Amed’de sivil toplum örgütü temsilcileri, Toplumsal Barış ve Diyalog Derneği’ni (TOD-DER) kurdu. Toplumsal çatışmalar ve krizlerin üstesinden gelerek, barış, diyalog ve dayanışma mekanizmalarını geliştirmeyi hedefleyen dernek, “Amacımız, toplumun her kesiminin politik ve demokratik süreçlere eşit katılımını sağlamak, farklı kimlik ve grupların birbirini anlaması için bir iletişim köprüsü kurmaktır” ifadeleriyle amaçlarını açıkladı.
Derneğin amaçlarını ve Kürt sorununu tartışmalarını değerlendiren TOD-DER Başkanı Murat Kan, derneğin coğrafyanın gerçeğinin yansıması olarak oluşturulduğunu vurguladı. Savaş ve şiddetin en fazla toplumun kendisini etkilediğini dile getiren Kan, “Şiddet sarmalının toplumda ciddi anlamda travmalara yol açtığı, insanların öldürüldüğü, toplumun domura uğratıldığı, toplumun egemenler tarafından yozlaştırıldığı, kapitalist modernite güçleri tarafından toplumsal çürümenin temel formasyon olarak topluma dayatıldığı bu koşullarda tam da toplumsal sorunları çözme, demokratik ve toplumsal barışı sağlama adına bunu bütün sivil toplum örgütleriyle ortaklaşarak, ortak bir akıl olarak bu sorunları çözmek için derneği oluşturduk” ifadelerini kullandı.
‘KAYYIM ATAMALARI TOPLUMSAL BARIŞI ENGELLER’
Kürt sorunun bölgenin temel sorunlarından biri olduğunun altını çizen Kan, bir yandan barış söylemlerinin bir taraftan belediyelere kayyım atanmasının toplumsal barışı engelleyen koşullar olarak değerlendirdi. Toplumsal barış için yapılması gerekenlere işaret eden Kan, “Bu toplum neyi istiyor? Bu toplumun ihtiyacı olan nedir?” sorularıyla yola çıkılması gerektiğini söyledi. Barış kelimesinin dillendirilmesinin dahi toplumda umuda yol açtığını hatırlatan Kan, “Halkın barışa ihtiyaç duyduğu, halkın barışçıl özlemlerinin olduğu bu koşullarda topluma ses verilmek yerine, toplumun iradesi olan belediyelerin gasp edilerek kayyım atanması başlı başına toplumsal barışı sekteyi uğratan bir gelişme olarak ifade edilebilir” diye konuştu.
‘ABDULLAH ÖCALAN İLE GÖRÜŞMELER YAPILMALI’
Kürt sorunun çözümüne dair yürütülen tartışmaları anımsatan Kan, önerilerini de şöyle sıraladı: “Sorunun çözümü için sorunun muhatabı olan özellikle de toplumun farklı kesimlerinin bu coğrafyada yaşayan başta Kürt halkı olmak üzere diğer halkların baş müzakereci olarak ifade ettiği Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmelerin yapılması gerekir. Sorunun çözümüne dönük ortamın oluşturulması bu sorunun çözümü açısından önemli bir faktör olarak dile getirilebilir. Onun yanı sıra topluma kulak verilmesi, toplumun bu konudaki ihtiyaçlarının neler olduğunun anlaşılması ve buna dair bir çabanın gösterilmesi önemli olur.”
‘KÜRT HALKININ TALEPLERİ DİKKATE ALINMALI’
Hiç kimsenin durduğu yerde barışı getiremeyeceğini ve kimsenin barışı hediye edemeyeceğini belirten Kan, toplumsal barış için toplumun ciddi emek verip, barış çabası içinde olması gerektiğini belirtti. Dernek olarak bu konuda sorumluluk üstlenmek için kurulduklarını ifade eden Kan, “Bu yönüyle toplumumuzun, halkımızın bize güç, destek vermesi, ortak akılla, dayanışma kültürünü de geliştirerek toplumsal barışı sağlamaya dönük çabaların artırılması gerekiyor. Bunu yapabilmek içinde her şeyden önce siyasal aklın mevcut gerçekliği göz önünde bulunduran ve Kürt halkının taleplerini de dikkate alan bir tutum içinde olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Müjdat Can / MA