Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali, özel sektör öğretmenlerinin taleplerini ve 30 Ağustos’ta gerçekleştirmek istedikleri basın açıklaması esnasında yaşanan polis müdahalesini Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.
Edebali, özel sektör öğretmenlerinin tabii olduğu mevzuatı “Özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçileri sendikamızda örgütlenebiliyorlar. Bu özel öğretim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’nda faaliyet yürütüyor. Bizler de öğretmen olarak sözleşmelerimizi bu özel öğretim kurumlarında imzalıyoruz.
Atamalarımız Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanırsa çalışabiliyoruz. Devlet Memurları Kanunu’na bağlı çalışıyoruz. Ceza ve yaptırımda aynı kamuda çalışan bir öğretmen gibi ele alınıyoruz. Bununla birlikte Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na da bağlı çalışıyoruz. Personel tanımımız sınırlı bir şekilde özlük haklarımız ifade ediliyor. Problemlerin asıl kaynağı bizim İş Kanunu’na bağlı çalıştırılmamız ve burada da belli süreli sözleşme ile yani en az 12 aylık sözleşmelerle tıpkı bir mevsimlik işçi gibi çalıştırılıyoruz” diye açıkladı.
“ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA ARKADAŞLARIMIZIN ÇOĞU ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞTIRILIYOR”
Mevzuatı iş dönemleri yönünden inceleyen Edebali, öğretmenlerin çoğunun asgari ücret aldığını “Bu neyi gösteriyor? Bir sonraki eğitim öğretim döneminin garantörlüğü patronun iki dudağının arasında bulmasına, öğretmeni tehdit etmesine ve kaygılı bir şekilde çalışmaya neden oluyor. Yasal olmayan bir şekilde özellikle kurslarda 10 aylık sözleşme ile çalıştırma var. Bu on aylık sözleşme ile Haziran ayında zorla istifa imzalatılıyor. Dönem başında öğretmen sözleşme imzalarken yanına peşinen istifa dilekçesi imzalatılıyor. Patronlar yaz ayları boyunca öğretmene maaş vermek istemiyorlar. Sigorta primi ödemek istemiyorlar. Eylül ayında tekrar işe alacaklarını söylüyorlar. Eylül ayında işe alınsa dahi kıdem hakkının gasp edilmesine neden oluyor. Özel öğretim kurumlarında arkadaşlarımızın çoğu asgari ücretle çalıştırılıyor” diye söyledi.
“PATRONLAR VE SERMAYE SAHİPLERİ BURAYI BİR KAR ALANI OLARAK GÖRDÜLER”
Edebali, öğretmenlerin asgari ücretle çalıştırılmasının sebebini “Bunu sağlayan neden 2014 yılında özel öğretim kurumlarından kaldırılan bir madde mevcut. Bu maddede ‘Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler ve personeller kamu ve dengi okullarda çalışan personellerden daha az ücret alamaz’ ibaresi var. Bunu kaldırdıkları andan itibaren asgari ücretle çalışmanın önünü açtılar. Bu son dönemde özel öğretim kurumları yaygınlaştı. Patronlar ve sermaye sahipleri burayı bir kar alanı olarak gördüler ve denetimsizliğin de verdiği olanakları kullanarak fütursuzca tüm bu ağın özel öğretim kurumlarında egemen olmasını sağladılar. Bakanlık denetimsizliği ve öğretmenleri yalnız bırakan politikalarıyla bu egemenliğin tahsis edilmesine bir anlamda neden oldu” diye açıkladı.
“ANKARA’DA TOPLANALIM, HAKLARIMIZI VE TALEPLERİMİZİ KAMUOYU İLE PAYLAŞALIM İSTEDİK”
Taleplerini açıklamak üzere eylem planladıklarını belirten Edebali, hazırlık aşamalarını “Temel taleplerimizden bir tanesi ve hakkımız olan 2014’te kaldırılan taban maaşı bir kampanyanın başlığı haline getirdik. Öğretmenin yoksulluğunu, kötü koşullarda çalıştığını kamuoyu bilsin istedik. Çok basit bir şekilde çözülebilecek olan bir sorun, hakkın tekrar hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Arkadaşlarımızla resmi bir tatilde Ankara’da toplanalım, haklarımızı ve taleplerimizi kamuoyu ile paylaşalım istedik. İmkansızlıklar içerisinde otobüsleri tutarak Ankara’da TMMOB etkinlik salonunda ilk önce güzel bir etkinlik ile kendi haklarımızdan, taleplerimizden sendikamızın sürece dair bakış açısını yansıtarak bahsettik” diye aktardı.
“BAKANLIK ÖNÜNDE KENDİMİZİ İFADE ETMEMİZİ SAĞLAYAN BİR BASIN AÇIKLAMASI YAPMA İSTEĞİMİZ VARDI”
Edebali, emniyet yetkilileri ile müzakerelerini “Daha etkinliğimiz başlamadan itibaren emniyet yetkilileri ile bir müzakere sürecine girdik. Bakanlık önünde kendimizi ifade etmemizi sağlayan bir basın açıklaması yapma isteğimiz vardı. Emniyet yetkilileri buna izin vermeyeceklerini söylediler. 30 Ağustos’tan dolayı yolların da kapalı olmasından kaynaklı hiçbir şekilde mümkün olmayacağını söylediler. Biz de işlerine geldikleri gibi yorumlamasınlar diye bu isteğimizden vazgeçtik. Biz kaldırımdan 150-200 metrelik mesafeyi sessiz, pankartsız ve önlüksüz bir şekilde yürüyelim. Madenciler Anıtı’nın önünde basın metnimizi okuyalım ve geldiğimiz illere geri dönelim dedik. Bunu kabul etmediler. Bunu kabul etmemek demek sizi TMMOB etkinlik salonundan çıkarmayacağız demektir. Bizim taleplerimiz sürekli görmezden gelindi. Ankara’da bu sorunlardan kaçanlara ‘Biz öğretmeniz. Mesleğimize sahip çıkıyoruz. Bunları çözebilirsiniz’ demek istiyorduk” diye betimledi.
“TAŞKINLIK İSTEMEDİĞİMİZİ VE SADECE SORUNLARIMIZI DİLE GETİRMEK İSTEDİĞİMİZİ BELİRTTİK, YAPILANLARI DOĞRU BULMUYORUZ”
Niyetlerini emniyet güçlerine belirttiklerini söyleyen Edebali, yapılan müdahale hakkında görüşlerini “Biz defalarca öğretmen olduğumuzu ve bir taşkınlık istemediğimizi sadece sorunlarımızı dile getirmek istediğimizi ifade ettik. Emniyet yetkilileri yasaları üzerimize öyle bir baskı aracı haline getirmek istediler ki bu dillerine de üsluplarına da yansıdı. TMMOB etkinlik alanının içine kadar gaz bombaları geldi, bebekli aileler vardı. Biz bunu gerçekten doğru bulmuyoruz. Yüzbinlerce öğretmene yapılan bir müdahale olarak görüyoruz” diye ifade etti.
SPUTNIK
