10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın firari sanıklar yönünden görülen davasının duruşması Sıhhiye Adliyesi 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yaşamını yitirenlerin ailelerinin ve avukatlarının katıldığı duruşmada, Avukat İlke Işık, Antep Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 3 polisin soruşturulmasına izin verilmemesi hakkında Antep Bölge İdare Mahkemesi’nin kararı kaldırdığına belirterek, kararın yerine getirilmesini ve davaya eklenmesini istedi.
Valiliğin soruşturma izni verilmemesi kararının mahkeme tarafından kaldırılmasına rağmen yine soruşturma izni verilmemesi kararı aldığına işaret eden Avukat İlke Işık ise “Gaziantep Bölge Mahkemesi’nin kararına rağmen Gaziantep Valiliği bu karar ile resmen şunu demiştir: ‘Soruşturma düzgün yürüdü bu yetkililerin araştırılmasına, soruşturulmasına asla izin vermiyorum’ dedi” diye konuştu.
‘ANTEP EMNİYETİ AÇIKÇA SORUMLUDUR’
Soruşturma izni verilemeyen 3 polisin olayla bağlantılarını anlatan İlke Işık, “7 Ekim’de Gaziantep Emniyeti Yakup Şahin’i dinlemeye başlıyor. Biz dava sürecinde defalarca bu kayıtları talep ettik; ama Gaziantep yalanlarını sürdürerek Yakup Şahin’i dinlemediğini söylüyor” ifadelerini kullandı.
İlke Işık, “Gaziantep Emniyeti yetkilileri açıkça sorumludur, Yakup Şahin’i tespit etmesine rağmen yakalamamıştır. Bunların tümü belgelerde var” dedi.
‘BASİT BİR ŞÜPHE’
Gaziantep Valiliği’nin 3 Temmuz 2025’te tekrar dosyaya bakarak soruşturma izni vermeme gerekçesini belirten İlke Işık, “İlgililere ilişkin ise valiliğin birebir kullandığı cümle ise şudur; ‘Gübre almak isteyen ve vazgeçen bir insanın basit şüphe taşıması’ olarak tanımlıyor. Herkes Nizip Emniyeti’nin işini çok güzel yaptığını söylüyor; ama kimse sonrasında görevini yapmayanlardan bahsetmiyor. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi, sorumluluğu bulunan bu kamu görevlilerine ilişkin ‘derhal soruşturma açılmalı’ diyor. Görevini yapmayan bir kolluk var, diyerek aldığı kararda somut bir özet yapmıştır” diye belirtti.
‘3 POLİS DOSYAYA DAHİL EDİLMELİ’
İlke Işık, Antep Emniyeti yetkilileri hakkında soruşturma açılacağını ve tek sorumlunun IŞİD olduğunu belirterek, “Aradan 10 yıl geçti ve ilk kez Gaziantep Bölge Mahkemesi soruşturma açılmalı diyor. Cumhuriyet Başsavcısı ile yazışma yaparak Gaziantep’te yürütülen soruşturma dosyasını buraya getirmeli ve dahil etmelisiniz. Yıllardır bahsettiğimiz kamu görevlilerinin sorumluluğu ilk kez bir mahkeme kararına yansımıştır” şeklinde konuştu.
Firari sanıkların Suriye’de bulunduğunu Türkiye’nin Suriye Geçici Hükümeti’yle ilişkileri düşünüldüğünde iade talebinde bulunabileceğini ifade eden Avukat Senem Doğanoğlu, firari sanıkların iadesi için ilgili makamlara müzekkere yazılmasını istedi. Senem Doğanoğlu, sanıklardan Nusret Yılmaz’ın hakkında çıkarılan kırmızı bültene rağmen 2 kez Türkiye üzerinden gittiği Gürcistan tarafından iade edilmesine rağmen hakkında işlem yapılmadığını söyledi.
‘SANIKLARIN YERİ DE YURDU DA BELLİ’
Duruşmada söz alan yaşamını yitirenlerin yakınlarından İhsan Kocabıyık, “Defalarca sizi uyardık; ama hala gar patlaması diyorsunuz, bu mahkemenin bu davaya nasıl yaklaştığının göstergesidir. Gar patlamadı, orada bir katliam oldu. Bunu en başından söyledik ki böylesine büyük bir katliamın devletin yetkililerinin bilgisi dahilinde olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir” dedi.
‘BUNUN BEDELİNİ KİM ÖDER’
Oğlunu yitiren Halime Atabey, oğlunu kaybettiğini ve bunun bedelini kimin ödeyebileceğini sordu. Annelerin gözyaşları ile bedel ödediğini belirten Halime Atabey, 10 yıldır adalet peşinde olduklarını ve her duruşmaya geldiklerinde mahkemenin “ret” kararları ile karşılaştıklarını belirtti.
Sonrasında konuşan Zöhre Tetik, her geldikleri duruşmada sanık sandalyelerinin boş olduğunu ve boş sandalyelere konuştuklarını belirterek, 3 polis hakkında soruşturma açılması talebinin mahkeme tarafından görülmesi gerektiğini ifade etti.
‘DÜŞMAN HUKUKUNU REDDEDİYORUZ’
Babasını katliamda kaybeden Derman Doğan şunları söyledi: “Babam barış umuduyla Rize’deki çay tarlalarından Ankara’ya gelmişti. Biz buraya Lazlar, Kürtler, Türkler hep birlikte geldik. Bunu neden söylüyorum; çünkü yıllardır bize dayatılan bu düşman hukukunu reddediyoruz. Adalet arayışımızın görmezden gelinmesini, bizi görmezden gelmenizi reddediyoruz. Bu ülke kimsenin babasının malı değildir. Cumhurbaşkanı, polisler, kamu görevlileri kadar biz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Biz sizin vicdanınıza seslenmiyoruz biz size seçenek sunuyoruz.”
‘COLANİ İLE ÇOK YAKIN İLİŞKİLER İÇERİSİNDESİNİZ’
Katliamın yaralılarından olan öğretmen Ayşegül Doğan, insanlığa karşı suç işlendiğine dikkat çekerek, “Biz barış ve adalet istiyoruz, intikam arayışında değiliz. Yoksa hepimiz biliyoruz ki ‘adalet’ yazan yerlerde adaletin olmadığını, toplumun vicdanında adaletin olduğunu. Colani ile çok yakın ilişkiler içerisindesiniz. Dolayısıyla bu sanıkları getirtebilirsiniz. Bir mahkemenin firariler için bulunamıyor deme lüksü yoktur, sizi adres veriyoruz. Maddi gerçeğe ulaşmak için daha ne istiyorsunuz” ifadelerini kullandı.
‘EŞİM SİZİN ÇOCUKLARINIZ İÇİN DE GELMİŞTİ’
Katliamda yaralanan ve daha sonra yaşamını yitiren Mustafa Budak’ın eşi Hanife Budak ise şunları söyledi: “3 çocuğumu babasız büyüttüm. 10 yıldır gidip geliyoruz. Eşimin ölümün bile geçen celse kabul ettiniz. Eşim 2 yıl yatalak kaldı etleri lime lime döküldü. Eşim sizin de çoluk çocuğunuz için de barış için gelmişti. Ben sizden elbette adalet beklemiyorum ama bunu sağlayın.”
DURUŞMA 30 HAZİRANA ERTELENDİ
Taleplerin ardından mahkeme, Adalet ve Dışişleri Bakanlığı’na firari sanıkların adres bilgi ve belgelerin sorulmasına, Antep Cumuriyet Başsavcılığı’ndan, Antep Bölge İdare Mahkemesi’nin soruşturma izni verilmesi kararı verdiği 3 polis hakkında ne tür işlemler yapıldığına dair belgelerin mahkemeye gönderilmesini için müzekkere yazılmasına karar verdi. HTS tapelerine ilişkin talebi reddeden mahkeme duruşmayı 30 Haziran 2026’ya erteledi.
MA











