İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu, uyuşturucu ve fuhşa karşı Konak Kadifekale’de yürüyüş düzenledi. Kutlubey Derneği taziye evi önünde bir araya gelen kitle Çimentepe pazar yerine kadar yürüdü. “Özgür bir toplum ve gelecek inşası için bağımlılık değil yaşam” pankartı açılan yürüyüşte “Bağımlı değil özgür toplum”, “Em heta dawiye bi hevra na” dövizleri taşındı. Yürüyüşte sık sık “jin, jiyan, azadi”, “Bağımlı olma özgür ol” ve “Bijî berxwedana civanan” sloganları atıldı.
Yürüyüşün ardından açıklama yapan Platform Üyesi Dilan Toprak, bağımlılığın bir anda gelişen bireysel tercih olmadığını uzun süreçler içerisinde ortaya çıkan bir sistem sorunu olduğunu belirtti. Tarih boyunca iktidarların ve egemen sınıfların, bağımlılığı toplumları denetim altında tutmak için kullandığını kaydeden Dilan Toprak, “Kapitalizmin bağımlılığı bir savaş aracı olarak kullanması, özellikle yoksul mahallelerde, genç nüfusta ve kadınlarda çok daha görünürdür. Yoksulluğun genişlediği, geleceksizliğin büyüdüğü her alanda madde kullanımı teşvik edilir, uyuşturucu ticareti örgütlü yapılara bırakılır, dijital bağımlılıklar kontrolsüz biçimde yayılır. Bu durum, toplumun direncini kırmaya ve kolektif örgütlenmelerin önüne geçmeye yönelik daha geniş bir stratejinin parçası hâline gelir” diye konuştu.
“BAĞIMLILIK ÇOK KATMANLI BİR TOPLUMSAL KRİZDİR”
Bağımlılığın sadece madde kullanımına ilişkin bir sorun olmadığının altını çizen Dilan Toprak, “Bağımlılık çocukluktan yetişkinliğe uzanan bütün yaşam çizgisinde etkili olan çok katmanlı bir toplumsal krizdir. Madde kullanmaya başlama yaşının dokuzlara kadar gerilemesi, toplumda yaşanan çöküşün en sarsıcı göstergelerinden biridir. Ancak bağımlılık yalnızca bununla sınırlı değildir. Dijital teknolojiler ve sosyal medya platformları, bebeklik döneminden itibaren çocukları yoğun bir uyarıcı bombardımanının içine sokmaktadır” ifadelerini kullandı.
“DEZAVANTAJLI TÜM GRUPLAR SİSTEMİN BASKISI ALTINDA”
Kadınlar, yoksullar, gençler, göçmenler, LGBTİ+’lar, engelli yurttaşlar ve dezavantajlı diğer tüm grupların sistemin baskılayıcı yapısından etkilenen kesimler olduğuna değinen Dilan Toprak, “Barınma, eğitim, sağlık ve sosyal destek mekanizmalarına erişimlerinin kısıtlı olması, onları bağımlılık döngüsüne daha açık hale getirir. Bu nedenle bağımlılıkla mücadele yalnızca tedavi ya da rehabilitasyon politikalarıyla sınırlı kalamaz; adalet, eşitlik ve dayanışma temelinde, kesişimsel mücadele alanlarının önem kazandığı bir toplumsal dönüşüm gerektirir. Bu bağlamda ötekileştirilmiş tüm dezavantajlı hale getirilmiş yaşam alanlarının dışına itilmeye çalışılan grupların kendileri tüm çeşitlilikleriyle var edebilecekleri alternatif dayanışma ağları, kolektif yaşam atölyeleri ve kültürel sportif faaliyetleri destekliyoruz” diye konuştu.
MA













