Kürt sorunun çözümünde önemli bir kavşağa girildiğini söyleyen Prof. Dr. Levent Köker, “Bu meselenin çözümüyle birlikte Türkiye demokratikleşme sürecine girecektir” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın ardından, başlayan süreç kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nu 3 üyesi Abdullah Öcalan’la görüşme gerçekleştirdi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman’ın katıldığı görüşmenin ardından sürecin hukuki düzenleme aşamasına geçtiği değerlendirmeleri yapılmaya başlandı.
Sürecin geldiği noktada ilerleyebilmesi için hukuki düzenlemelerin gerekliliğine işaret eden Prof. Dr. Levent Köker, mevcut hukuk düzeninin uygulanmasında birtakım aksaklıklar olduğuna vurgulayarak, “Özellikle uygulanmayan mahkeme kararları var. Onların hemen uygulanması lazım. Sürecin bundan sonra ilerleyebilmesi bakımından Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, geçiş sürecine özgü bir hukuki düzenlemenin yapılmasını vurguluyor. Tabii kendisini feshetmiş Kürt Özgürlük Hareketi’nin de buna benzer açıklaması oldu. Kürt Özgürlük Hareketi adına yapılan açıklamada da bir geçiş hukukun oluşturulması gerektiği vurgulanıyor. Aslında süreç gelinen noktada biraz içine kapandı. Özellikle İmralı’ya Abdullah Öcalan’a gidilip gidilmemesi konusunda karar vermede komisyonda kapalı bir oturum yapıldı. Ne yapmak istediklerini tam söylemiyorlar, bir açıklık istiyor insan” ifadelerini kullandı.
‘YASAL GEREKLİLİKLERİN YAPILMASI LAZIM’
Birtakım yasal düzenlenmelerin yapılması gerektiğini belirten Köker, demokratik entegrasyonuna dair yasal gerekliklerin yapılması gerektiğini söyledi. Cezaevinde olanların serbest bırakılması, yurt dışında olanların Türkiye’ye gelmelerinin önünün açılması gerektiğine de işaret eden Köker, “Bu insanların Türkiye’ye geldikleri zaman demokratik siyasete katılmalarının önünde hiçbir engel olmayacak düzenlemelerin olması lazım. Cezaevlerinde hasta olan tutsakların behemehal tahliye olması lazım. Bunun yanı sıra cezaevlerinde bir İdare ve Gözlem Kurulu var. Tahliyesi gelmiş ya da tahliyesi imkan dahiline girmiş hükümlülerin ceza infaz sürelerinin uzatan bir kurumdan bahsediyoruz. Bu kararların keyfi olduğu çok sayıda örnek görüyoruz. Terörle Mücadele Kanunu’ndaki (TMK) ‘terör’ tanımı başta olmak üzere bir dizi kanunlarda hak ihlali doğuracak hükümler var. Bunların ayıklanması lazım. Terör tanımının net bir şekilde hukuken hiçbir iltimasa sebep vermeyecek insan hakkı ihlali yaratamayacak şekilde daraltılması lazım” diye konuştu.
GEÇİŞ HUKUKU
Kürt sorunun çözümünde şiddet ve silah içeren boyutunun tasfiye edilmesi ve yerini demokratikleşmeye bıraktığı bir kavşakta olunduğunu ifade eden Köker, bunun içinde geçmişle yüzleşme, özellikle devletin kendi hatlarıyla yüzleşmesinin olması gerektiğini kaydetti. Geçmişle yüzleşmenin yapılması ve geçiş adaletinin gereklerinin yerine getirilmesi gerektiğini dile getiren Köker, “Tarihte Kürtlere yönelik yapılan hak ihlallerinin sorumlularıyla ilgili çok ciddi uzun zamana yayılmış bir cezasızlık politikası var. Bu politikanın sona erdirilmesi bakımından da geçmişle yüzleşme lazım. Anadilde eğitimin tanınması gerekiyor, yerel yönetimlerin meselesi var. Bugün saray tarafından yapılan açıklamalarda yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yerine tam tersi bu yönetimleri tek makamda toplamak ve onun altında örgütlemek gibi bir projeden bahsediliyor. Yerel yönetimlerin kendi kararını kendisi koyan özerk bir yapıda olması gerektiğini düşündüğümüz yeni bir düzenlemeyi de içerecek şekilde demokratik bir cumhuriyet tasavvurunun nasıl olacağını konuşacağız. Aslında hepsini konuştuk, Kürt sorunun çözümüne ve demokratik bir cumhuriyetin inşasına dair güneşin altına konuşmadığımız hiçbir şey kalmadı. Ama meselede işin silahlı kısmını bu geçiş hukukuyla hallettikten sonra tekrar bu konulara döneceğiz” şeklinde konuştu.
‘KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN TÜRKİYE DEMOKRATİKLEŞEMEZ’
Türkiye’nin yıllardır demokrasinin cumhuriyete yakışır bir şekilde kurumsallaşmamasının nedeni olarak Kürt sorununa işaret eden Köker, son süreçte yapılması gerekenlerin yapılmaması halinde Türkiye’nin demokratikleşmeyeceğini söyledi. Köker, “Bu meselenin çözümü ile birlikte Türkiye demokratikleşme sürecine girecektir. Bu hukukla olur. Dolayısıyla önce geçiş hukuku ile başlayacağız sonra Kürt meselesinin ana sütunları olan anadilde eğitim, özerklik meselesini, kültürel hakların sorununun çözümüne gidilir. Bu sorunların çözümü olmadan demokrasi ve hukuk Türkiye’ye gelmeyecek. Kritik bir kavşaktayız, heyecanlıyız ve sanki bu sefer bir şeyler olacak gibi bir izlenimim var. Ya da benim tabiatımdan dolayı ben hep iyimser oluyorum, sonra yanılıyorum; ama umarım bu sefer yanılmam. Bir önceki süreçte de iyimserdim; ama Dolmabahçe mutabakatından sonra çok sayıda hukuksuzluklar yaşandı. Bunların yeniden yaşanmayacağı bir Türkiye gerekiyor” diye belirtti.
MA / Uğurcan Boztaş













