Halep kentinden 25 Ekim’de Federe Kurdistan Bölgesi’ne dönerken Pêşxabûr (Sêmalka) Sınır Kapısı’nda KDP’ye bağlı birimler tarafından alıkonulan Rojnews’in Arapça editörü Süleyman Ahmet’in akıbeti 153 gündür bilinmiyor.
Ahmet’in Duhok kentine götürüldüğü bilgisi edinilmesi üzerine avukatları Duhok Asayişi’ne başvurdu. Burada, gayri resmi olarak Ahmet’in ellerinde olduğu kabul edilse de avukatları ile görüştürülmedi. Tepkiler üzerine 6 gün sonra açıklama yapmak zorunda kalan Duhok Asayişi, “istihbarat faaliyeti yürütmekle” suçlasalar da Ahmet’in ellerinde olmadığını savundu.
Bunun üzerine başvuru yapılan Duhok Hakimliği, avukatlarının Ahmet’le görüşebilmelerine dair karar verdi. Bu kararla da Ahmet’in gözaltında tutulduğu resmi olarak kabul edilmiş oldu. Ellerindeki kararla Duhok Asayişi’ne giden avukatlar, Ahmet’le görüştürülmedikleri gibi fiziki şiddete varan saldırı ve tehditlerle karşılaştı. Saldırı ve tehditlere rağmen araştırmalarını sürdüren avukatlar, Ahmet’in KDP’nin istihbarat kurumu olan Parastin’in gayri resmi gözaltı merkezlerinden birinde tutulduğu bilgisine ulaştı.
10’U AŞKIN BAŞVURU YAPILDI
Oluşturulan Süleyman Ahmet’i Savunma Grubu üyesi olan avukatlar bugüne dek resmi olarak 10’u aşkın başvuruda bulundu. Ancak müvekkilleri ile görüştürülmedikleri gibi durumuna dair kendileriyle hiçbir bilgi paylaşılmadı.
GAZETECİLİK ÖRGÜTLERİ KINADI
Süleyman Ahmet’in kaçırılması, aralarında Gazetecileri Koruma Örgütü (CPJ) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün de bulunduğu yerli ve uluslararası gazetecilik meslek örgütlerince de kınandı.
Meslek örgütlerinin yanı sıra sivil toplum örgütlerinin çağrılarda bulunduğu KDP yönetiminden Süleyman Ahmet’e dair hiçbir açıklama gelmedi.
BM’YE BAŞVURU YAPILDI
Rojnews yetkilileri, editörleri Ahmet’in akıbetine ilişkin bir an önce kamuoyunun bilgilendirilmesi talebiyle Birleşmiş Milletlere (BM) de başvuruda bulundu.
“YAŞAMI VE GÜVENLİĞİNDEN KDP SORUMLU”
Ajans tarafından bugün “150 gün oldu: Süleyman Ahmet nerede?” başlığı ile servis edilen haberde, “Süleyman Ahmet’in yaşamı ve güvenliğinden KDP sorumludur” denilerek, akıbetine ilişkin bir an önce kamuoyunun bilgilendirilmesi ve serbest bırakılması istendi.
MA