Suriye’de, Beşşar Esad rejiminin 8 Aralık 2024 tarihinde devrildikten sonra Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki silahlı grupların geçici yönetime getirilmesiyle şiddet ve kaos ortamı arttı. Aradan geçen bir yıllık süreçte insan hakları ihlalleri tavan yaparken, özellikle kadınlar açısından ağır tablo ortaya çıktı.
ANHA’nın haberine göre, saha gözlemleri, sivil toplum örgütlerinin raporları ve uluslararası insan hakları örgütlerinin verileri, geçen bir yılda kadınlara karşı şiddetin sistematik bir hal aldığını gösteriyor. 8 Aralık 2024’ten bu yana aralarında 29 çocuğun bulunduğu 650 kadın, savaş kalıntıları, silahlı ve mezhepsel saldırılar, aile içi ve toplumsal şiddet gibi farklı nedenlerle yaşamını yitirdi. En çok olay, Halep, Şam, Humus, Hama, Şam kırsalı, Dera, Tartus, Kuneytra, Lazkiye, Süveyda ve Şam kontrolündeki Derazor bölgelerinde yaşandı.
Haberde katledilen kadınlara dair kimi veriler şöyle sıralandı:
Halep: 2’si çocuk 31 kadın
Şam: 1’i çocuk 14 kadın
Humus: 8’i çocuk 34 kadın
Hama: 3’ü çocuk 36 kadın
Dera: 5’i çocuk 23 kadın
Lazkiye: 16 kadın
Derazor: 2’si çocuk 28 kadın
Süveyda: 2’si çocuk 34 kadın
Şam kırsalı: 1’i çocuk 29 kadın
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 127 kadının Suriye Geçiş Hükümeti’ne bağlı silahlı gruplarca katledildiğini belgeledi. Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) ise yalnızca “meydan katliamları” kapsamında 100’den fazla kadının katledildiğini, Temmuz 2025’te ise yaklaşık bin 500 kadının katledildiğini raporladı.
KAÇIRILMA VE KAYBETTİRİLMELER
2025 Şubat ayından bu yana özellikle Humus, Hama ve kıyı bölgelerinde çok sayıda Alevi kadın mezhepsel gerekçelerle kaçırıldı. Kadınların kaçırılması bazı bölgelerde silahlı grupların baskı ve kontrol aracı haline geldi. Temmuz ayında Süveyda’ya düzenlenen saldırının ardından yaklaşık 100 Dürzi kadının kaçırıldığı ve o tarihten bu yana kendilerinden haber alınamadığı bildiriliyor.
Uluslararası Af Örgütü ve Suriyeli Kadın Kaçırılmalarını Durdurma Platformu’na göre, Şubat 2025’ten bu yana 3 ila 40 yaş arasında en az 36 Alevi kadın Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama’da kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldı. Bu kadınlardan 5’i ve 3 çocuk kalabalıkların gözü önünde alıkonuldu. Buna karşın hükümet ise herhangi bir soruşturma başlatmadı. Süveyda’da yılbaşından bu yana 65 kadın kaçırıldı. Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği, Aralık 2024’ten beri çoğunluğu kadın olan 97 kişinin kayıp veya kaçırılmış olduğunu bildiriyor. Ancak gerçek sayının çok daha yüksek olduğunun altı çiziliyor.
KADINLAR KARAR MEKANİZMALARINDAN UZAKLAŞTIRILDI
Savaşın derinleştiği bu dönemde kadınların kamusal ve siyasal alandaki temsiliyeti daha da zayıfladı. Kadınların, kimi bölgelerde baskı unsuru olarak kullanılmalarının yanı sıra toplumsal yaşamda da ciddi kısıtlamalar getirildi. Başörtüsü ve peçe zorunluluğu, üniversitelerde cinsiyet ayrımı gibi uygulamalar yaygınlaştırılırken, kadın hareketleri ve hak örgütleri büyük ölçüde işlevsizleştirildi. Nüfus sayım merkezlerinin verilerine göre, ülkede yaşayan yaklaşık 11 milyon kadına rağmen yönetim kadrolarındaki kadın oranı oldukça düşük. Kabinede yalnızca bir kadın bakan bulunuyor, Kadın İşleri ve Sosyal İşler Bakanı Hind Qebewat. Böylece kadın temsiliyeti bakanlık düzeyinde yüzde 5’te kaldı, bu oran uluslararası standartlarda öngörülen en az yüzde 30’luk kotanın oldukça altında.
KADIN ÇALIŞMALARI
Örgütlenme hakkına getirilen kısıtlamalar nedeniyle kadın çalışmalarının çoğu bireysel çabalarla yürütülüyor. Bu koşullar altında Süveyda’da 22 Kasım’da “Herair Başan Hareketi” kurularak kaçırılan kadınlara dikkat çekmek ve kadınların toplumsal hayata katılımını güçlendirmek hedeflendi. Hareket, bölgenin ilk kadın örgütü olma özelliğini taşıyor. Ayrıca bölgede 500 kadından oluşan özel bir kadın askeri birlik kuruldu. Şekaa, Şehba, Qerya ve Milih bölgelerindeki üslerde kadınlara askeri eğitim, öz savunma ve ilk müdahale eğitimleri veriliyor.
MA













