Yaklaşık 30 yıldır yayın yapan Açık Radyo’nun yayın lisansı geçtiğimiz günlerde oy çokluğuyla iptal edildi. DEM Parti kontenjanında Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi, Necdet İpekyüz ile CHP kontenjanından yer alan iki üye karara karşı oy kullandı.
İpekyüz, karşı oy kullanma gerekçesinde, “Açık RD’ çağrı işaretli medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınlarını sonlandıracak lisans iptali kararı verilmesi, adil ve ölçülü değildir. Bu nedenle yayıncı kuruluşun, ilk kez karşılaştığı bir yaptırım konusunda güçlük yaşaması ve Kurul toplantısından önce, ‘teknik sorun’ ve yaptırımı uygulama iradesini beyan etmesine karşın, bu konunun dikkate alınıp değerlendirme yapılmadan yayın lisansının iptali kararı, adil ve orantılı değildir” dedi.
SANSÜR VE OTOSANSÜRE VURGUSU
Sansür ve otosansüre dikkat çeken İpekyüz, “Basın mensuplarının güvenilir bir biçimde meslek hayatlarını sürdürebilmesi ve sansür ya da otosansüre maruz kalmadan yayın/yayım hayatlarına devam edebilmesi, demokratik bir toplumun olmazsa olmaz kuralıdır. Aynı zamanda hükümetler ile düzenleyici ve denetleyici otoritelerin de bu noktada aynı paydada buluşması, bu hakların hem yayıncılar hem de vatandaşlar adına korunması gerekmektedir. Böylelikle RTÜK’ten yayın kuruluşlarının ve habercilerin yanında olması, onların haklarını gözetmesi ve ifade özgürlüğünün sağlanabilmesi için gerekli olan alanın sağlanması çabasını göstermesi beklenmektedir” ifadelerini kullandı.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE ÖLÇÜSÜZ BİR MÜDAHALE
İpekyüz devamla şunları kaydetti: “Türkiye’deki çok sesliliğe darbe vuracağı göz önünde bulundurularak, ilk tebligat ile ‘iyi niyet’li bir şekilde hareket ederek kanuna karşı gelmeyen, yaklaşık 30 yıldır yayın hayatını sürdüren bir yayıncının yayınlarına son vererek bu çabanın gösterilmeyeceğinin hatırlatılması gerekmektedir. Dolayısıyla; Açık RD çağrı işaretli medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, Üst Kurul yaptırımlarından birini yerine getirip, diğerini yerine getirmemesine ilişkin hususta da; kuruluşun teknik yetersizlik nedeniyle ikinci yaptırımın uygulanamadığına dair beyanı ile yaptırımın ilk aşaması olan idari para cezası kısmının uygulandığının dikkate alınması ve yayıncı kuruluş lehine bir tutum sergilenmesi, demokratik toplumlarda basın/ifade özgürlüğünün sağlanması amacına daha uygun düşecektir.Bu nedenlerle, basın ve ifade özgürlüğüne ölçüsüz bir müdahale içeren karara karşı oy kullandım.”
MA