Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreterliği geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen TKP 7. Kongresinde ele alınan güncel gelişmeleri ve Süreç ile ilgili tezlerini yayınladı.
7. Kongre için “kesintisizlik içinde yeni bir başlangıç” ve “İ. Bilen önderliğinde 1973 yılında başlatılan Atılım sürecinin devamı ve yeni bir Atılım süreci” tarifi yapan Merkez Komite Sekreterliğinin yayınladığı tezler açıklamasının tamamı şu şekilde:
1. Kürdistan merkezli Ortadoğu devrimci süreci İsrail-Hamas savaşı ve Suriye’de HTŞ darbesi sonucunda, güçler dengesindeki ciddi değişiklikle geçici olarak geriye çekildi. Bölgede ABD-İsrail hegemonyası, Suriye’de Rojava’yı Şara rejimiyle uzlaşmaya zorlayarak, hem rejimi kontrol altına alarak güçlendirmeyi, hem de Türkiye’nin itirazlarını gidermeyi sağladığı zaman gerçekleşmiş olacak. ABD ve İsrail bunun sonunda İran rejimini devirme, bu olmadığı durumda İran’a savaş açma aşamasına geçecek.
2. Bölgedeki bu değişiklikler sonucunda Türk devleti ve AKP iktidarı dış politik stratejisini ABD ve NATO’dan yana kesinleştirdi. Bu durum, stratejik açıdan Türk devletinin Azerbaycan’la birlikte İran’a karşı savaşa girme tehlikesini arttırdı.
3. Perspektif olarak böyle bir savaşa ABD ve İsrail’in zorlamasıyla girmenin gerek Türk devleti, gerekse Kürt Özgürlük Hareketi açısından yaratacağı kaotik sonuçları zaman kaybetmeden önlemek amacıyla her iki güç arasında İmralı’da yapılan müzakereler sonucunda sağlanan uzlaşma sonucunda Türkiye’de PKK ile Türk devleti arasındaki savaş sona erdirildi.
4. Şu anda Türk devleti ile PKK arasında fiilen bir “mütareke” gerçekleşmiş, mütarekeden barış anlaşmasına geçiş için TBMM çatısı altında barış müzakereleri başlamıştır. Barışın ön koşulları, PKK’nin silahlı mücadele stratejisini sona erdirmesi ve illegal, askeri-politik örgütlenmesini feshetmesi, buna karşılık AKP-MHP iktidarının ülkede Kürt sorununu çözmenin önündeki engelleri kaldırarak, demokrasiye geçmesi çerçevesinde saptanmıştır.
5. TKP, bölgede ifade ettiğimiz stratejik değişiklikler ve bu değişiklikler temelinde üçüncü dünya savaşının yeni aşamasına Türkiye’nin adım adım İran’a karşı savaşa sürüklenerek tırmanacağı öngörüsüne dayanarak PKK Önderi Abdullah Öcalan’ın “barış ve demokratik toplum sürecinde” aldığı inisiyatifi ve DEM Parti’nin TBMM Komisyonundaki tutumunu desteklemektedir.
6. TKP, 31 Mart yerel seçimlerinin hemen sonunda demokratik güçlerin, başta CHP olmak üzere parlamenter muhalefetin, Erdoğan’ı istifaya ve TBMM’den çekilerek erken seçime zorlama yerine muhalefeti parlamentoya hapsederek büyük bir hata yaptıklarını, AKP’ye zaman kazandırdıklarını ve böylece iktidarı devirme imkanını kaçırdıklarını saptamıştır. Eğer muhalefet zamanında harekete geçmiş olsaydı, iktidarın yenilgisiyle devletin askeri ve sivil bürokrasisinde kaçınılmaz olarak meydana gelecek olan ayrışmaları ve AKP iktidarını destekleyen sermaye blokunda büyüyecek çatlakları ve AKP içindeki fraksiyonlar arasındaki çelişkileri Erdoğan’ın kazandığı zaman zarfında konsolide etmesi kesinlikle mümkün olmayacaktı. Bu durum Türkiye metropollerinde AKP iktidarının baskısı ve kontrolü altında olan başta Türk-İş ve diğer sendikaları tabanlarının zorlamasıyla harekete geçirecek ve Kürdistan’da Kürt Özgürlük Hareketi devletle ve iktidarla uzlaşma yerine Türkiye demokrasi güçleriyle birleşecekti.
7. Buradan hareketle PKK’nin Türk devletiyle zorunlu uzlaşmaya girmesinde başta CHP’nin ve tüm muhalefetin Kürt Özgürlük Hareketiyle ittifak halinde Saray rejimine karşı zamanında atılması gereken adımları atmayışı bölgedeki stratejik değişikliklerin yanında ek bir faktör olmuştur. Bu adımlar atılsaydı ve Saray rejimine son verilebilseydi, bugün Türk ve Kürt halkı başka koşullarda var olan krizi aşma imkanına kavuşmuş olacaktı.
8. Bazı sosyalistlerin Türk devletiyle Kürt Özgürlük Hareketi arasında gerçekleşen uzlaşmayı suçlamadan önce, fırsatın ortaya çıktığı esnada DEM Partinin CHP’yle “kent uzlaşı” sloganıyla ittifak kurduğunu ve PKK’nin iktidar güçleriyle silahlı mücadele halinde olduğunu, şu anda destekledikleri CHP’nin ise seçimin ertesi günü iktidarla uzlaşmaya kalktığını düşünmelidirler.
9. Yerel seçimin hemen ertesi günü erken seçim kampanyasını başlatmayan CHP, bu defa erken seçim kampanyasını Abdullah Öcalan’ın Şubat ayında yaptığı tarihi açıklamadan kısa bir zaman sonra başlatarak ikinci büyük hatayı yapmıştır. AKP’nin karşı saldırıya geçmesine fırsat vermiştir. DEM Parti’nin iktidarla müzakere masasına oturduğu durumda, bu partinin erken seçim için harekete geçmeyeceği açık olduğu ve bu nedenle başarıya ulaşamayacağı belli olduğu halde CHP’nin AKP’yle “iktidar savaşına” tutuşması “çözüm sürecini” ciddi biçimde olumsuz etkilemiştir. Eğer CHP Devlet Bahçeli’nin attığı ilk adımla birlikte “Terörsüz Türkiye” denilen süreçte AKP’nin tereddütlü tutumuna karşın kesin bir dille inisiyatif alsaydı, Erdoğan kendi iktidarı için başlattığı yargı darbesine teşebbüs bile edemezdi.
10. Kürt Özgürlük Hareketi şu anda savunma konumundadır. Dünya çapında kazandığı sivil desteğe karşın bütün devletlerin kuşatması altındadır. Çözüm sürecinin başarısızlığa uğraması ağır bedeller pahasına elde edilen Kürt halkının kazanımlarını yok edebilir. TBMM’de yürütülen müzakere süreci AKP-CHP arasında süren iktidar savaşının tehdidiyle yüz yüze gelmiştir. CHP’nin TBMM Komisyonuna verdiği raporda “geçiş yasalarıyla” ilgili tek bir yaklaşımın olmaması bu iktidar savaşının CHP’yi gerileten sonucudur.
11. TKP, Erdoğan rejiminin gerçekte tüm muhalefeti tehdit eden CHP’ye karşı yürüttüğü saldırılara karşı CHP’yi desteklemeye devam edecektir. CHP’yi TBMM komisyonundan çekilmeye zorlayan Ergenekoncu ulusalcı ve sosyal şovenist solcu çevreleri teşhir edecektir. Buna karşılık TKP, Türkiye halklarının geleceği bakımından çözüm sürecini tehlikeye sokan AKP ve CHP arasındaki iktidar savaşını şiddetle eleştirmektedir. AKP derhal CHP belediyelerine karşı operasyonlara son vermeli, yargı darbesi sonucu tutuklanan bütün Belediye başkanlarını, Belediye çalışanlarını serbest bırakmalı; CHP ise erken seçim kampanyasını çözüm sürecinin sonuç almasından sonraya ertelemeli ve TBMM Komisyonunda DEM Parti’yle ittifak halinde demokrasi amacıyla inisiyatif almalıdır.
12. TKP, tüm sosyalist parti ve örgütleri, aktif biçimde çözüm sürecine destek vermeye çağırır. Aynı zamanda şu sırada kimi sosyalist çevrelerin Öcalan’ın teorik görüşlerine karşı saldırıları durdurmaları, teorik sorunlarda yoldaşça tartışma, ortak politik hedeflerde birlik şiarıyla Kürt Özgürlük Hareketiyle politik hedeflerde birleşmeleri gerektiğini vurgular.
13. TKP Öcalan’ın Marksizm ve sosyalizm düşüncelerini Kürt özgürlük hareketini müttefik olarak değil, kardeş parti saymanın gereği olarak değerlendirmektedir. Öcalan’la bazı konularda farklı görüşlere sahip olmakla birlikte, TKP dünya sosyalizm deneylerinin başarısızlığa uğradığı koşullarda diyalektik yöntem, materyalist bilimsel düşünce ve komünizm idealini içerme koşuluyla, her türlü farklı sosyalist model önerilerini Marksizm’e yabancı öneriler olarak değerlendirmez. Ortak sosyalizm tasavvuruna yoldaşça tartışmalar ile ve bu tasavvurların devrimci süreç pratiğinin hakemliğinde oluşacağına inanır. Yoldaşça teorik tartışma ve birleşik ortak mücadele çizgisini izler. TKP Marksist-Leninist öğretiyi bir dogma olarak değil, eylem kılavuzu olarak benimsemekte ve 7. Kongrede kabul edilen programını, 8. Kongrede nitelikçe ve süreklilik içinde yenileme çalışmalarını devam ettirmekte kararlıdır.
14. TKP uluslararası alanda Komünist ve İşçi Partilerinin Danışma Toplantılarının genişletilerek yeni bir enternasyonalizm anlayışıyla günümüz koşullarına uygun olarak geliştirilmesini savunur. Komünist ve İşçi Partileri Danışma Toplantıları yıllık konferanslarının sonucunda ortak bir bildiri yayınlayamaz durumdadır. Bir dizi kardeş partinin arasında ideolojik ve politik görüş farklılıkları mevcuttur. Bu somut durum daraltılarak aşılamaz. TKP, enternasyonalizmin doğasına uygun çözümler üreterek karşılıklı yoldaşça tartışmalar temelinde kapitalizme karşı ortak mücadele geliştirerek uluslararası alanda politik bir odak oluşturulması görüşündedir. Kürt Özgürlük Hareketi ile olan teorik tartışmaları bu temelde ele alır.
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Sekreterliği
20 Aralık 2025
Haber Merkezi
