Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihinde yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın ardından PKK, 12’nci Kongresi fesih kararı aldı, ardından Barış ve Demokratik Toplum grubu silah yakma töreni düzenledi. En son ise Kürt Özgürlük Hareketi, gerillaların Medya Savunma Alanları’na çekilme kararını duyurdu. Geri çekilme kararına ilişkin Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi, geçiş hukukunun oluşturulması için yasal adımların atılmasını istedi.
Kürt Özgürlük Hareketi’nin geçiş hukuku düzenlemesini isteğini değerlendiren Mardin Baro Başkanı Ahmet Duyan, Kürt Özgürlük Hareketi tarafından atılan adımların kümülatif olarak değerlendirildiğinde çok kıymetli olduğunu ifade etti. “Örgüt yapmış olduğu açıklama ile bu işteki samimiyetini deklere etmiş oluyor” diyen Duyan, “Samimiyetini deklere ederken aslında bundan sonra topun hukukta, hukukçularda olduğunu da net bir şekilde bildirdi. Biz aslında baktığımızda bu çağrının doğal olduğu kanaatindeyiz. Çünkü 8 aydır somut olarak yürüyen bir süreç var ve bu 8 aylık süreçte artık somut olarak hukuki bir adımın atılması gerekiyor. Burada atılan son adımla Türkiye halklarının kafasında olan bir soru işaretinin de giderilmesinin amaçlandığını düşünüyoruz. ‘Samimiler mi değiller mi?’ Dolayısıyla dün üçüncü defa ne kadar samimi olduklarını net bir şekilde bir kez daha beyan ettiler” ifadelerini kullandı.
‘YASAMA ORGANI ARTIK KANUNİ DEĞİŞİKLİKLERİ KONUŞMALI’
“Geçiş hukuku” denilenin “entegrasyon faaliyeti” olduğunu ifade eden Duyan, hukukçular olarak siyasetçilerin ellerinden geleni yaptıklarına inandıklarını ifade ederek, “Bizce artık siyasetçilerin yerine hukukçuların devreye girmesi gerekiyor. Türkiye Barolar Birliği, Bölge Baroları, 81 ilin barolarının devreye girip, artık hukuk çalıştaylarının başlaması gerekiyor. Süreçle ilgili yapılan çalıştaylarda bugüne kadar dikkat edilirse hep siyasi figürler var. Siyaset konuşuluyor” diye konuştu.
Mardin Barosu olarak, Kasım ayı içinde süreçle bağlantılı hukuk çalıştayı gerçekleştireceklerini belirten Duyan, “Bununla ilgili birinci olarak yapılması gereken anayasal değişiklikler nelerdir? İkincisi Terörle Mücadele Kanunu’nda yapılması gereken değişiklikler nedir? Ya da komple mülga mı edilmesi gerekiyor? Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılması gereken değişiklikler nelerdir? Türk Ceza Kanunu’nda yapılması gereken değişiklikler nedir? Ve beşinci olarak da belki en önemlisi İnfaz Yasası’nda yapılması gereken değişiklikler nelerdir? Aslında bunlar artık yasama organı tarafından konuşulması gereken şeyler. Evet, kolay şeyler değil. 40 yıllık bir mücadele, bir çatışma ortamını sihirli değnek değmiş gibi bir anda sonlanmasını tabi ki beklemiyoruz. Ama artık halktaki güven duygusunun oluşması için de belirli yasal değişikliklerin olması gerekiyor” diye belirtti.
‘MECLİS ARTIK BİR YERDEN BAŞLAMALI’
Kürtlerin doğrudan tepeden bir değişim beklentisinin de olmadığını kaydeden Duyan, “Doğrudan Anayasa’nın ilk 3 maddesinin değişmesi ya da 66’ncı maddenin değişmesi değil, beklenen. Milli Eğitim Kanunu’ndan dahi olsa artık bir yerden başlayıp, daha özelden genele doğru yasal değişiklikler yapılsaydı en azından toplumda barışa, entegre sürecine inanç daha fazla olacaktır” şeklinde konuştu.
Meclis’te kurulan komisyonun samimi bir şekilde gayret gösterdiğini ancak sürecin uzaması ile beraber halkın inancının da azaldığını kaydeden Duyan, “Bu nedenle Meclis de yetkililer de bu tehlikeyi bir an önce görüp, somut adımları atmalıdır” dedi.
‘TERÖR ÖRGÜTÜ TANIMINDAKİ MUĞLAKLIK ORTADAN KALDIRILMALI’
Gerillaların geri dönüşünün önünün açılması için yasal değişikliklerin olmazsa olmaz olduğunu ifade eden Duyan, geri dönüşlerin sağlanabilmesi için geri dönüşleri yasal olarak cezbeden düzenlemelerin olması gerektiğini söyledi. Gerillaların geri dönüşlerinin ardından bir entegre sürecinin yaşanacağı ve bunun için de düzenlemelerin olması gerektiğini kaydeden Duyan, “Sonuç olarak 40 yıldır süren bir mücadele var. Bu kişilerin buraya geldiklerinde bir entegre süreci olacaktır. İki tarafın da elini taşın altına koyup, somut adımlar konusunda birbirlerini tahrik etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Terör örgütü tanımındaki muğlaklığın ivedi bir şekilde giderilmesi gerekiyor” diyen Duyan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Terörist kimdir? Kime göre teröristtir? Baktığımız zaman Türkiye’nin son 50 yıldaki demokratikleşme çabasında, siyasi geçmişine baktığımızda terörist tanımı kanunda sayılmayan haller dışında da, genelde muktedirin karşısında duran kişiler olarak ilan edilmiştir. Dolayısıyla toplumun devlete olan güveni de bu noktada azalmıştır. Bizce terör örgütü tanımındaki bu muğlaklığı ivedi bir şekilde giderilip, yasal bir düzenleme yapılması gerekiyor.”
‘HERKES SÜRECİ DESTEKLEMELİ’
Toplumun sürece desteği konusunda herkese görevler düştüğünü dile getiren Duyan, şunları dile getirdi: “Evinde acısı olan herkesin acısını bir kenarı koyup, yeni acıların yaşanmaması için bu süreci, bu kıymetli süreci desteklemesi gerekiyor. Çünkü acıların yarıştırılmasının kimseye bir faydası yok. Bugün Mardin’de her evde acı bir hikayeye denk gelebilirsiniz. Aynı hikaye Aydın’da da aynı hikayeye Trabzon’da da denk gelebilirsiniz. Dolayısıyla bizim buradaki çağrımız; artık acıların yarıştırılmasını bir kenarı bırakıp, sivri dillikten uzaklaşıp, net bir şekilde elimizde ne var ne yok bu sürecin desteklenmesi için hem mental olarak hem de demokratik anlamda bu süreci desteklememiz gerekiyor. Aynı şekilde bütün hukukçuların da ideolojilerden azade olarak bu sürecin hukuksal boyutuna katkı sağlaması gerektiğine inanıyorum.”
Ahmet Kanbal / MA













