Künye   Hakkımızda
16 Ekim 2025, Perşembe
Politika Haber
  • GÜNDEM
  • EMEK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KADIN
  • GENÇLİK
Tüm Haberler
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Politika Haber
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Anasayfa Politika'dan Yorum

Hiroşima, Nagazaki ve ABD’nin nükleer hegemonyası

9 Ağustos 2022
Hiroşima, Nagazaki ve ABD’nin nükleer hegemonyası
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsApp'ta Paylaş

■ Politika’dan Yorum

Amerika Birleşik Devletleri, 6 ve 9 Ağustos 1945 günlerinde Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerin atom bombası saldırıları gerçekleştirdi. Bu saldırılar, 2. Dünya Savaşı’nın Almanya devletinin Auschwitz-Birkenau gibi en insanlık dışı katliamların yapıldığı toplama kampları gerçeğinin yanında insanlık tarihin gördüğü en acımasız saldırıları oldu. 2007’de, Nagasaki belediyesinin resmî listesine göre, o an öldürülen veya daha sonra atom bombasının etkisiyle ölenlerin toplam sayısı 143.124’e ulaşmıştı.

Hiroşima ve Nagazaki’ye yönelik bu atom bombaları, bugün de NATO aracılığıyla devam ettirilen ABD hegemonyasının temelini attı. Emperyalist hegemonya sadece ekonomik, teknolojik üstünlük ile kurulmaz. Ancak ve ancak askeri güç ile kurulur. Hegemonya kavramı genellikle askeri olmayan yol ve yöntemlerle, “ikna edilerek” egemenliğin tesisi olarak kullanılmaktadır. Oysa burjuva toplumunda askeri güç, devletin şiddet kullanma tekeli hegemonyanın temelidir. ABD’de de 2. Dünya Savaşı’ndan, zaten yıkılmış olan Almanya, Fransa, İtalya ve hatta İngiltere karşısında ekonomik, siyasi ve kültürel olarak güçlenmesine, bu ülkeleri bu alanda kendisine bağımlı kılacak anlaşmalar yapmaya başlamış olmasına rağmen ve de Japonya teslim olmak için yol ararken Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atmıştır. Böylece “yeni dünya düzeni”nin efendisinin kim olacağını ilan etmişti.

Bilim insanların atom araştırmalarının sonucunda geliştirdikleri madde enerji dönüşümü teknolojisi ABD’de 1939’da başlayan Manhattan Projesi ile ilk atom bombasının üretilmesini sağlamıştı.16 Temmuz 1945’te New Mexico eyaletinin ıssız bir çölünde yapılan ilk denemede ünlü fizikçi J. Robert Oppenheimer, 16 kilometre uzağındaki korkunç patlamanın göğe doğru 10 kilometre yükselen mantar bulutuna ve çölü aydınlatan ışığına dehşet içinde bakarken, ‘’İşte şimdi, dünyaları parçalayan ölüm oldum ben…’’ dediği söylenir.

Bir uranyum atomunun çekirdeğinin nötronla çarpıştırılarak ikiye bölünmesi, bu bölünmeden doğan yeni nötronların da diğer uranyum atom çekirdeklerine çarparak reaksiyonu sürekli tekrarlaması sonucu devasa radyasyon, sıcaklık ve basınç çıkmasına neden oluyordu. Nükleer bombanın patlama anında yaydığı korkunç derecedeki sıcaklık ve basınç sonucu binlerce canlının ölümüne ve her şeyin yerle yeksan olmasını sağlayacaktı. Yayılan radyasyon ise uzun yıllar öldürmeye devam edecekti.

Dönem boyunca savaşın sıcak yıkımının dışında kalarak, üretimde ve teknolojide devasa büyüme yaşayan ABD’nin Roosevelt’in deyimi ile “demokrasinin silah deposu” haline gelmiştir. Askeri-sınai kompleksi diğer üretim alanlarında da üretimi teşvik ederek savaştan halkın ekonomik olarak etkilenmemesi sağlanmıştır. Bu sayede elde edilen güç Pearl Harbor saldırısıyla birlikte tüm dünyanın efendisi olmak üzere seferber edilmiştir.

2. Dünya Savaşı’nda daha çok Avrupa ülkelerine silah, mühimmat ve diğer konularda destek veren ABD sıcak savaşa sadece Japonya ile girmiştir. Japonya’nın 1937’de Çin’i işgal etmesi, 27 Eylül 1940’da Almanya ve İtalya ile üçlü ittifak antlaşması yapması ABD’nin Asya’daki egemenliği açısından tehlikeli bulunmuştur. Japonya, 7 Aralık 1941 tarihinde ABD’nin Hawaii adalarında bulunan Pasifik donanmasına saldırmış ve Pearl Harbor askeri üssüne çok büyük zarar vermiştir. Birleşik Devletlerin Pasifik’teki donanmasını etkisiz hale getirmek isteyen Japonya’ya ABD saldırıdan 1 saat sonra savaş ilan ederek tam anlamı ile II. Dünya Savaşı’na katılmıştır. ABD, 12-13 Kasım 1942’de Solomon Adaları açıklarında Japon Donanması’nı büyük bir yenilgiye uğratmıştır.

II. Dünya Savaşı’nın dönüm noktası 1943 yılı olmuştur. Nazi ordularının Şubat’ta Stalingrad kuşatmasında Sovyet Kızıl Ordusu tarafından durdurularak mağlup edilmesi, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya’da yaşanan faşizm karşıtı ulusal kurtuluş hareketlerinin Sovyetlerin desteği ile başarıya ulaşması Almanya’nın yenilgisini getirmiştir. İtalya’da 24 Temmuz 1943’te Benito Mussolini iktidardan düşürülerek hapis cezasına çarptırılmış ve Faşist Parti lağvedilmiştir. İtalya 3 Eylül 1943te müttefiklerle bir ateşkes antlaşması yaparak savaştan çekildiğini duyurmuş, 13 Ekim 1943’te Almanya’ya savaş ilan etmiştir. Almanya da Hitler’in ölümünün ardından, 7 Mayıs 1945’te Alman Delegeleri Reims şehrinde Eisenhower’ın ana karargâhında kayıtsız-şartsız teslim olduklarını bildirmişlerdir.

12 Nisan 1945’te hayatını kaybeden ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’ın yerine, başkan yardımcısı Harry Truman ABD başkanı olmuştu. Harry Truman, Potsdam Konferansının tarihi olarak atom bombasının inşasının tamamlandığı günü seçmişti. Nazi Almanyası’nın teslimiyetinden sonra, 17 Temmuz 1945’da Almanya’nın başkenti Berlin’de İngiltere Başbakanı Churchill ve SSCB Halk Komiserleri Kurulu Başkanı Stalin’in katılımı ile gerçekleşen Postdam Konferasının başlıca konuları Nazi Almanyası’nın işgal ettiği topraklarının geri alınması, Avusturya’nın Almanya’dan ayrılması, Almanya’nın “demokratikleştirilmesi”, savaş suçlularının yargılanması ve hâlâ savaşa devam etmekte olan Japon İmparatorluğu’na karşı teslim olma çağrısı yapılması idi. ABD Başkanı Truman, burada Joseph Stalin’e ilk defa atom bombasını geliştirdiklerini açıkladığı söylenir.

Potsdam Konferansı’nda ABD, İngiltere ve Milliyetçi Çin tarafından, Japonya’ya yönelik bir “teslim ol” deklarasyonu yayınlandı. Sovyetler Birliği, henüz Japonya’ya savaş ilan etmediği için bu deklarasyona imza atmadı. ABD, Almanya’nın savaştan devre dışı olmasından sonra Japonya’ya karşı saldırılarını artırmaya başlamış, 9-10 Temmuz 1945’te Tokyo’yu bombardıman yağmuruna tutarak şehri harap etmiştir. 30 Temmuz 1945 tarihli Amerikan gazetelerinde Japonya’nın Potsdam Deklarasyonu’nu reddettiği manşetlerde yer aldı.

Japonya askeri, ekonomik, siyasi olarak yenilmiş durumdaydı. Fakat buna rağmen ABD, 6 Ağustos’ta Hiroşima’ya ardından 9 Ağustos’ta Nagazaki’ye atom bombası atarak Japonya’nın kayıtsız-şartsız teslim olmasını sağlamıştır.

Japonya’nın fiilen yenilmiş olmasına rağmen diplomatik ve başka askeri yollarla barışı kabul etmesi yolu yerine atom bombası gibi korkunç bir saldırıya maruz bırakılmasının yegane sebebi Almanya’nın başını çektiği faşist egemenliği yıkan, tüm dünyada faşist iktidarlara karşı bağımsızlık, demokrasi mücadelesi veren hareketlerin büyük sempatisini ve desteğini kazanmış Sovyetler Birliği idi. ABD, bütün dönem boyunca geliştirdiği askeri-sınayi kompleksi sayesinde savaşla yıkıma uğramış dünya kapitalizmini yeniden ayağa kaldırırken karşısına çıkacak yegane gücün Sovyetler Birliği ve sosyalizmi bayrak edinmiş emekçi sınıfların ve halkların mücadelesi olacağını elbette çok iyi biliyordu. Bu nedenle de elindeki gücü tüm dünyaya ama özellikle Sovyetler Birliği’ne göstermek, onu baskı altına alarak, sınırları içine doğru çekilmesini, başta Orta ve Doğu Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki işçi sınıfı mücadelelerine, sömürgecilik karşıtı hareketlere olan desteğini kesmeyi amaçlıyordu. Ve kuşkusuz Avrupa’yı ve dünyayı yıllarca en acımasız koşullar altında, en inceltilmiş teknolojilerle halkları, doğayı yıkıma uğratan faşizmin Sovyetler Birliği’nin ve ulusal direniş hareketlerinin değil de Normandiya çıkarması ve atom bombası ile ABD ve İngiltere sayesinde yenilgiye uğratıldığı algısı yaratmanın bir devamıydı.

Savaşın her anı ve boyutu korkunç acılara, yıkımlara neden olmuştur. Fakat Auschwitz-Birkenau gib toplama kampları ile Yahudilere yapılan soykırım ve Hiroşima ile Nagazaki’ye yapılan atom bombası saldırısı etkileri bakımından hiç bir zaman silinmeyecek olaylardır. Emperyalist, kapitalist devletlerin, burjuva sınıfının çıkarlarını garanti altına almak için İnsan hakları, demokrasi, hukuk vb. gibi yüce kavramların nasıl kaldırılarak neler yapabileceğinin kesin kanıtıdır.

Emperyalist kapitalistler, Hiroşima ve Nagazaki felaketlerinin ardından nükleer silahları üstünlük kurmanın teminatı olarak nükleer silahlanma ve nükleer santral kurma yarışına hız vermişlerdir. ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa, Hindistan, İsrail, Pakistan ve Kuzey Kore`nin toplam 13 bin 400 adet nükleer silaha sahip oldukları sanılmaktadır. Ve bu sayı artmaya devam etmektedir

Hiroşima ve Nagazaki`ye atom bombası atılmasının 77. Yıldönümünde bu durum değişmiş değildir. Dünya yeniden nükleer silahların kullanılabileceği haberleri ile çalkalanmaktadır. ABD’nin öncülüğünde toplanan NATO, Rusya ve Çin’e karşı savaş konsepti açıkladı. Diğer taraftan nükleer enerji “yeşil enerji” olarak sınıflandırılarak yeni nükleer santralların desteklenmesinin önü açıldı. ABD, mikro nükleer santraller geliştirilmesi programını açıkladı. Türkiye’de Rusya tarafından yapılan Akkuyu Nükleer Santrali’nin 2023’te ilk reaktörünün çalıştırılacağı ilan edilmiş durumda.

Dünya kapitalist sistemi yaşadığı ekonomik, siyasi ve ekolojik krizleri ancak yeni paylaşım savaşlarıyla, dünyanın bir kısmının yıkıma uğratılarak, yok edilerek ayakta aşmaya çalışıyor. Bundan başka çaresi de yoktur. Çünkü o ancak şiddetle, savaşla ayakta kalabilir. Emeğin, halkların, doğanın tahakküm altına alınması ve azgınca sömürülmesinin şiddet, savaş dışında bir yolu yoktur. Bundan kurtulmanın yolu da kapitalist emperyalist sistemi yok etmektir.

İlgili Haberler

“Dostum Trump” ile buluşma
Politika'dan Yorum

“Dostum Trump” ile buluşma

28 Eylül 2025
CHP’ye kayyum ve mücadele
Politika'dan Yorum

CHP’ye kayyum ve mücadele

6 Eylül 2025
Uçum’un uçurumları!
Politika'dan Yorum

Uçum’un uçurumları!

2 Eylül 2025
Gizli oturum devletin zayıflığını gösterdi
Politika'dan Yorum

Gizli oturum devletin zayıflığını gösterdi

18 Ağustos 2025
Sahte “TKP”’nin sahtekarlığı
Politika'dan Yorum

Sahte “TKP”’nin sahtekarlığı

16 Ağustos 2025
Kürtlere kefen biçenler ve Kürtlere rol biçenler
Politika'dan Yorum

Kürtlere kefen biçenler ve Kürtlere rol biçenler

12 Ağustos 2025
Politika'dan Günün Yorumu
“Dostum Trump” ile buluşma
Politika'dan Yorum

“Dostum Trump” ile buluşma

Politika Haber
28 Eylül 2025
Politika'dan Söyleşi
sinan dervişoğlu
Politika'dan Söyleşi

Sinan Dervişoğlu: Yeni olgular ve bilgiler Marksizm açısından yeni problemler ve yeni fırsatlar yaratıyor.

Politika Haber
28 Eylül 2025

EN SON HABERLER

Fırat Üniversitesi’nin 3 dekanı kazada yaşamını yitirdi

Fırat Üniversitesi’nin 3 dekanı kazada yaşamını yitirdi

15 Ekim 2025
Trump: Hamas ateşkes anlaşmasını yerine getirmezse İsrail Gazze’deki savaşa bir sözümle yeniden başlar

Trump: Hamas ateşkes anlaşmasını yerine getirmezse İsrail Gazze’deki savaşa bir sözümle yeniden başlar

15 Ekim 2025
Öğrenciler 3 gündür Rojin için ayakta: Rektör açıklama yapsın

Öğrenciler 3 gündür Rojin için ayakta: Rektör açıklama yapsın

15 Ekim 2025
DEM Partili Sakık: Kürdü yok sayanlar alçaktır

DEM Partili Sakık: Kürdü yok sayanlar alçaktır

15 Ekim 2025
Wan’da kadınlar Rojin için yürüdü: Adını unutturmayacağız

Wan’da kadınlar Rojin için yürüdü: Adını unutturmayacağız

15 Ekim 2025
30 yılın ardından 6 tutsağa tahliye

30 yılın ardından 6 tutsağa tahliye

15 Ekim 2025
Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’ye giden yollar açılmadı

Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’ye giden yollar açılmadı

15 Ekim 2025
Politika Haber

© Tüm hakları saklıdır
Politika Haber'de yayımlanan yazı, haber, fotoğraf ve videoların her türlü telif hakkı Mustafa Suphi Vakfı'na aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve link verilmeden alıntılanamaz.

Bizi Takip Edin

Kurumsal

Künye

Hakkımızda

Çerez Politikası

Gizlilik Politikası

Kullanım Koşulları

Politika Haber, MA ve SPUTNIK abonesidir.

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!

Sonuç Bulunamadı
View All Result
  • Politika’dan Yorum
  • Politika’dan Söyleşi
  • Gündem
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kadın
  • Gençlik
  • Göçmen
  • Emeklilik
  • Eğitim
  • Doğa
  • Tarih
  • Kültür
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
  • Video Haber
  • Foto-Galeri
  • Tüm Haberler

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!