Rusya’nın Donbass operasyonu 43. gününde. Barış müzakereleri sürmesine rağmen krizin sona yaklaştığına dair emareler hala belirmiş değil. Sorunun asıl olarak ABD-AB (NATO) ile Rusya (ve NATO stratejilerinde açıkça düşman ilan edilen Çin) arasında olduğu artık kimsenin inkar edemediği bir gerçek. Ukrayna krizinin, ABD tarafından dünya ekonomisinin yeniden yapılandırılmasının manivelası yapılmak istendiği atılan adımlardan net olarak görülüyor artık.
ABD’nin baskısıyla Rusya’ya karşı alınan yaptırımlar, finans sisteminden enerjiye, teknoloji transferine kadar bir çok kalemi içeriyor. Batılı ülkelerin aldığı ekonomik yaptırım kararları arasında en serti, Rus bankalarının uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarılması oldu. Bu yaptırım ile bir yandan Rus bankalarının dünya genelinde işlem yapmasını engellerken diğer yandan Rus ihracat ve ithalatını felç etmek amaçlanıyordu. Ayrıca Rusya Merkez Bankası’nın Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Kanada’daki varlıkları da donduruldu. Böylece Rusya Merkez Bankası’nın kendi bankaları ve şirketlerini desteklemek için yurt dışına varlık satması ve karşılığında Ruble almasının engellenmesi hedefleniyordu. Böylece Rusya’dan doğalgaz alan ülkeler kağıt üzerinde döviz cinsinden borçlarını Rusya bankasına ödemesini yapmış oluyor fakat bankadaki paranın Rusya tarafından kullanması bloke edilmiş olacaktı.
ABD ve AB’nin Rusya’ya yönelik bu yaptırım kararlarından sonra ABD Başkanı Joe Biden, 26 Mart’ta Twitter’da “Benzeri görülmemiş yaptırımlarımızın bir sonucu olarak, ruble neredeyse anında çöpe dönüştü” diye açıklama yaparken, Kremlin’den ”ruble” hamlesi geldi. 23 Mart’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD ve Avrupa Birliği’ne (AB) mal tedarikinde ödemeyi dolar veya euro ile almanın artık anlamsız olduğunu belirterek, “Dost olmayan ülkelere doğal gaz satışının ödemelerinde Rus rublesine geçmeyi planlıyoruz” demişti. Rus liderin akaryakıt piyasasını “dolarsızlaştırma” politikasının uygulamaya sokulması aslında küresel piyasanın yeniden şekillendirilmesini de gerektiren bir hamle olarak değerlendirilebilir.
Rusya’nın para birimi, yaptırımlar uygulandıktan sonra Şubat ayında düştü, fakat daha sonra hızlı bir toparlanış yaşayarak kriz öncesi değerini kazanmış durumda, yaklaşık 1,2 sent değerinde. Büyük miktarlarda petrol ve gaz ihraç etmeye devam ediyor ve operasyon nedeniyle fiyatlardaki artış da gelirlerini yalnızca artırdı. 1 Nisan’da Bloomberg ekonomistleri Rusya’nın enerji ihracat kazançlarının 2022’de üçte bir oranında artacağını tahmin ettiler.
Küresel ticaretin bir kısmının “dolarsızlaştırılması” kararı ile başta doğal gaz olmak üzere Rusya’dan satın alınan her şey için diğer ülkeler ruble kullanmak zorunda kalacak. Bunun için de rubleyi doğrudan Rusya merkez bankasından almak zorunda olacaklar. Rusya’nın Batı’nın finansal blokajına karşı geliştirdiği bu hamle sayesinde rublenin değer kaybetmesi değil daha da değerlenmesini sağlayabilir. Bu da yaptırımların fiilen işlememesi anlamına gelir.
Junge Welt gazetesinden Simon Zeise bu durumu şöyle açıklıyor: Batı’daki “dost olmayan devletlerdeki” şirketler, yaptırımlar listesinde olmayan Gazprombank’ta bir hesap açtırdığı takdirde, Gaz için euro veya dolar ödemeye devam edebilecekler. Banka daha sonra bu tutarı rubleye çevirip, Moskova Menkul Kıymetler Borsası’ndan satın alıp ve ardından parayı Gazprom’a aktaracak. Şimdiye kadar, gaz ithalatçıları ödemelerini bir Avrupa bankasına aktarabiliyor, ancak daha sonra Gazprom’un parayı alamaması için tutarı bloke edebiliyordu. Moskova, batı yaptırımlarını atlatmak için iyi bir mekanizma buldu. Batı, yaptırım uygulanan merkez bankasının görevini üstleniyor ve Rus para birimini ruble alımlarıyla desteklemek zorunda kalıyor.
Zeise’ye göre “Moskova, savaş öncesi durum olan status quo ante bellum’un ekonomik kurallarını geri getirmeyi başardı. Enflasyon kontrol altında: Ukrayna’ya karşı savaşın başladığı gün olan 24 Şubat’tan önce olduğu gibi bir euro yaklaşık 93 ruble değerindeydi. Putin, gazın sadece ruble için mevcut olduğunu açıklamadan önce, oran bire 145 idi. Moskova borsasında hisse alım satımı yeniden başladı.”
Konuyla ilgili görüştüğümüz gazeteci Okay Deprem de, Rusya’nın dolarsızlaştırma hamlesinin aslında çok uzun zamandır üzerinde çalışılan bir politika hamlesi olduğunu, Ukrayna krizinin bu hamlenin hızlanmasını sağladığına dikkat çekti.
Rusya’nın Çin, İran ve Hindistan başta olmak üzere, birçok ülke ile ticaretin dolarsızlaştırılması konusunda stratejik görüşmeler yaptığını ifade eden Deprem, bu hamle ile doların dolayısıyla ABD’nin küresel ticaret üzerindeki hegomonik durumunun son bulması ihtimaline dikkat çekti. Ruble’nin Donbass’ta 2015’ten beri tedavülde olduğunu söyleyen Deprem, Belarus’ta da kendi resmi para biriminin yanında ruble kullanımının yakın zamanda başlamasının beklendiğini ifade etti. Küresel ticaretin dolarsızlaştırılması hamlesinin BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) zirvesi ve Avrasya Ekonomik Topluluğu örgütlerinin de uzun zamandır gündeminde olduğunu belirten Deprem, şimdilik doğal gaz satışlarının ruble ile yapılmasının bir ilk adım olduğunu söyledi.
Ukrayna krizi üzerinden Rusya’nın (ve bir sonraki adım olan Çin’in) dünya ekonomisindeki etkinliğini daraltmaya yönelik ekonomik kriz daha da derinleşiyor. Ekonomik yaptırımlar ve bu yaptırımlara uyulması için ülkeler üzerindeki baskılar arttıkça tüm dünyada petrol, doğal gaz ve gıda gibi temel alanlardaki krizler de derinleşecektir.
HABER MERKEZİ


















