Künye   Hakkımızda
15 Ekim 2025, Çarşamba
Politika Haber
  • GÜNDEM
  • EMEK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KADIN
  • GENÇLİK
Tüm Haberler
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Politika Haber
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Anasayfa Gündem

Susuz kalan Tahran’ı taşıma planı: Krizin nedeni rejim

Su ve zemin çökme kriziyle karşı karşıya kalan Tahran'ın taşınması tartışmalarını değerlendiren Prof. Dr. Nasser Karamî, rejimin krizi çözecek kapasitede olmadığını ifade etti.

15 Ekim 2025
Susuz kalan Tahran’ı taşıma planı: Krizin nedeni rejim
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsApp'ta Paylaş

İran’ın başkenti Tahran, aşırı tüketim nedeniyle hem su krizi hem çekilen suların bir sonucu olarak zemin çökmesiyle karşı karşıya. Yeraltı sularının çekilmesinin neden olduğu su krizi ve zemin çökmesi sorunu, başkentin taşınması tartışmalarını başlattı. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkian, kısa bir süre önce söz konusu tartışmayı başlattı.

9 milyona yakın insanın yaşadığı Tahran’ın taşınması tartışmalarını değerlendiren İranlı coğrafyacı ve iklim bilimci Prof. Dr. Nasser Karamî, su sorunun rejimin politikaları sonucu ortaya çıktığını ifade etti.

Tahran ve çevresindeki yerleşim yerlerinin yoğun bir nüfusa sahip olduğunu, bu da su sağlamak için kaynaklar üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu ifade eden Karamî, bununda sorun yaratıcı, çevresel tahribatlara, doğada geniş çaplı değişimlere yol açacak bir durum olduğunu dile getirdi. Tahran’ın suyunun büyük bir kısmının 150-200 kilometre uzaklıktaki havzalardan sağlandığını kaydeden Karamî, “Zaman zaman bu metropolün su ihtiyacını karşılamak için çabalar gösterilmiş, ancak doğa ciddi biçimde tahrip olmuş ve su temini gün geçtikçe daha zor ve maliyetli hale gelmiş. Başka bir deyişle, ani ve tamamen içme suyu kesintisi gibi bir krizle birden karşılaşmıyoruz; çünkü bu metropol hala kısmen Elburz Dağları’ndaki su kaynaklarına bağımlı. Bu da sünger gibi su depolayan dağlar demek fakat bu kaynaklar üzerindeki baskı artmış durumda ve su temini her geçen gün daha maliyetli ve güçleşiyor” diye konuştu.

Yer altı suyunun çekilmesiyle zemin çöküşünün yoğunlaştığını ifade eden Karamî, “Zemin çökmesi ciddi bir tehdit olarak ortaya çıktı ve özellikle Tahran metropolünün bazı alanlarında güneybatı bölüm de dahil endişe verici sonuçlar doğuruyor. Zemin çökmesinin güneydoğu ve güneybatı yönünde artan bir eğilim gösterdiği gözlemleniyor. Bu olgunun kökenleri yaklaşık 1990’lı yıllara dek uzanıyor; o dönemde ilk belirtiler ortaya çıktı ve uyarılar yapıldı, fakat yeterli önleyici ve yönetsel adımlar atılmadı. Ardından yeraltı su kaynaklarının daha fazla işletilmesi ve su ekosistemleri üzerindeki baskının şiddetlenmesiyle zemin çökmesi artmış ve bugün onun yönetimi ile kontrolü hem daha zor hem de daha maliyetli hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.

‘BAŞKENTİN TAŞINMASI KESİN ÇÖZÜM DEĞİLDİR’

Başkentin taşınmasının çözüm olmayacağını bunun başka sorunlara yol açacağını ifade eden Karamî, nüfusun bir kısmının taşınmasının sorunu çözmeyeceğini ifade etti. Bir milyonluk bir nüfus taşınmasının kentsel yapı üzerinde belirgin bir etki yaracağını ifade eden Karamî, “Yine de sorunların bir kısmı devam edecektir. Benim kanaatimce, 9 milyonluk bir metropolümüz olsa bile 7–8 milyonluk şehirlerin de kendi sorunları olacaktır ve pek çok problem hala varlığını sürdürecektir. Bu yüzden başkent taşınması kesin ve tamamen etkili bir çözüm değildir. Çevresel ve başka sebeplerle başkent taşınmasına eleştirel yaklaşsam da bunları da dikkate alıyorum” diye konuştu.

‘KENTİN SORUNLARI ÖNCELİKLİ OLMADI’

Sürdürülebilir bir başkent planlaması güdülmediğini, Karamî, “Görünüşe göre yönetimin amacı uzun vadeli, kapsamlı bir yönetim değil; daha çok başkenti denetlemek kontrol etmekti bu yüzden gerekli ilgi ve takip yapılmadı. Hava kirliliği, su kaynakları, zemin çökmesi ve artan risklerle ilgili tüm tartışmalar hiçbiri uygulanabilir eylemler olarak takip edilmedi. Hukuken çerçevesi ve belgeleri olan meseleler bile hayata geçirilmedi. Örneğin hava kirliliğinin azaltılmasına dair açıkça tanımlanmış yükümlülükler vardı, fakat bu görevlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Şehri olası bir depreme karşı güvenli hale getirme konusunda da yasal düzenlemeler mevcut olmasına rağmen pratikte hiçbir adım atılmadı. Bu sorunlar hiçbir zaman yönetim için öncelik olmadı” diye belirtti.

DEPREM ETKİSİ

Kenttin su ihtiyacının 45-50 yıl önce su yüzeysel sulardan karşılandığını, ancak artan nüfusla birlikte bunun bu su kaynaklarının tükendiğini yeraltı sularına yönelme olduğunu anlatan Karamî, bunun da yer altı su seviyesini düşürdüğünü kaydetti. Yeraltı su kaynağı seviyesinin düşmesinin zemin çökmesi riskini artırdığını belirten Karamî, deprem riski taşıyan bir kentte zemin çökmesinin çok ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkati çekerek, “Yapılar daha savunmasız hale gelir, depremin etkileri şiddetlenir ve çok boyutlu bir kentsel kriz ortaya çıkar” dedi.

‘REJİM KENDİ SORUMLULUĞUNU GİZLİYOR’

Yönetimin başkenti taşıma tartışmasına işaret eden KaramÎ, bu tartışmaların ciddiyetten uzak olduğunu ve kamuoyunu oyalama amacı taşıdığını ifade ederek, “Şu an bununla ilgili ciddi bir proje ya da teknik bir etüt bulunmuyor. Bu tür açıklamalar yapısal yetersizlikleri örtbas etmeye yöneliktir. Rejim kendi sorumluluğunu gizlemek için dikkat dağıtıcı önerilere başvuruyor” diye belirtti.

Başkentin Umman Denizi kıyısına taşınması söylentilerine değinen Karamî, “Bu noktalar önemli limanlara en az 300–400 kilometre uzaklıkta. Üstelik bölge, yerleşim için elverişli değil, bu önerilerin bilimsel bir zemini yok. Tahran’daki nüfus yoğunluğunun basit bir söylemle değiştirilemez. Nüfusun bir kısmının yönlendirilebileceği gelişim merkezleri oluşturulması daha makul bir yol olabilir. Bu kapsamda Silakhor Ovası’nın coğrafi avantajı var. Bu bölgenin hem merkezî nüfus bölgelerine yakın olduğunu hem de kalkınma çekirdekleri oluşturmak için uygun bir yapıya sahip” şeklinde konuştu.

‘ÖZEL PLANLAMA VE YATIRIMLARLA MÜMKÜN’

Başkentin taşınmasının yalnızca bir mekAnsal planlama değil, aynı zamanda su sürdürülebilirliğiyle de doğrudan ilgili olduğuna dikkat çeken Karamî, yeni bir metropolün su ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede olması gerektiğini vurguladı. Karamî, “Bu bakımdan ülkede yeni bir şehir için sürdürülebilir su kaynakları sağlayabilecek sadece birkaç bölge var. Umman Denizi kıyılarına taşınmayı gündeme getirilmesi ve bu alanların kalkınma ekseni olarak planlanabilir ancak bunun başkent taşımakla karıştırılmaması gerekiyor. Bu bölgelerde güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla deniz suyunun arıtılarak yaşam ve sanayi için sürdürülebilir su sağlanabilir bu da özel planlamalar ve yatırımlarla mümkün olabilir” şeklinde belirtti.

DELHİ, PEKİN, KUALA VE LUMPUR ÖRNEĞİ

Yönetimin başkenti sürekli kontrol altında tutmaya çalıştığını ifade eden Karamî, merkezileşmenin çevresel ve yönetsel açıdan ciddi sorunlar doğurduğunu belirterek, şöyle devam etti: “İran ekonomisinin büyük bölümü Tahran’a yığılmış durumda. Altyapıdan hizmete kadar pek çok il ve bölge, yoksul ülkelerle benzer koşullara sahip. İdari ve ekonomik sistemin yeniden dağıtılması gerekiyor. Başkentin taşınmasının tek başına çözüm değil, bölgesel kalkınma politikaları, çevresel duyarlılık ve altyapı yatırımlarıyla desteklenmediği sürece bu tür adımlar anlamlı olmayacaktır. Dünya örneklerinde Delhi, Pekin ve Kuala Lumpur gibi kentlerin doğru yönetimle yeniden yapılandırıldığını uzun vadeli planlama olduğunu gördük.”

‘REJİMİN TUTARLI BİR PROGRAMI YOK’

Yönetimden ortaya attığı çözüm projelerini gerçekleştirecek irade ve kapasiteye sahip olmadığını dile getiren Karamî, “Bu tür açıklamaları ciddiye almıyorum. İslam Cumhuriyeti’nin çevresel ve mekansal düzenleme konusunda tutarlı bir programı yok. Rejim meşruiyetini yitirmiş, baskıyla ayakta kalmaya çalışan bir yapıya dönüşmüş durumda” diye konuştu.

Sistemin su tüketimi, toprak yönetimi ve tarım politikaları gibi konularda izlediği yolun sürdürülemez olduğunu vurgulayan Karamî, rejimin bu alanlarda aldığı kararların da siyasal kontrolü sürdürme amacına hizmet ettiğini vurgulayarak, “Neticede bu sistemin birçok ekonomik ve çevresel politikası istikrarsız ve güvenilmez hale geliyor” dedi.

MA / Zeynep Durgut

İlgili Haberler

Sırbistan Dışişleri Bakanı Duric: AB üyeliği önceliğimiz
Gündem

Sırbistan Dışişleri Bakanı Duric: AB üyeliği önceliğimiz

15 Ekim 2025
Pentagon Şefi Hegseth: NATO’dan Ukrayna için daha fazla silah satın almasını bekliyoruz
Gündem

Pentagon Şefi Hegseth: NATO’dan Ukrayna için daha fazla silah satın almasını bekliyoruz

15 Ekim 2025
“Kürtçeye statü tanınmadığı sürece ne barış gelir ne de huzur’
Gündem

“Kürtçeye statü tanınmadığı sürece ne barış gelir ne de huzur’

15 Ekim 2025
Haberi nedeniyle gözaltına alınan Yum serbest bırakıldı
Gündem

Haberi nedeniyle gözaltına alınan Yum serbest bırakıldı

15 Ekim 2025
Gençler iki kentte yürüyüşe hazırlanıyor
Gündem

Gençler iki kentte yürüyüşe hazırlanıyor

15 Ekim 2025
Asrın Hukuk Bürosu: Kan emicilere inat barış ve kardeşlik kazanacak
Gündem

Asrın Hukuk Bürosu: Kan emicilere inat barış ve kardeşlik kazanacak

15 Ekim 2025
Politika'dan Günün Yorumu
“Dostum Trump” ile buluşma
Politika'dan Yorum

“Dostum Trump” ile buluşma

Politika Haber
28 Eylül 2025
Politika'dan Söyleşi
sinan dervişoğlu
Politika'dan Söyleşi

Sinan Dervişoğlu: Yeni olgular ve bilgiler Marksizm açısından yeni problemler ve yeni fırsatlar yaratıyor.

Politika Haber
28 Eylül 2025

EN SON HABERLER

Sırbistan Dışişleri Bakanı Duric: AB üyeliği önceliğimiz

Sırbistan Dışişleri Bakanı Duric: AB üyeliği önceliğimiz

15 Ekim 2025
Pentagon Şefi Hegseth: NATO’dan Ukrayna için daha fazla silah satın almasını bekliyoruz

Pentagon Şefi Hegseth: NATO’dan Ukrayna için daha fazla silah satın almasını bekliyoruz

15 Ekim 2025
“Kürtçeye statü tanınmadığı sürece ne barış gelir ne de huzur’

“Kürtçeye statü tanınmadığı sürece ne barış gelir ne de huzur’

15 Ekim 2025
Haberi nedeniyle gözaltına alınan Yum serbest bırakıldı

Haberi nedeniyle gözaltına alınan Yum serbest bırakıldı

15 Ekim 2025
Çaldıran Belediyesi Kadın Meclisi Kuruluşunu ilan etti

Çaldıran Belediyesi Kadın Meclisi Kuruluşunu ilan etti

15 Ekim 2025
Gençler iki kentte yürüyüşe hazırlanıyor

Gençler iki kentte yürüyüşe hazırlanıyor

15 Ekim 2025
Asrın Hukuk Bürosu: Kan emicilere inat barış ve kardeşlik kazanacak

Asrın Hukuk Bürosu: Kan emicilere inat barış ve kardeşlik kazanacak

15 Ekim 2025
Politika Haber

© Tüm hakları saklıdır
Politika Haber'de yayımlanan yazı, haber, fotoğraf ve videoların her türlü telif hakkı Mustafa Suphi Vakfı'na aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve link verilmeden alıntılanamaz.

Bizi Takip Edin

Kurumsal

Künye

Hakkımızda

Çerez Politikası

Gizlilik Politikası

Kullanım Koşulları

Politika Haber, MA ve SPUTNIK abonesidir.

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!

Sonuç Bulunamadı
View All Result
  • Politika’dan Yorum
  • Politika’dan Söyleşi
  • Gündem
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kadın
  • Gençlik
  • Göçmen
  • Emeklilik
  • Eğitim
  • Doğa
  • Tarih
  • Kültür
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
  • Video Haber
  • Foto-Galeri
  • Tüm Haberler

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!