Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyelere dönük kayyım uygulaması devam ediyor. Colemêrg, Esenyurt, Mêrdîn, Xelfetî (Halfeti) ve Êlih belediyelerinin ardından 22 Kasım’da Dêrsim ve Pulur (Ovacık) belediyelerine İçişleri Bakanlığı kararıyla kayyım atandı.
Kırkyama Kadın Dayanışması’ndan Tülay Korkutan ve Sosyalist Kadın Meclisleri’nden (SKM) Dilara Kalpak, belediyelere kayyım atanmasını değerlendirdi.
‘HALK İRADESİNE DARBEDİR’
AKP-MHP’nin kayyımlarla iktidarını sürdürmeyi hedeflediğini söyleyen Tülay Korkutan, “Seçimle almadığını bir gece vakti valilerle almaya çalışıyor. Dersim ve Ovacık belediyelerine atanan kayyımlar halk iradesine darbedir. Talancı, rantçı, gaspçı bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi.
Tülay Korkutan, kayyımların aynı zamanda kadın kazanımlarına bir saldırı olduğunu vurguladı. Tülay Korkutan, “Belediye demek eşbaşkanlık-eşit temsiliyet demek. Kadınların istihdam alanı, kreş, sığınak demek. Kayyımlarla ilk defa karşılaşmıyoruz, daha önce de karşılaştık. İlk yaptıkları belediyeye bağlı kadınların derneklerini, sığınakları kapatmak ya da kadın çalışanları işten atmak oldu. O yüzden kayyımlara karşı en güçlü sesi biz kadınlar çıkarıyoruz ve çıkarmak zorundayız. Kayyım politikalarını asla kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.
‘MÜCADELE HATTINI BÜYÜTMELİYİZ’
Kayyımlara karşı güçlü bir mücadele hattının oluşturulması gerektiğini vurgulayan Tülay Korkutan, “İnsanlar artık sıradaki belediye hangisi diyor? Ama sıradakini beklemeden tüm bunların önüne geçecek, engelleyecek mücadele hattını belirlememiz lazım. Halk, kendi iradesine, kendi oyuna ve belediyesine sahip çıkıyor. O yüzden sokaktalar hala. Tüm muhalefetin, tüm demokrasi güçlerinin de buna karşı mücadeleyi daha fazla büyütmeye ihtiyacı var. Başka şansımız yok” diye kaydetti.
‘ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN TASFİYESİ HEDEFLENİYOR’
Kayyımların eşbaşkanlık sistemi ve kadın kazanımlarına saldırı olduğunu vurgulayan Dilara Kalpak, “Kayyımlar atandıktan sonra ilk icraatlarına bakıyoruz; belediyeye bağlı kadın çalışmalarını engelliyor ve kapatıyor. Bu aynı zamanda kadın iradesinin de gaspıdır” dedi.
Kayyımların özel savaşın bir parçası da olduğunu söyleyen Dilara Kalpak, şunları söyledi: “İktidarın kayyum saldırılarıyla birlikte tasfiye etmek istediği alanlardan birisi de kadın özgürlük mücadelesidir. Biz Kürdistan’da da Türkiye’de de bu saldırıların hedefindeyiz. Bu saldırılar bize yönlendirilmişken birleşik bir mücadeleyi büyütmek, yükseltmek bir görev olarak karşımıza çıkıyor. İlk hedef alınan biz kadınlarız. Kazanımlarımızı korumak için süregelen büyük bir mücadelemiz var. Bunu yükseltmek, bu kazanımları korumak ve bu kazanımlara yenilerini eklemek gerekiyor. Bunun için birleşik mücadele en önemli yerde duruyor.”
Yeşim Tükel / MA