Enes Kara’nın tarikat evlerinde intihara sürüklenmesinin ardından, İsmail Saymaz bugün Halk TV’de paylaştığı yazıda Elazığ’da bir türbede üç çocuğun istismar edildiğini aktardı. Kuran okutma bahanesi ile yapılan istismarın artından soruşturmaya gizlilik kararı getirildi.
Saymaz’ın yazısı şu şekilde:
Elazığ, ayakta.
Vali şehirde kuş uçurmamaya ant içmiş.
Hakim ve savcılar kimsenin gözünün yaşına bakmayacak.
Emniyet burnundan soluyor.
Üniversiteli Enes Kara’nın Meşveret’çilere ait cemaat evinde gördüğü baskıdan ötürü intihara sürüklenişini aydınlatmak için değil bu teyakkuz hali, tersine karartmak için… Şehrin göbeğinde kaçak yurt açan Meşveret’çileri yargı önüne çıkarmak için değil, adaletin pençesinden almak için seferber olmuş bütün bürokrasi.
Soruşturmada gizlilik kararının alındığı söyleniyor.
Enes’in ev arkadaşları kayıp.
İntiharı “Cemaat baskısına dayanamadı, intihar etti” diye haberleştiren yerel Günışığı gazetesi yağmur gibi ölüm tehdidi aldı. Haber Günışığı’nın internet sitesinden kaldırıldı. Yazı İşleri Müdürü Faik Akgün işten atıldı.
Elazığ’da yerel gazeteler Enes hakkında tek satır yazmıyor.
Siyasi partiler suspus.
Üniversitenin ağzını bıçak açmıyor.
Oğlunu cemaat evinde kalmaya mecbur eden Meşveret’çi baba, adliyeye başvurdu ve şak diye haberlere erişim engeli getirdi. Gerekçe, özel hayatın gizliliği. Oysa Enes, veda videosunda, cemaat evindeki disiplin ve dini eğitiminden ötürü yaşama sevincini yitirdiğini söylüyordu. Yaşarken günah sayılan özel hayat, intiharından sonra mazeret kabul edildi.
Valilik salgını bahane edip 15 gün boyunca her türlü toplantı, yürüyüş, miting, basın açıklaması ve anmayı yasakladı.
Deyim yerindeyse…
Kaçak yurttaki intihar protesto edilmesin diye cemaatin önüne yattılar.
Meşveret’çileri kurtarmak için sarf edilen bunca çaba, Defne Apartmanı’ndaki öğrenci evlerinin denetlenmesine harcansaydı Enes, bugün yaşıyor olacaktı. Bunca çaba, Kızılay Mahallesi’nde harabe haldeki Çarşamba Baba Türbesi’nin onarımı ve güvenliğine ayrılsaydı 10 yaşındaki üç çocuk istismara uğramayacaktı.
2020 yılının mayıs ve haziran ayları.
Tatil için Antalya’dan Elazığ’a gelen 10 yaşındaki B. adlı kız çocuğu, aynı yaştaki Y. adlı dayısıyla sokakta oynarken, yanlarına uzun sakallı M.K. geldi. 40 yaşındaki M.K.i çocuklara “Çarşamba Baba Türbesi’nin kapısını açamıyorum” dedi.
Birlikte türbeye gidip kapıyı açtılar.
M.K., “İçeride oynayalım mı?” diye sordu.
Sözde oyun bahanesiyle çocukları elle istismar etti.
Bir başka gün Y. ile arkadaşı C.’yi dondurma ile kandırarak, türbeye çağırdı. Türbede çocuklara Kuran okutup bilmeyenin kalçasına dokundu ve tişörtünü çıkardı. Cinsel organını sokmak istedi. Çocuk reddedince istismardan vazgeçti. Türbeden ayrılırken, “Hiç kimseye bir şey demeyin” dedi.
M.K., sonraki gün B. adlı kız çocuğunu takip etti. B, panik halde eve koşarken, M.K kafasını okşayarak sakinleştirmeye çalıştı.
B.’nin annesi anlatıyor:
“M.K.’nin her dokunuşunda B. kendisini çekerek korkuyordu. M.K. de ‘Bu kız neden korkmuş, kaza mı yaptınız, biraz dua okuyayım’ dedi. M.K.’yi bağırarak evden çıkardım. Öğrendiğim kadarıyla çocukları istismar ediyormuş. Kendi imkanımızla aradık, bulamadık.”
M.K., 30 Aralık 2021’de evinde yakalandı.
İfadesinde, yardım için arabasıyla Kızılay Mahallesi’ne gittiğini, çocuklara dondurma aldığını, onların kendisini türbeye götürdüğünü, yaklaşık 15-20 dakika kadar kaldıklarını ve hiç dokunmadığını ileri sürdü.
Tutuklandı.
M.K. hakkında B. ve C.’ye karşı ikişer kez, Y.’ye karşı zincirleme cinsel istismardan 75 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
CEMAATİN İNANÇ KÖLELERİ
Çarşamba Baba Türbesi, her çarşamba günü şifa arayanlar ve muhtaçların uğrak yeri oluyor. Binlerce ziyaretçiye rağmen yıkıldı yıkılacak haldeki türbenin bekçisi bulunmuyor. Elazığ basını, türbenin harabe vaziyeti hakkında birden çok sayıda habere imza atmış. Bu haberlerden biri bürokrasiyi harekete geçirseydi, hem türbe onarılacaktı hem de istismara meydan verilmemiş olacaktı.
İhtimaldir ki, yazımdan sonra önlem alınacaktır.
Önlem derken…
Türbeye istismarcıları değil, gazetecileri yaklaştırmamayı kastediyorum!
Aynı şekilde, Enes’in kaldığı Defne Apartmanı’ndaki öğrenci evi denetlenseydi, kaçak yurt şeklinde faaliyet gösterdiği anlaşılacak ve mühürlenecekti. Cemaatin ‘inanç köleleri’ kapatıldıkları bu zorbalıktan kurtarılacak, belki de Enes hayatta kalabilecekti.
HABER MERKEZİ
