Amed’in Sûr (Sur) Belediyesi, 28 Şubat’ta Xwebûna Jin Psikolojik ve Hukuki Danışma Merkezi açtı. Merkez çalışanları, ilçede kapı kapı dolaşarak kadınların sorunlarını dinliyor, özel savaş politikalarına karşı savunma mekanizmalarını tartışıyor, kadın bilincine dair farkındalık çalışması yapıyor. Kadın merkezi çalışanları, yaptıkları çalışmalar ışığında önünüzdeki dönemde “Ne yapılabilir?” başlıklı atölyeler düzenlemeyi planlıyor.
EKONOMİK ŞİDDET
Merkeze bağlı Kadın Ekonomisini Güçlendirme Birimi’nde görev yapan Dilek Acar, çalışmalarda iktidarın yürüttüğü politikalardan kaynaklı olarak kadınların yalnızlaştırıldıklarını ve bu durumu kabullenme aşamasına getirildiğini gözlemlediklerini ifade etti. Kadınların yaşadıkları sorunların kaynağının ekonomik sorunlar olduğunu kaydeden Dilek Acar, “Sûr üzerinden baktığımızda derin bir yoksulluğun olduğu görülüyor. Bundan dolayı da en çok mağdur olan ve şiddete maruz kalan kadın oluyor. Kadınlar aslında artık fiziki şiddetten çok ekonomik şiddetin açtığı yaraların çözümünü bekliyor. Hiç unutmuyorum bir ev ziyaretinde kadının biri bize, ‘Eşiniz sizi dövüyor mu? diye soruyorsunuz; benim çocuğum okula aç gittikten sonra eşim beni dövmüş ya da dövmemiş… Ben olayın çok orasında değilim. Karnım açken dayak yiyip yememem çok önemli değil’ yanıtını verdi. Ekonomik yetersizlik Sûr’da bir bütünen var olan bir durum. Kadınlar artık ekonomik şiddetle baş etme durumundalar” ifadelerini kullandı.
Dilek Acar, kadınlara yönelen ekonomik şiddete karşı da mücadele edilmesinin önemli olduğunu belirtti. Kuruluşlarından bu yana 100 haneyi ziyaret edip kadınlarla buluştuklarını aktaran Dilek Acar, “8 yıllık kayyım sürecinde iktidarın yarattığı dilenme kültürünün her yerde yaygınlaştırıldığını gördük. Kadını üretimin içine almak yerine ‘çocuk parası’, ‘okul parası’ veya ‘yardım’ adı altında sanki o kadın aldığı paranın kendi geliriymiş gibi hissettiriliyor. Böyle olunca kadın gittiği bütün kurumlarda da öyle bir talepte bulunuyor. Bu algıyı kırmak gerekir. Tabi, bunu ‘beraber yapabilirlik’ noktasına gelene kadar, önce bir farkındalık çalışması yapılması, kadınların kendi öz gücünün açığa çıkarılması çalışmalarına ağırlık vermek gerekiyor” diye konuştu.
ATÖLYE PLANLAMASI
Kadınların ilk toplumlardan bu yana hep üreten bir yerde durduğunu dile getiren Dilek Acar, bunun yürütülen politikalarla kadınların elinden alınmaya çalışıldığını vurguladı. Kadının üreten ve ürettiğiyle ekonomik özgürlüğünü ele alan bir çalışmayı esas aldıklarını ifade eden Dilek Acar, “Biz kadınlar üretkenliğimizi elimize alıp, hep beraber bu yolda mücadele edeceğiz. O kazanımımızı tekrardan gün ışığına çıkaracağımıza inanıyorum. Bunun için farkındalık çalışmalarımız da olacak. Çünkü aslında bir yerde yanlış bir şeyin yaşandığının farkına varmadığın sürece yanlış olduğunun farkına varmazsın. Farkındalık çalışmalarından sonra yapılacak atölyelerde ortak kararlar vererek, ona göre bir yön alacağız” şeklinde konuştu.
UYUŞTURUCU KULLANIMI
Sur ilçesinde uyuşturucu kullanımın da yaygınlaştığını dile getiren Dilek Acar, “Kullanan sanki bunu bir ihtiyaçmış gibi anlatmaya başlamış. Haliyle bu artık kadınlar tarafından da kabul ediliyor. Biz, 8 yıl öncede bu çalışmaları gerçekleştiriyorduk. Herkesin uyuşturucuya karşı tutumu ortaktı. Çünkü herkes maddenin girdiği evde huzur, birlikteliğin ve dayanışma halinin olmayacağı bilincindeydi. Ama tabii bu bir politika olarak sunulduğunda ve halkın içine girdiğinde maalesef ki kadın bunu kabul eder noktaya geliyor. Bir de kadınlarla yapılan görüşmelerde şu da açığa çıkıyor, kadın diyor, ‘Hiç değilse içince biraz rahatlıyor bana dokunmuyor.’ Ama onun temeline inince en büyük şiddetin bir bireyin çocukları ve eşinin yanında o maddeyi tüketmesi ve ailenin ona şahitlik etmesidir” diye belirtti.
Kadınların yalnız olmadığını ve öz güçlerinin farkında olması gerektiğini vurgulayan Dilek Acar, “Kadınlar olarak kenetlenelim, örgütlenelim ve sorunlara hep beraber çözüm bulalım” diye ekledi.
MA / Heval Önkol
