Türkiye’nin Barış ve Demokratik Toplum sürecini ağırdan almasına, Kürt tarafının attığı adımlara karşılık sadece sözle cevap olmasına gerekçe yapılan Suriye’deki Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) silahsızlandırılması gerçeği, sahanın gerçeklerine uymuyor. QSD, günümüze kadar kendisini tehdit göstererek saldırılar düzenleyen Türkiye’ye günümüze kadar tehdit olmadığını pratikte kanıtladı. Ancak, Türkiye PKK ile ilişkilendirdiği QSD’nin ya tasfiye olmasını ya da Geçici Suriye Hükümeti askeri varlığı içerisinde erimesi politikasından vazgeçmedi.
QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdi ile Geçici Suriye Hükümeti Başkanı Ahmet El Şara arasında imzalanan 10 Mart mutabakatı ise, henüz hayata geçirilmiş değil. Anlaşma, Türkiye’nin saldırıları ile Efrin, Serêkaniyê, Girê Spi kentlerinden göçertilen yüzbinlerce insanın geçiş hükümetinin sağlayacağı güvenlik ile geri dönüşünü içermesine rağmen Şara ve Türkiye’nin tek hedefi QSD’nin Suriye Ordusuna koşulsuz katılımı oldu. Yine Kuzey ve Doğu Suriye’nin ekonomik kaynak alanlarının da koşulsuz olarak geçici hükümete bırakılması, Türkiye’nin gündemi olmaya devam ediyor.
Türkiye tarafından “tehdit” olarak gösterilmeye çalışılan QSD Suriye iç savaşının ortasında sadece bir askeri güç olarak değil hakların ortak mücadele alanı ve bölgede yeniden istikrarı sağlayan kapsamlı bir demokratik ulus modeli olarak çıktı.
QSD, hegamon güçler tarafından büyütülen DAİŞ’in Ortadoğu topraklarına bir kara bulut gibi çöktüğü dönemde 10 Ekim 2015’te bir umut olarak kuruluşunu ilan etti. Bünyesinde Kürtleri, Arapları, Süryanileri, Türkmenleri ve Çerkesleri bir araya getirerek, pratikte kaybolan Suriye’deki birlikte yaşama fikrini somutlaştırdı ve birbirleriyle çatışma ve yerinden edilme tehdidi altındaki bileşenler arasında bir denge kurdu.
Dış güçlere dayanmadan halkların birliği üzerine kurulan QSD, merkezi iktidarın çöküş koşullarında olduğu bir dönemde Suriye’de sivil halkı korumak ve güvenlik ile idari boşluğu doldurmak için birleştirici bir çatı olarak belirdi.
SAVUNMADAN VARLIĞA
Kobanê Savaşı, QSD’nin inşası ve bölgenin tarihinde bir dönüm noktası oldu. Sınırlı imkanlarla DAİŞ’in ezici saldırısına direnen ve kenti direnişin küresel bir sembolüne dönüştürmeyi başaran Kürtler öncülüğündeki güçler, QSD’nin çekirdeğini oluşturdu.
Bu çatışmanın içinden, disiplin, planlama ve sabır temelinde yeni bir muharebe doktrini şekillendi. Kobanê’den 2019’da DAİŞ’in son kalelerinin devrildiği, modern Suriye tarihinin en hassas askeri operasyonlarından birisiyle sonuçlanan, Minbic, Raqa, Dêra Zor ve Baxoz’a uzanan bir dizi stratejik muharebe başladı.QSD bölgede sadece DAİŞ’e karşı askeri zafer tek amaç olmadı, kurtarılan bölgelerde istikrarlı bir idari ve güvenlik modeli inşa etmeye açılan bir kapı oldu.
BÖLGEDEKİ İSTİKRARIN ADI
Yaklaşık yüz bin erkek ve kadın savaşçıdan oluşan Suriye Demokratik Güçleri’ni, diğer Suriyeli grup ve yapılardan ayıran şey, duygusal tepkilerden veya geçici bir araya gelme halinden öte uyumlu bir hareket ve yönetim yapısına sahip olması. QSD 10 yılı aşan Suriye iç savaşındaki diğer örgütler ya da yapılanmanın aksine yıllar süren mücadele deneyimiyle oluşmuş, net bir idari hiyerarşiye dayanan organize bir güce dönüştü.
Disiplinli bir eğitim sistemiyle yapısını oluşturan QSD kurtarılan şehirleri halkların yönetmesinin olanağını sağlayarak iç savaşın etkisiyle olası kaos ile ihlal yaşanmasının önüne geçmeyi başardı.
Suriye’nin birçok bölgesinde gruplar üzerinden bölünme ve nüfuz mücadeleleri yaşanırken QSD denetiminde bulunan bölgelerde güvenlik ile demokrasi dengesi korundu.
Kuzey ve Doğu Suriye, kentler ve yerel meclisler, temsiliyet, çoğulculuk ve hesap verilebilir denetim mekanizması ile halkların yönetimde yer aldığı bir sistem oluşturuldu. Güvenlik ve ekonomik zorluklara rağmen, bu yönetim tecrübesiyle Suriye coğrafyasında nadir görülen, istikrarlı alanlar yaratıldı.
Yabancı güçler topraklar üzerinde kontrolü paylaşma arayışına girerken QSD, siyasi bir merkezin felç olmasını beklemeyen gerçekçi bir yerel yönetim modelinin sağlanmasına olanak sağlıyor.
Geliştirilen sistem ile tepeden değil, tabandan tepeye doğru, başkentlerden çevrelere değil, yerelden genele doğru temsilin oluştuğu Özerk Yönetim anlayışını sağlamlaştırdı.
Türkiye’nin sürekli olarak hedef aldığı QSD’ye Esad rejimi sürecinde bölgedeki güçlerden olan Rusya pragmatik olarak yaklaşırken ABD karşısında bir pazarlık kozu olarak da kullanmaya çalıştı. Amerika Birleşik Devletleri ise DAİŞ’e karşı savaşta QSD’ye askeri destek sağlasa da bölgesel tehditlerden koruyacak politik adımlar atmaktan kaçınıyor. Bu nedenle bölgede önemli bir role sahip olmasına rağmen QSD Türkiye ve HTŞ gibi güçlerin hedefi haline getiriliyor.
İNŞADAKİ ROLÜ
QSD askeri bir güç ve halkların bir arada olduğu bir ordu olarak konumlansa da ideolojik olarak örgütlenme biçimi yorgun düşmüş bir Suriye bağlamında yeniden tanımlamaya çalışan ulusal bir projedir. QSD, direniş ve inşa arasında temsil ettiği denge ile korku ve bölünme üzerine değil, adalet, çeşitlilik ve vatandaşlık üzerine kurulu yeni bir Suriye’nin çekirdeği olabilecek bir model sunuyor.
MA / Erdoğan Altan