Federe Kurdistan Bölgesi’nde Kürt siyasetçi, aydın ve gazetecilere dönük saldırılar sürüyor. Türkiye ve KDP istihbaratının sorumlu tutulduğu saldırılarda son bir yılda sadece Silêmaniyê’de 5 isim katledildi. Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi ve akademisyen Nagihan Akarsel, Azadî Hareketi Yürütme Konseyi üyesi Süheyl Xurid Eziz (Mamoste Şemal), Zeki Çelebi, Ferhad Barış Kondu ve PKK Komitesi üyesi Yasin Bulut (Şukri Serhed) hedef alınan isimler oldu. Hüseyin Türeli de Dohuk’un en kalabalık alışveriş merkezinde gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu katledildi.
En son 18 Eylül’de Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Hewlêr Temsilciliği binasına dönük saldırıda KNK Hewlêr Temsilcisi Deniz Bülbün yaşamını yitirdi. Aradan günler geçmesine ne sorumlular bulundu ne de KDP’li yetkililerden bir açıklama yapıldı.
KNK Eşbaşkanları Zeyneb Murad ile Ahmed Karamus, temsilciliklerinin hedef alınmasını değerlendirdi.
“BU KURŞUN ULUSAL BİRLİĞE SIKILMIŞTIR”
KNK Eşbaşkanı Zeyneb Murad, saldırıyı “planlanan bir komplo” şeklinde nitelendirdi. Saldırının ardından büyük bir planın olduğunu söyleyen Murad, “Bu saldırı sadece bir şahsa veya sadece KNK’ye yönelik gerçekleştirilen bir saldırı değildir. Bu saldırı Kurdistan’a yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırıyla Kürt ulusal birlik çalışmalarından ne kadar rahatsız olduklarını gördük. Ulusal birlik çalışmalarımız düşmanımızın kalbine korku salıyor. Bu saldırı Rojava, Şengal, Zap, Metîna ve Avaşîn’e yönelik saldırıların bir parçasıdır. Bu Türk devletinin öncülük ettiği büyük bir kompludur. Bu saldırıda Kürt halkı ve Kurdistani tüm kazanımlarımız hedef alınmıştır” diye konuştu. Murad, katledilen Bülbün’ün çalışmalarına değinerek, “Kürtçe için mücadele verdi. Diplomatik, siyasi ve kültürel çalışmalarımızı ulusal bilinçle yürüttü. Bu da düşmanımızın kalbine korku saldı. Bu kurşun Kurdistan’ın ulusal birliğine sıkılmıştır” dedi.
“OLAYIN ARKASINDA KARANLIK GÜÇLER VAR”
Saldırılarla ulusal birlik çalışmalarının engellenmek istendiğini ifade eden Murad, “KNK’nin çalışmaları onları rahatsız ediyor. Bugün kendi kimliği için mücadele eden her bir Kürt, Türk devleti tarafından hedef olarak gösteriliyor. Dört parçadan Kürtleri vuruyor, her Kürt’ü kendine tehdit olarak görüyor. Yurtseverlik bilincine sahip olan her Kürt hedeflerinde. Bu gerçekleşen son saldırı Türk devletinin tek başına yaptığı bir saldırı değil. Kimse bu kadar güvenliğin olduğu bir yerde KNK temsilciliğine saldırıp, elini kolunu salayarak rahat gidemez. Bu nedenle talebimiz bu olayın ayrıntılı olarak araştırılmasıdır. Yürütülecek soruşturma hakkında bilgi almak istiyoruz. Bu olay birilerini tutuklayıp, ‘yakaladık, kapandı’ denilecek bir olay değil. Bu olayın arkasında karanlık güçler var. Bütün bunlar açıklığa kavuşturulmalı ve olay aydınlatılmalıdır” çağrısı yaptı.
“DİRENİŞİN SESİ OLMALIYIZ”
Kürt halkının hassas bir süreçten geçtiğini belirten Murad, saldırılara karşı tavır almanın “ulusal bir görev” olduğunun altını çizdi. Murad, şunları söyledi: “Sadece Kurdistan değil, bütün dünya bir krizle boğuşuyor. Bu krizin içinde hegemonik, uluslararası ve bölgesel güçler var. Krizin merkezinde Kürdistan var. Dolayısıyla bize büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor; bu süreçte herkesin kendi rol ve misyonunu oynaması gerekiyor. Bu toplumun tüm bileşenleri ulusal bir rol oynamalıdır. Kürtler bugün statü sahibi, askeri ve toplumsal güce sahip. Kürtler Ortadoğu’da ve dünyada demokratik sistemin öncülüğünü yapıyor. Bugün kadınlar bu sistemin değişimi için mücadele ediyor. Dört parçada bir direniş var. Bu direnişin sesi olmamız gerekiyor.”
KARAMUS: MİT SALDIRISIDIR
KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus ise, üyelerinin daha önce ölümle tehdit edildiğini, Hewlêr asayişinden güvenlik almaları için talepte bulunduklarını ancak bu talebin ciddiye alınmadığını ifade etti. Karamus, “Bu saldırı bir terör saldırısıdır. Kürt halkının varlığına yönelik bir saldırıdır. Kürt birliğin dönük yapılmış bir komplodur. Bu saldırının arkasında Türk devletinin, Türk istihbaratı MİT’in olduğuna biliyoruz. Ama Hewlêr’in ortasında böylesi bir saldırının gerçekleşmesi sıradan değildir. Türk devletinin casuslarının ve ortaklarının yardımı olmadan bu saldırıyı gerçekleştiremeyeceğini çok iyi biliyoruz” diye konuştu.
Heyet üyelerinin son dönemlerde KDP’nin istihbarat örgütü Parastin tarafından takip edildiğini aktaran Karamus, “Ayrıca temsilciliğimiz 24 saat izlenilmektedir. KNK üyelerine yönelik tehditlerin olduğunu emniyete ve Başur hükümetine defalarca bildirdik. Üyelerimizin tehdit edildiğini KDP’li yetkililere bildirdik. Ancak yetkililer KNK temsilcisinin güvenlik talebini yerine getirmedi ve bu talebimizi ciddiye almadı. Türk devletinin bu saldırıyı tek başına yapmadığı aşikardır. Amaçları Hewlêr’deki KNK temsilciliğini oradan kaldırmak. Türk devleti artık uluslararası anlaşmaları hiçe sayan devlet haline gelmiştir” diye konuştu.
“HEDEFTE YETKİLİLER VARDI”
Saldırının hedefinde KNK yetkililerinin olduğunu söyleyen Karamus, saldırılara karşı tavır ve tepkide bulunmayanların da saldırının ortağı olduğunu kaydetti. Karamus, “Saldırganın hedefi sadece Deniz arkadaşımız değil, binadaki tüm arkadaşlarımızdı. Bu saldırıda KNK’li yetkililer hedefteydi. Bu saldırıdan bir saat önce yetkililerimiz çıkıyor, tesadüfen şehit Deniz’in yalnız kaldığı anda saldırı oluyor. Bu saldırı KNK üyeleri ve yetkililerin oradan ayrılmasının ardından gerçekleşti. Saldırı planlanmıştı. Türk devletinin bu saldırıyı yapmak için Güney Kürdistan’daki bazı yetkililerden yardım istediği anlaşılıyor. Burası 24 saat kameralarla izleniyor. Bu saldırıyı sıradan bir saldırı olarak ele almamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.
“TAVIR GELİŞTİRMEMİZ GEREKİR”
Karamus, tüm siyasi örgütlerin saldırılara karşı tutum geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Karamus, şöyle devam etti: “Varlık-yokluk mücadelesi verdiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Düşman artık Kürtler arasında ayrım yapmıyor. Daha büyük ve kapsamlı saldırılar yapıyor. Düşman, hazırlıklarını yapmadan önce iç casustan bilgi alıyor. Eğer böyle olmazsa Hewlêr gibi bir kentte bu saldırıyı kolay kolay yapamayacağını biliyoruz. Artık bu saldırılara karşı tavır geliştirme zamanıdır. Güney Kürdistan Başkanına çağrıda bulunuyorum; bu saldırıya karşı tavır alın. KNK şahsında bu saldırı dört parça Kürdistan’a yapılmıştır. Eğer KDP, saldırıya karşı onurlu bir duruş belirlemezse onlar da bu saldırılardan payını alacak.”
Zeynep Durgut / MA