Meclis Genel Kurulu’nda konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mûş Milletvekili Sümeyye Boz, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun demokratik çözümündeki rolüne işaret etti.
Kürtlerin statü sorununa dikkati çeken Sümeyye Boz, durumun sadece Kürt halkını ilgilendirmediğini Türkiye’nin toplumsal barışını da etkilediğini dile getirdi. Sümeyye Boz, “Barış; silahların susmasından öte, kimliklerin ve statünün tanındığı, dillerin konuşulduğu, eşit yurttaşlık temelinde birlikte yaşayabileceğimiz bir toplumsal düzenin inşasıdır. Bu konuda çözümün kilit noktası Sayın Abdullah Öcalan’ın rolüdür. O, yıllardır ağır tecrit altında dahi barışçıl bir çözümün, eşit yurttaşlık temelinde bir geleceğin mümkün olduğunu vurgulamış ve bunun hayata geçmesi için mücadele etmiştir” dedi.
‘HERKES İÇİN UMUT KAYNAĞI OLMUŞTUR’
Abdullah Öcalan’ın 2013-2015 sürecindeki rolüne de işaret eden Sümeyye Boz, “Bir fikir üreticisi ve müzakereci rolünü yerine getirmiş ve burada sadece Kürt halkına değil, aynı zamanda bu topraklarda yaşayan herkes için bir umut kaynağı olmuştur. Barış cesaret ister. Savaşın en ağır yükünü omuzlayan halk ve bu halkın öncüleri bu cesareti gösterdi, devlete ve topluma açıkça çağrılar yaptı; silahların susması, diyaloğun başlaması, demokratik bir Türkiye’nin inşası için somut adımlar önerdi” diye kaydetti.
‘DİYALOG KAPILARINI AÇMAK ZORUNLULUKTUR’
Sümeyye Boz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak ne yazık ki çözüm umutlarımızı büyüten bu süreç, savaş politikalarına geri dönülerek ne yazık ki kesintiye uğratıldı. Bugün bir kez daha haykırıyoruz: Barış mümkündür. Kürt halkının talepleri sadece eşitlik ve adalettir ve bu talepler kimseyi bölmez hatta aksine, halkların ortak geleceğini, birlikte yaşama umudunu güçlendirir. Demokratik uygarlık fikirleri ve önerileri, bu çözümün en güçlü yol haritasını sunmaktadır. Bu nedenle, diyalog kapılarını yeniden açmak, uygun koşulları sağlamak yalnızca Kürt halkı için değil, bu topraklarda yaşayan herkes için zorunluluktur.
BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ
Biliyoruz ki toplumsal barış, halkların kendi kimlikleri ve haklarıyla özgürce bir arada yaşayabileceği bir düzenle mümkündür. Bugün çözüm, inkar ya da baskıda değil, müzakere, eşitlik ve özgürlükte yatmaktadır. Bunun için de Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve onun barış konusundaki, barışın inşasındaki aktif rolüne fırsat verilmesi gerekmektedir. Buradan iktidara, Meclise ve bütün topluma çağrımız şudur: Barışı birlikte inşa edelim. Diyaloğun, çözümün ve eşitliğin önündeki engelleri birlikte kaldıralım. Bu ülkeyi, halkların eşit ve özgür yaşadığı bir barış diyarına beraber dönüştürelim. Hep birlikte başarabiliriz, biliyoruz çünkü barışta ısrar edenler mutlaka ama mutlaka kazanacaktır.”
MA