüyorum” dedi.

‘BARIŞ UZUN VADELİ BİR SÜREÇTİR’

Dünya deneyimlerine bakıldığında sürecin uzun vadeli düşünülmesi gerektiği vurgusunun yapıldığını belirten Çiçek devamla şunları söyledi, “Minimum 10 yıllık vadelerle ‘konumlanın’ diyorlar ve yapacağınız işleri ‘bu vadelerle planlayın’ diyorlar. Şimdi Türkiye’de daha çok zaman var. Bir yıl içerisinde yaşanan bir sürece odaklanmış durumdayız ve bu bir yıl içerisinde ne olacağını merak ediyoruz. Ancak 10 yıl sonrasını düşünen, 20 yıl sonrasını düşünen, buralara dair hazırlık yapan pek fazla aktör yok” dedi. Çiçek, “Toplumsal barış meselesini hali hazırda süren siyasi barış sürecinin biraz ötesinde daha uzun vadeli bir süreç olarak düşünüp bugünden konumlanmakta fayda var” diye ifade etti.

SAVAŞ VE CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ

Sonrasında konuşan Gazeteci Yıldız Tar ise, “Toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. “Barış için LGBTİ+ inisiyatifi”ni kurduklarını ve hedeflerinin barışı kamuoyuna ve bulundukları alanlar ve örgütlere anlatmak olduğunu belirtti. Savaşı “Cinsiyetlendirilmiş ataerkil düzenin sert bir şekilde inşa edilmesi” olarak nitelendiren Tar, şunları söyledi: “Bu çok uzun süredir özellikle feministlerin çalışmaları ile birlikte biliyoruz ve arkasında ise insan topluluklarını ve insanlık dediğimiz ailenin kendini inşa ederken ortaya koyduğu kök eşitsizliklerden ikisini görüyoruz. İlk kök eşitsizliğimiz daha yerleşik hayata geçtiğimizde yaptığımız cinsiyet eşitsizliği denilen patriyarkanın hayata geldiği an diyebiliriz. İkincisi ise bununla yine eş zamanlı olarak bir tarlanın çevresini çevreleyip ‘bu tarla benimdir’ deyip mülkiyeti koyduğumuzda orada çalışan köleler meselesi olarak görmeliyiz. Esasen aradan geçen bin yılların ardından biz hala daha aynı iki temel mesele üzerinde, aynı iki sınıfsal ve kast yapısındaki bölünme üzerinde duruyoruz ve bunun yarattığı çeşitli varyasyonlarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Tam da burada savaşın durduğu çok önemli bir nokta var. Çünkü bütün bu eşitsizliğin kendisi bir grup insan topluluğunu insan dışılaştırarak başlar” dedi.

TARİHSEL BİR DİNAMİĞİN TAM ORTASINDAYIZ

Ayrımcılık ya da eşitsizlik mekanizmalarının kendilerinin kendi aralarında yazılı olmayan anayasaları ve sözleşmeleri olduğunu belirten Tar, “Bu sözleşmelerde savaş hem bu sözleşmeleri mümkün kılan şiddetle birlikte hem de bu egemenlik sözleşmelerinin sürdürülebilir olmasını sağlayan bir mekanizma olarak ortada duruyor. Şimdi bütün bunların aşınmasından doğan bir tarihsel andayız. Bu tarihsel anda iktidarlar aşınan sözleşmeyi geri çağırmak için önümüzdeki yüzyılı yeniden belirlemek gibi bir görevle donanmış hissediyorlar. Bütün nüfus paranoyası da, aile paranoyası da bununla ilgili. Tam bu olurken biz de başka bir tarihsel dinamiğin tam ortasındayız. O da barış ve çözüm süreci. İşte iktidarın ‘terörsüz Türkiye’ dediği ve adına ne dersek diyelim tam bir sürecin ortasındayız” diye belirtti.

İktidarın bu sürece zorunlu olarak girdiğini vurgulayan Tar devamla şunları dile getirdi: “Ancak esas hikaye, bunlar olurken bizim ne yapacağımız kısmına geldiğinde; ben demokratik entegrasyon fikrinin tartışmaya ve inşa etmeye değer olduğunu düşünüyorum ve bunun üzerinden ilerlenebileceği fikrindeyim.”

Çalıştay atölye çalışmaları ile devam etti.

l

İlgili Haberler

MHP raporunda ‘Umut hakkı’ da Kürtlerin anayasal tanınması hakkı da yok!
Gündem

MHP raporunda ‘Umut hakkı’ da Kürtlerin anayasal tanınması hakkı da yok!

13 Aralık 2025
CHP’li Konuralp: İmralı’ya gitmeme kararı aldık ama gidilmesini de yanlış görmedik
Gündem

CHP’li Konuralp: İmralı’ya gitmeme kararı aldık ama gidilmesini de yanlış görmedik

13 Aralık 2025
Mazlum Ebdî: 10 Mart antlaşmasını uygulamaya kararlıyız
Gündem

Mazlum Ebdî: 10 Mart antlaşmasını uygulamaya kararlıyız

13 Aralık 2025
Bütçe yürüyüşçüleri tarım işçileri ve çiftçilerle buluştu
Gündem

Bütçe yürüyüşçüleri tarım işçileri ve çiftçilerle buluştu

13 Aralık 2025
Fabrikadaki denetimde 9 ton şekerleme imha edildi
Gündem

Fabrikadaki denetimde 9 ton şekerleme imha edildi

13 Aralık 2025
Cumartesi Anneleri Demir ve Akipa için adalet istedi
Gündem

Cumartesi Anneleri Demir ve Akipa için adalet istedi

13 Aralık 2025
Politika'dan Günün Yorumu
Apocular, Kemalciler, Markscılar
Politika'dan Yorum

Apocular, Kemalciler, Markscılar

Politika Haber
1 Aralık 2025
Politika'dan Söyleşi
Sosyalist cumhurbaşkanı adayı Osman Zorba:  Burjuva güçler için çözümsüzlük en iyi çözümdür.
Politika'dan Söyleşi

Sosyalist cumhurbaşkanı adayı Osman Zorba: Burjuva güçler için çözümsüzlük en iyi çözümdür.

Politika Haber
26 Ekim 2025

EN SON HABERLER

Suriye ve ABD ortak devriyesine ateş açıldı: Yaralılar var

Suriye ve ABD ortak devriyesine ateş açıldı: Yaralılar var

13 Aralık 2025
Aile yılı modeline karşı Özgür eş yaşam modeli

Aile yılı modeline karşı Özgür eş yaşam modeli

13 Aralık 2025
MHP raporunda ‘Umut hakkı’ da Kürtlerin anayasal tanınması hakkı da yok!

MHP raporunda ‘Umut hakkı’ da Kürtlerin anayasal tanınması hakkı da yok!

13 Aralık 2025
CHP’li Konuralp: İmralı’ya gitmeme kararı aldık ama gidilmesini de yanlış görmedik

CHP’li Konuralp: İmralı’ya gitmeme kararı aldık ama gidilmesini de yanlış görmedik

13 Aralık 2025
TTB’den ‘Sağlık İçin Barış ve Demokrasi Çalıştayı

TTB’den ‘Sağlık İçin Barış ve Demokrasi Çalıştayı

13 Aralık 2025
Mazlum Ebdî: 10 Mart antlaşmasını uygulamaya kararlıyız

Mazlum Ebdî: 10 Mart antlaşmasını uygulamaya kararlıyız

13 Aralık 2025
Bütçe yürüyüşçüleri tarım işçileri ve çiftçilerle buluştu

Bütçe yürüyüşçüleri tarım işçileri ve çiftçilerle buluştu

13 Aralık 2025
Politika Haber

© Tüm hakları saklıdır
Politika Haber'de yayımlanan yazı, haber, fotoğraf ve videoların her türlü telif hakkı Mustafa Suphi Vakfı'na aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve link verilmeden alıntılanamaz.

Bizi Takip Edin

Kurumsal

Künye

Hakkımızda

Çerez Politikası

Gizlilik Politikası

Kullanım Koşulları

Politika Haber, MA ve SPUTNIK abonesidir.

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!

Sonuç Bulunamadı
View All Result
  • Politika’dan Yorum
  • Politika’dan Söyleşi
  • Gündem
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kadın
  • Gençlik
  • Göçmen
  • Emeklilik
  • Eğitim
  • Doğa
  • Tarih
  • Kültür
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
  • Video Haber
  • Foto-Galeri
  • Tüm Haberler

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!