Suriye Savunma Bakanlığı imzalı “entegrasyon öneri belgesi” muhatap belirtilmeden aracılarla Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne iletildiği belirtildi. Örgütsüzlük ve savunmasızlığın dayatıldığı belirtilen belgenin, Türkçeden Arapçaya çevrilmiş Yaşar Güler imzalı bir metni andırdığı kaydedildi. Hawar Haber Ajansı’nda (ANHA) yer alan habere göre, entegrasyon öneri belgesi, aracılar aracılığıyla Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim yetkililerine bir hafta önce ulaştırıldı ancak Özerk Yönetimin şimdiye kadar bu belgeye dair resmi bir yanıt vermediği ifade edildi.
Söz konusu haberde şu ifadelere yer verildi: “Suriye Savunma Bakanlığının 07-12-2025 tarihli, nereye gönderildiği belli olmayan, kendine münhasır bir entegrasyon öneri belgesi, aracılar aracılığıyla Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim yetkililerine bir hafta önce ulaştırılmış. Fakat şimdiye kadar Özerk Yönetim tarafından bu belgeye ilişkin herhangi bir resmi yanıt verilmemiş. Proje Savunma Bakanlığı imzalı ancak kime gönderildiği, yani muhatap kişi ya da kurum belirtilmemiş. Herhalde ilgili kurum adı yazılırsa, muhatap alındığı sanılır kaygısı taşınmış. Yani daha sonra farklı yorumcuların ya da açıklayıcı bilgi sunan kurumların ifade ettiği gibi, ilk defa bile değil, son olarak da Özerk Yönetim ya da QSD muhatap alınmamış. Bundan dolayı da ‘Özerk Yönetim ilk defa bu belge ile muhatap alındı’ şeklindeki yorumların yanlış olduğunu baştan belirtmek gerekir.”
6 TEMEL BAŞLIK
Haberde devamla, “Belge 6 temel başlıktan oluşmuş. Bunların dışında 2 başlık daha ek olarak bulunmaktadır. Bu başlıklardan 7’si Özerk Yönetimin atacağı, yani atılması istenen adımlar olurken, son maddesi de güya hükümetin görevleri şeklinde sıralanmış. İsim verilmeden birtakım kaynaklara dayandırılarak ele alınıp değerlendirilen bu belgeye ilişkin elbette söylenmesi gereken çok şey olacak. Ama bu yazıda da çeşitli kişi ve basın organlarının ifade ettiği gibi kaynak gösterilmeyecek. O nedenle de şeklen tarif edilen bu belgeyi madde madde bu yazıda değerlendirmek mümkün olmayacak.Belge Savunma Bakanlığı imzalı olduğu için belki sadece QSD konusu işlenmiştir diye düşünülebilir. Ama öyle değil. QSD konusu işlenmiş. Fakat işleniş biçimi, Özerk Yönetim tarafından şimdiye kadar dile getirildiği gibi değil. Entegrasyon üç ayrı askeri birim şeklinde (Hesekê, Dêrazor, Reqa merkezli olarak) gerçekleşecek. Buna göre de QSD’nin terfi-tayin sistemi, yani komutan ve görevlilerin onay mercii olarak HTŞ Komutanlığı, yani belgeye göre de Savunma Bakanlığı gösterilmiş. Yani bir komutan önerilebilir. Fakat onaylanması için de önerilen kişi mülakattan geçirilecektir. Mülakatı yapacak kurum belgede tarif edilmemiş. Ama belgenin mantığı üzerinden konu ele alınınca, bu kurumun rahatlıkla HTŞ komutanlığı olduğu söylenebilir. Bu konuda yapılması gerekenlere ilişkin oldukça detaylı bir çerçeve çizilmiş. QSD savaşçı ve komutanlarının sicilleri, QSD envanterinin ve envantere konu olan her şeyin HTŞ’ye teslimi, mevzilenme sistemi ve altyapı çalışmalarının tümüyle devri vb. gibi birçok başlık bu belgede dile getirilmiş.
YAŞAR GÜLER İMZALI ENTEGRASYON BELGESİ
Bu belgenin en ilginç yanı, Savunma Bakanlığı imzalı olmasına rağmen, Kürtlerin sistem içindeki yerinin ne olacağı, kişilerin devlet bürokrasisi içinde nasıl yer alacağı, enerji kaynaklarının, gümrük kapılarının nasıl ele alınacağı vb. gibi konulara da dikkat çekilmiş olmasıdır. Bu özellikleriyle belge, Savunma Bakanlığının boyutlarını aşan ve doğrudan, geçici mi kalıcı mı olduğu belli olmayan ama kalıcılaşmak için her şeyi yapmaya hazır olan Colani’nin imzasını taşıması gereken bir içeriktedir.
Bu belgenin yayımlandığı zaman dilimi de çok önemlidir. Bir yıldır 10 Mart Mutabakatı dışında hiçbir resmi söylemi ve bu konuda atılmış tek adımı olmayan Şam HTŞ iktidarının, yılın son günlerinde böyle bir belgeyi alelacele, muhatap belirtilmeden ve hem de aracılar vasıtasıyla sunması oldukça anlamlıdır. Özellikle de TC iktidar kanadının mutabakat ve entegrasyon üzerine çok yoğun değerlendirmeler yaptığı ve Özerk Yönetimi entegrasyon adı altında teslim olmaya zorladığı bir dönemde, böylesine muhatabı belli olmayan bir belgenin gönderilmesi, aslında Özerk Yönetimi yok saymak anlamına gelmektedir. Yani basın yorumcularının ya da yapılan açıklamalarda dile getirildiği gibi, bu belge muhatap alınmayı içermiyor. ‘Ben ne dersem onu yapacaksın’ şeklinde dayatılan bir emrivaki anlamına geliyor.
ÖRGÜTSÜZLÜK DAYATILIYOR
Diğer yandan bu belge, özellikle iktidar kanadının hazırlamış olduğu raporların bir kopyası gibi de duruyor. Orada da Kürt inkârı sırıtıyor. Teslimiyet çözüm diye lanse edilmeye çalışılıyor. Çözüm adı altında örgütsüzlük ve savunma mekanizmalarından yoksunluk dayatılıyor. Ve Özerk Yönetim için de ‘yıl sonuna kadar teslim olmazsan askeri seçenek, yani işgal masadadır’ denilmek isteniyor. İşte bu belge, dilinden de anlaşılacağı gibi, Türkçeden Arapçaya çevrilmiş ve Yaşar Güler imzalı bir metin gibi karşımıza çıkıyor.
YENİ SOYKIRIM DALGASI
Bütün bunlar dikkate alındığında, başta Kürtler olmak üzere tüm Özerk Yönetim bileşenleri ve dostların yeni bir soykırım dalgasına karşı hazırlıklı olması gerekiyor. O nedenle halkımızı, halklarımızı rehavete yatıran söylemlerden kaçınmak günümüzün temel görevlerinden biri oluyor. Unutmayalım ki özgürlük, ancak örgütlü ve öz savunma mekanizmasına sahip olan halkların eseri olabilir. Bunun için de şimdi rehavete yatma değil, en kapsamlı direnişe hazırlıklı olma zamanıdır.”
MA











