Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Komisyonu, Bursaspor’la başlayan Ankaragücü, Rizespor’la devam eden Kürt siyasetçi Leyla Zana’ya yönelik gerçekleşen cinsiyetçi ve ırkçı saldırıya karşı Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamada “Leyla Zana rûmeta me ye” pankartı açıldı. Açıklamayı yapan ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, “Kürt siyasetinin ve kadın mücadelesinin önemli isimlerinden Leyla Zana’ya yönelik gerçekleştirilen hakaretleri, yalnızca münferit bir taraftar tepkisi olarak değil; erkek egemen sistemin ve ırkçı kodların birleştiği organize bir saldırı olarak görüyoruz” dedi.
‘ERKEK EGEMEN AKIL’
Leyla Zana’nın mücadelesini hatırlatan Ekin Yeter, “Somut olayda; futbol kamuoyuyla herhangi bir güncel tartışması bulunmayan, müsabaka ile hiçbir ilgisi olmayan Leyla Zana’nın hedef alınması; söz konusu tezahüratların kişisel değil, kimlik ve aidiyet temelli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır” diye konuştu.
Sokakta, evde ve siyasette karşılaşılan erkek şiddetinin, tribünleri kendisine korunaklı bir alan olarak seçtiğini belirten Ekin Yeter,” Kadınları kamusal alandan ve siyasetten dışlamaya çalışan ‘erkek egemen akıl’, küfür ve hakareti bir tahakküm aracı olarak kullanmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘KADIN İRADESİ HEDEF ALINDI’
Bu durumun sadece siyasi bir karşıtlık içermediğini doğrudan kadının iradesini, kimliğini ve onurunu hedef aldığını belirten Ekin Yeter, “Bursaspor ile başlayan daha sonra Ankaragücü ve Rizespor gibi takımların taraftarı ile devam eden ırkçı saldırılar göstermektedir ki bu pratikler sistematik, bilinçli ve planlı linç politikalarının bir parçasıdır. Bursaspor taraftar gruplarının uzun süredir Kürt kimliğine yönelik nefret söylemleriyle anıldığı, bu söylemlerin münferit değil; süreklilik arz eden bir pratik olduğu kamuoyunun malumudur” şeklinde konuştu.
‘HAREKETE GEÇİLMELİ’
Bursaspor-Amed maçında açılan “Beyaz Toros” ve “Yeşil” kod adlı şahsa ait görselleri de hatırlatan Ekin Yeter, “Bu yaklaşım, benzer fiillerin yaptırımsız kalacağı yönünde cesaretlendirici bir etki yaratmaktadır” dedi.
Futbol Disiplin Talimatı yalnızca fiilin gerçekleşmesini değil, bu fiiller karşısında resen harekete geçilmesini de zorunlu kıldığını söyleyen Ekin Yeter, “Müsabaka hakemleri, temsilciler, kulüp yetkilileri ve Türkiye Futbol Federasyonu; ırkçı ve cinsiyetçi tezahüratlar karşısında aktif müdahale ve önleme yükümlülüğü altındadır. Somut olayda tezahüratların açık, toplu ve canlı yayınlara yansımış olmasına rağmen; uyarı, anons, oyunun durdurulması veya derhal disiplin sürecinin işletilmesi yoluna gidilmemesi, pozitif yükümlülüğün ihlali niteliğindedir” diye belirtti.
Toplumsal barış tartışmalarının yeniden gündeme geldiği bir dönemde, bu tür söylemlerin futbol gibi kamusal etkisi son derece yüksek bir alanda üretilmesinin barışı ve birlikte yaşam iradesini doğrudan hedef aldığını söyleyen Ekin Yeter, bu durumun sporun birleştirici işleviyle açıkça çeliştiğini ifade etti. Spor alanlarını kadınlar ve toplumun tüm kesimleri için güvensiz hale getiren bu nefret ikliminin kabul edilemez olduğunun söyleyen çizen Ekin Yeter, “Bu saldırı, ülkede barışa, demokrasiye ve kadın özgürlüğüne dönük olan saldırıların da devamı niteliğindedir” ifadesini kullandı.
Leyla Zana nezdinde yapılan saldırılarda, hem etnik kökene dayalı bir ırkçılık hem de kadını aşağılayan bir cinsiyetçiliğin iç içe geçtiğini söyleyen Ekin Yeter, şöyle devam etti: “Biz hukukçular, bu çoklu ayrımcılık biçimine karşı kadınların özgürleşme mücadelesinin yanındayız. Kadın özgürlük mücadelesi halkların özgürlük mücadelesine, barışın ve demokratik toplumun inşasına her zaman öncülük etmiştir. Kadın özgürlükçü anlayışı evde, sokakta, adliyede, kapatılma mekanlarında, kurumlarda, siyasette nasıl ki inşa etmeye çalışıyorsak spor alanlarında da bu çizgiyi inşa etmek için özgürlükçü hukuk perspektifi ile hareket etmeye devam edeceğiz.”
TFF’YE ÇAĞRI
Olaya ilişkin yükümlülük altında olan kurumların sessizliğine işaret eden Ekin Yeter, “TFF’yi ve adli makamları; ırkçılığı ayrımcılığı, nefreti, şiddeti içeren ve toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı bu saldırılar karşısında etkin bir soruşturma yürütmeye çağırıyoruz. Kadınların iradesine ve onuruna yönelik hiçbir saldırı karşısında sessiz kalmayacağımızı, nefretin ve şiddetin her türlüsüne karşı yargısal sürecin takipçisi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz” diye ekledi.
Açıklama, “Jin, jiyan azadî” sloganlarıyla son buldu.
MA












