Halkların Demokratik Partisi (HDP), Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu katledilen 33 yurttaşa ilişkin yazılı açıklama yaptı. “33 Düş Yolcusu’nun anılarını mücadelemizde yaşatmayı sürdüreceğiz” denilen açıklamada, “Kobanê’de gerçekleşen direnişlerden birinin sonucunda IŞİD barbarlığının yenilmesi, sadece IŞİD’i değil arkasındaki karanlık güçleri de hüsrana uğrattı. Hesapları boşa çıkan bu güçler, sonrasında da Kobanê’yi yaratan bütün değerlere karşı topyekun saldırıya geçti” denildi.
20 Temmuz 2015 günü Suruç’taki Amara Kültür Merkezi’nde canlı bomba saldırısı sonucu çoğu genç 33 yurttaşın hayatını kaybettiği kaydedilen açıklamada, “100’ü aşkın genç ise yaralandı. IŞİD, bunun ardından Diyarbakır, Ankara ve İstanbul’da da elini kolunu sallayarak katliamlar yapmaya devam etti” ifadeleri yer aldı.
TAKİPSİZLİK KARARI
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
“Bu saldırı Kobanê’yi var eden değerlere karşı olduğu gibi, Türkiye’deki ilerici, demokrat ve sosyalist güçlere karşı geliştirilen ilk saldırılardan biriydi ancak ne yazık ki son olmadı. Bu saldırıda partimiz ve bileşenlerimiz hedef alındı. Katliamın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen, failler ve bağlantıları ortaya çıkarılmadı ve yargıda hak ettikleri cezaya çarptırılmadı. Suruç ile başlayan katliamların, herkesçe bilinen siyasi ve fiili sorumluları hesap vermedi, bildiklerini anlatmadı. Saldırıyı önlemeye yönelik görevlerini yapmayan kamu yetkilileri ve görevlileri de aradan geçen zamana rağmen hak ettikleri cezaya çarptırılmadı. 33 cana mal olan saldırı nedeniyle 3 Emniyet mensubuna göstermelik cezalar verildi ve bu cezalar da para cezasına çevrildi. Suruç Aileleri’nin siyasi ve fiili sorumluluk taşıyanlar hakkında yaptığı şikayetler için takipsizlik kararı verildi. Suruç Aileleri’nin tüm çabalarına ve mücadelelerine rağmen adalet beklentisi karşılık bulmadı. Yargı sürecinde katliamın bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılması için gereken hassasiyet gösterilmediği gibi, cezasızlık politikası da sürdürüldü.
MÜCADELEMİZDE YAŞATACAĞIZ
Cezasızlık politikaları bir an önce terk edilip, Suruç Aileleri’nin ve toplumun adalet beklentisi karşılanmalıdır. Biz Suruç katliamını da, 5 Haziran Diyarbakır ve 10 Ekim Ankara Gar katliamlarını da ve bunların arkasındaki planlayan ve azmettiren güçleri de biliyoruz. Katliamın gerçek failleri, bağlantıları ve siyasi sorumlularının yargılanması için mücadele etmeye, Suruç Aileleri’nin yanında olmaya devam edeceğiz. 33 düş yolcusunun anılarını mücadelemizde yaşatmayı sürdüreceğiz.”
MA















