Amed Marksizm Okulu’nun, Mordem Sanat’ta düzenlediği “Marksizm Günleri” paneli ikinci gününde “Enine boyuna sosyalizm, sosyalizmin dünü, bugünü, geleceği” başlığıyla devam etti. Çok sayıda yazar ve akademisyenin katıldığı ilk oturumda, “Yerelleşme tarım yüzyılı olan 21’inci Yüzyıl’da kooperatiflerle dayanışma ekonomileri” paneli gerçekleştirildi. Akademisyen-Yazar İsmet Konak’ın moderatörlüğünü yaptığı panele, Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili Sinan Çiftyürek ve Mühendis Veysel Moray konuşmacı olarak katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Konak, “Rojava Devrimi”nden sonra kadınların daha çok aktif olarak toplumda rol aldığını belirtti.
KOMÜN YAŞAM
Alternatif ekonomi modelleri üzerinde uzun bir süredir çalışma yaptığını ifade eden Veysel Moray, “Kadın Emek Doğa Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Kooperatifi’yle çalışmalara başladık, ama ne yazık ki bu KHK’lerden biz de nasibimizi aldık. Komün mantığını bir kültür olarak tekrar yaratmayı amaçladık. Komün yaşam Kürdistan’da hala kendini var eden vicdanı bir pratiktir. Rojava Devrimi’nde yine demokratik ve komün yaşam fikriyatı kendini yaşatmaya çalışıyor. En küçük komün evdeki komündür. Kendi öz ihtiyaçlarını kendi öz yetenekleri ve kaynakları ile üretmeyi sağlayan bir örgütleme modelidir. Kürdistan buna uzak değil, ama devlet eli ile oluşmuş kurumlar insanları bundan uzaklaştırmış” ifadelerini kullandı.
Komünün kurumsallaşması ile kooperatifçiliğin ortaya çıktığını ifade eden Moray, “Demokratik bir ortaklık merkezinde bir araya gelmekten bahsediyoruz. Kooperatif aslında ahlaki politik toplumun örgütlenme biçimidir. Zerdüştlükte yine komünal dağıtım toplumunu dayanışma, yardımlaşma temelli olmuştur. Ahilik ocağında yine komünal yaşam önceliklidir. Türkiye ‘de ilk defa 1863 yılında devlet desteği ile ya da yerel gücü olanlar ilk kooperatifleri kuruldu. Avrupa’ya ucuz işçi gönderme için kulanmışlar. Üretimin örgütlenmesi gibi bir dertleri yok” diye konuştu.
‘DEVLET MÜCADELEYİ ENGELLEMEK İÇİN BARAJLAR YAPIYOR’
DEM Parti Milletvekili Sinan Çiftyürek ise, Kürdistan’da yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Kürt halkının mücadelesinin önünü kesmek için sistemin onlarca güvenlik barajı kurduğunu belirten Çiftyürek, “Bununla ekim yapmamızın önünü kesiyorlar. Su kaynaklarımızı yok ediyorlar. Halklarımızın tarihini yok ediyorlar. Güvenlik barajı diye baraj olur mu?” diye sordu.
Çiftyürek, Kürdistan’da tarihi, kültürü devletin yok ettiğini ifade etti. “Kürdistan ve Türkiye’de 240 göl var. Bunların 186’sı kurudu” diyen Çiftyürek, “Devlete sesleniyoruz: Siz Kürt ve Türk beraber yaşasın istiyorsanız Kürt toprağından, tarımından elinizi çekin. Belediyelerimiz tarıma destek olsunlar. Tarım reformu yapılmazsa tarımda ilerleyemeyiz. Kürt siyasetine sesleniyorum: Tarım üzerine stratejik bir yaklaşım geliştirsinler” şeklinde konuştu.
Marksizm Günleri, “Kadının kurtuluşu feminizm ve sosyalizm” paneli ile sürecek.
MA