Êlih’te, belediye, Arî Dil Araştırmaları ve Kültür Derneği (ARÎ-DER) ile Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) tarafından düzenlenen Kürtçe Kitap Fuarı’na cezaevinden 30 yılın ardından tahliye edilen yazarlarda katıldı.
10 Ağustos 2022 tarihinde tahliye edilen ve tutuksak olduğu dönemde “Dilavî”, “Em Bûn Baran”, “Gorçiya Ne Em”, “Nobedarê Gulên Kobanê”, “Rojhat”, “Sev jî Me Dikujin” kitaplarını kaleme alan Mizgin Ronak, fuara ilginin iyi olduğunu belirtti. İki gün önce kentte geldiğini belirten Ronak, “Kent ‘Kürtçe kokuyor’ diyebiliriz. Êlih Kürt kenti ve bunu gösterdi. En güzeli de fuara katılan gençlerin duydukları memnuniyet. Bu bize moral ve motivasyon oldu. Böyle fuarların olması iyi. Devamının gelmesi gerekiyor. Eserlerin halka ulaşması için önemli bir adım” dedi. Kürtçe kitaplara olan ilgiye dikkati çeken Ronak, “’Kürtçe okunmuyor’ algısı burada kırıldı. Gelenler ‘okuyarak öğrenirim’ diyor ve kitabı alıyor. Birçok yayınevi var burada, okurun istediği her şey var burada” diye belirtti.
‘DAHA ÇOK ÜRETECEĞİZ’
Kürtçenin gelişiminde kültür ve sanatın önemli bir yere sahip olduğunu kaydeden Ronak, “Cezaevinde 7 kitap yazdım. Bunun halka ulaşması okunması çok önemli. Yeni kitap talepleri oluyor. Ona cevap olmaya çalışıyoruz. Cezaevindeyken fuarların fotoğrafları geliyordu bize. Burada olmak hayaldi. Biliyorsunuz hayal gerçekleşmeyene kadar ne olduğunu bilemeyiz. Geçen sene Amed’de katıldım. Bu sene de buradayım. 30 yıllık arkadaşın çoğu okurlarıyla bir araya geldi. Hepimiz çok mutluyuz. Kürt edebiyatının gelişimi için emek vermeye devam edeceğiz. Kürt dil, kültür, sanatının gelişimi, Kürtçe kitap, Kürtçe yazan yazarların dünyaya hitap edecek bir aşamaya gelmesini istiyoruz. Bunun için daha çok çalışacağız. Üreteceğiz” ifadelerini kullandı.
‘EDEBİ MÜCADELE VERMELİYİZ’
Êlih’te 1973’te dünyaya gelen 30 yıllık tutsaklık döneminde “Wê Şevê”, “Kolanên Birîndar” ile “Malzaroka Jîndar” kitaplarını kaleme alan yazar Necmettin Tural ise, ilk defa kitap fuarına katıldığını söyledi. Tural, “Cezaevi koşullarında kitap yazmak zordur. Ancak hiçbir şart ve koşul Kürtçe eser üretmeye engel olmadı, olmayacak. Zor şartlar altında 3 kitap çıkarabildik. Dilin gelişimi için Kürtçe eser üretmek çok önemli. Dil bir halkın varlık gerekçesidir. Dil yoksa kimliğinde yoktur. Varlığın sorgulanır. Diline sahip çıkamıyorsan varlığın sorgulanır. Bundan dolayı dile sahip çıkmak çok önemli. Dil örgütlülüktür, kimliktir, var olmaktır, yaşamdır” diye belirtti.
‘YAŞAMI KÜRTÇE’YE ÇEVİRMELİYİZ’
Kürt kültür ve sanatı için birlik içinde bir üretimin olması gerektiğini dile getiren Tural, “Her parçada birlik oluşturup, dilin gelişmesi için mücadele vermeliyiz. Hangi parçada hangi lehçe konuşuluyorsa onun gelişimi için birlik içinde mücadele yürütmeliyiz. Edebi mücadele vermeliyiz. Bu ruhu yakalayıp eserlerimize yansıtmalıyız. Her lehçe, her ağız kendini geliştirmeli ve gelişimi için önü açılmalı” dedi.
Kürtçe fuara ilginin yoğun olmasının kendilerine güç verdiğini belirten Tural, şunları belirtti: “Kimliğimizi, dilimizi, kültürümüzü, sanatımızı çocuk yaşta aşılamalıyız. Evde, sokakta, mahallede her yerde dilin önemini öne çıkarıp pratik bir şekilde mücadele üretmeliyiz. Yaşamın her alanını Kürtçeye çevirmeliyiz. Dilin etrafında gelişen bir mücadele ile edebi eserler daha güçlenir.”
Fethi Balaman / MA