Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşta on binlerce insan yaşamını yitirdi, milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı. Savaş koşullarında öz savunmalarını sağlamak üzere harekete geçen ülkenin kuzeyindeki Kürtler, kendi kendilerini yönetmek üzere kantonlar ilan edip, bölgede yaşayan halklar ile birlikte yeni bir yaşamın inşa sürecini başlattı.
19 Temmuz 2012 yılında “Rojava Devrimi” olarak tarihe geçen bir direniş akabinde, Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) öncülüğünde inşa süreci başlatıldı. Bu süreçte PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “demokratik ulus” paradigması çerçevesinde halklar ve inançların eşit temsiline dayanan meclisler ve komünler kuruldu.
Kurulan komünler ve meclisler, yerele dayalı yönetim anlayışının en temel ayağı konumundu. Kendi yaşam alanları hakkında karar alma irade ve yetkisine sahip komünler ve meclisler ise, özgür bireylere dayanıyor. İnşa edilen yeni bir toplumsal sistemin temel motoru olan bu özgür bireyler üzerine şekillenen Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi de, merkezi bir yönetim anlayıştan uzak.
Merkezi iktidar kalıplarının yıkıldığı bu yeni toplumsal sistem, inşasına başlandığı günden beri Türkiye’nin hedefinde. Bölgenin ekonomik, sosyal tüm üst yapısına uzanan saldırılarla yıkılan kentleri yeniden inşa edilirken, diğer yandan yürütülen kültür, dil, tarih ve sanat çalışmalarıyla ortaya çıkarılan işlerli dünyanın ilgisini üzerine çekmeyi sürdürüyor.
Kurdistan ve Türkiye’de 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere sadece 4 gün kalırken, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizîre Kantonu Belediye Komitesi Eşbaşkanı Sileman Ereb, yerel yönetim anlayışları ve belediyecilik pratiklerini Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
YEREL YÖNETİM ANLAYIŞI
Kuzey ve Doğu Suriye’de yerel yönetimleri belirlemek amacıyla bugüne dek 2 kez seçim yapıldığı bilgisini paylaşan Sileman Ereb, önümüzdeki aylarda tekrar seçim yapılacağını ve seçimle birlikte yeni kabul edilen Toplumsal Sözleşme’ye göre belediyelerde de kimi değişimlere gidileceğini söyledi.
Sileman Ereb, “Yapılacak seçimlerle birlikte bütün belediyelerin meclisleri birbirinden ayrılarak yerel özerkliğe sahip olacak. Aynı şekilde her kantonda belediyelerin birliği sağlanarak, oluşturulacak birlikle birlikte tüm belediyeler bu birlik ile temsil edilecek. İki yılda bir seçimlere giderek, yerel yönetimdeki meclis üyeleri ile belediye eşbaşkanları belirlenecek. Seçime ilişkin hazırlıklarımız devam ediyor. Bu seçimler hem demokrasi anlamında hem de halka hizmet anlamında önemli bir değişimi de beraberinde getirecek. Halkımıza çağrım seçimlere katılarak, iradelerini sandıkta göstersinler” dedi.
“KADINLAR ÖZERKLİĞE SAHİP”
Eşbaşkanlık sistemi ile tüm alanlarda olduğu gibi belediyelerde de kadınların özerkliğe sahip olduğunu ifade eden Sileman Ereb, bu konuda şunları söyledi: “Eşbaşkanlık sistemi bizim yönetim anlayışımızın olmazsa olmazı. Aynı zamanda zihniyetimiz ve büyük bir mücadelenin getirdiği bir durum. Bu nedenle hem Cizre Kantonunda hem de tüm Kuzey ve Doğu Suriye’deki kurumlarda bu anlayışı hakim kılıyoruz. Bu anlayış burada artık oturmuş durumda. Kadınlar tüm kurumlarda olduğu gibi belediyelerde de özerkliğe sahip. Kendi kararlarını kendileri alıp, kendileri faaliyete geçiriyor. Aynı şekilde kadınların kendine özgü projeleri de belediye çalışmaları içerisinde yer alıyor.”
TÜM KİMLİK VE İNANÇLARIN EŞİT TEMSİLİ
Demokratik ulus paradigmasına dayalı tüm halkların, inançların ve grupların belediyede eşit temsil edildiğini belirten Sileman Ereb, adalet ve eşitliğin belediye yönetiminin en önemli unsuru olduğunu vurguladı.
Sileman Ereb, “Belediyelerde kadın özgürlükçü, ekolojik ve toplumun bütün kesimlerinin kendi rengi, kimliği ve inancıyla yönetime katıldığı bir anlayışı esas alıyoruz. Bu sistem şu anda Kuzey ve Doğu Suriye’de oturmuş durumda ve bütün çalışmalar da bu anlayış ile aksamadan devam ediyor. Bu sistem aynı zamanda tüm dünyaya da örnek oluşturuyor. Belediyelerde eğer bir eşbaşkan Kürt ise, diğeri Arap, Türkmen, Süryan ya da Êzidîlerden oluyor. Yani toplumun sosyolojisine göre tüm kimlik ve inançların eşit bir şekilde yönetimde yer almasını esas alıyoruz. Bu nedenle açık bir şekilde diyebiliriz ki demokratik ulus paradigması burada yaşama geçirildi” şeklinde konuştu.
HALKTAN HABERSİZ ADIM ATILMIYOR
Halkın kendi kendini yönettiği yönetim anlayışıyla 3 yılda bir halk toplantıları alarak belediye çalışmalarıyla ilgili kararlar alındığına dikkati çeken Sileman Ereb, “Belediyeler ile ilgili tüm çalışmalara halk da katılıyor. Halk toplantıları ile halkın ihtiyaç ve sorunlarına ilişkin çalışmalar yapılıyor. Aynı şekilde bu toplantılarda belediyenin çalışmaları da bir rapor şeklinde okunarak, halka açıklanıyor. Belediyenin mali raporları, ne kadar para gelmiş, ne kadarı harcanmış, nereye harcanmış ve kasada ne kadar para olduğu büyük bir şeffaflık ile halk ile paylaşılıyor. Belediyenin bütün kapıları halka her zaman açık. Halk istediği zaman belediyeye gelip sorun ve sıkıntısını anlatabiliyor. Gerektiğinde şikâyet ve hesabını da sorabiliyor” ifadelerini kullandı.
GENÇLER VE ÇOCUKLAR
Belediyelerde çocuk ve gençlere yönelik özgün çalışma ve projelerin geliştirildiğine de değinen Sileman Ereb, şu bilgileri paylaştı: “Gençler de belediye içerisinde kendine özgü projeler geliştirerek çalışmalar yapıyorlar. Zaten belediyelerin içerisinde ağırlıkla gençler yer alıyor. Çocuklar içinde belediye bünyesinde çocuk merkezleri açılarak, sokaklarda yaşayan çocukların kalmaması, her çocuğun barınma, beslenme ve korunma ihtiyacının karşılanmasına öncelik veriyoruz. Bu merkezler çocukların bütün temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmalarda bulunuyor. Çok küçük yaştaki çocuklar içinde yine merkezler bulunuyor. Çalışmak zorunda olan anne ve babalar işleri bitinceye kadar çocuklarını bu merkezlere emanet ediyorlar.”
“OYUNUZU KENDİNİZE VERİN”
Kurdistan ve Türkiye’de yapılacak 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin konuşan Sileman Ereb, yerel yönetimde Kürtlerin kendi kendisini yönetmesi için adaylarını desteklemesi çağrısında bulundu.
Sileman Ereb, “Bu seçimler aracılığıyla yerel yönetimde yurtsever, halka hizmet edecek adayları destekleyelim. İktidar sistemine karşı kendimize oy verelim. Bizi yok sayan, Kuzey ve Doğu Suriye’ye her gün saldırı tehditlerinde bulunan, Kurdistan’daki belediyelere kayım atayan anlayışa karşı demokratik siyasetimize sahip çıkarak, kendi kendimizi yönetelim” dedi.
MA / Mahmut Altıntaş