Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Esenyurt İlçe Örgütleri’ne dönük polis baskınına tepki gösteren Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Her gün bize akıl verenlerin rota çizenlerin önce kendi akıllarını başlarına almaları ve hukuka dönmeleri gerekiyor” dedi.
Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen ve 10 bebeğin ölümüne neden olan çete üyelerinin yargılanmasını parti olarak da takip ettiklerini ifade etti. Bebeklerin ölümüne neden olan çete üyelerine dair bilgi ve belgelerin uzun zaman önce toplandığını ancak İl Sağlık Müdürlüğü’nün yanı sıra Sağlık Güvenlik Kurulu yöneticilerin ve teftiş yapanların ölümlere göz yumduğunu belirten Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bilerek ve isteyerek yeni doğmuş bebeklerin katledilmesine göz yumduklarını görüyoruz. Şimdi bugün Sağlık Bakanlığı soruşturma üzerinden bir şekilde rant devşirmeye çalışıyor. Soruşturma yürüttükleri ifade ediyor. Oysaki soruşturma başlattıkları süreçte bu hastanelere kapatılmadığı için, hasta kabulüne devam ettikleri, para akışı devam ettikleri için o soruşturma sürecinde de bebekler orada can vermeye devam ettiler” diye konuştu.
“HESAP VEREN YOK”
Buna rağmen yöneticilerin ve Sağlık Bakanı’nın istifa etmediği dile getiren Gülistan Kılıç Koçyiğit, görevden alınan kimsenin de olmadığına da dikkat çekti. Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Sağlık yöneticisine ya da SGK bürokratlarına görevlilerine soruşturma açan var mı o da yok. İddianamenin içinde tek bir kamu görevlisinin adı geçiyor mu? Hayır. Peki soruyoruz? Bütün bunlar bu ülkede olmadı mı? Bu katliam; bu ‘Yenidoğan Çetesi’ bu ülkede örgütlenmedi mi? Bu ülkede özel hastaneler eliyle bebekler katledilmedi mi? Sağlık Bakanlığı AKP iktidarı bunun sorumlusu değil mi? Ama utanmadan sıkılmadan üzerinden bunca süre geçmişken bugün yargılamanın ilk celsesi görülürken hiç bir şekilde bunun sorumluluğunu almıyorlar” dedi.
ÇETE DEVLETİNE DÖNÜŞTÜ
Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bu aslında Türkiye’nin nasıl bir çete devletine dönüştüğünün açık ve net göstergesidir. Denetimsiz liyakatsız insan yaşamını hiçe sayan her şeyi para olarak gören anlayışın dışavurumudur. Çürümenin kokuşmanın geldiği aşamayı ‘Yenidoğan Çetesi’ üzerinden okuyabiliriz. Bugün gerçek anlamda bir teftiş yapılsa gerçek anlamda bu özel hastanelere ve sağlık sistemine el atılsa her tarafından aslında büyük çürümüşlüğün ve kokuşmuşluğun olduğunu göreceğiz. Ama bunların üstü kapatılıyor bunlar toplumdan kaçırılıyor” diye belirtti.
“MİLYONLAR TECRİDE KARŞI HAYKIRIYOR”
Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı, kayyım hukuksuzluğuna karşı da Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasına karşı da milyonların sokaklarda haykırdığına da vurgu yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Milyonlar, hak, hukuk, demokrasi, adalet için ve barış için tecridin kalkması ve Sayın Öcalan’ın gerçek anlamda sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması için milyonlar haykırıyor” dedi.
“DERSİM KATLİAMINI ANIMSATTI”
Gülistan Kılıç Koçyiğit, Dersim Katliamı’nın yıl dönümüne ve o sırada yaşananlara da işaret ederek, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu sırada sarf ettiği sözlere ve özür dilemesini de hatırlattı. Koçyiğit, “Özür dileyenlerin de bu ülkenin en büyük katliamlarından biri olan 70 bin sivilin yaşamını yitirdiği bir katliamı kuru bir özürle geliştirilmesini de doğru bulmuyoruz. Bu özrü dileyenlerin bugün dönüp yeniden gerçeği tarif etmeleri hakikatleri karartmaları Dersim ve Seyit Rıza üzerinden halkımızın canını incitmeleri hatıralarına saygısızlık etmelerini asla ama asla kabul etmiyoruz” diye ifade etti.
“ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ”
AKP-MHP’nin daha önce iki defa Meclis’e getirdiği ve tepkiler sonucu geri aldığı “Etki Ajanlığı” düzenlemesine dikkat çeken Gülistan Kılıç Koçyiğit, bu düzenlemenin tekrardan getirileceğine dair AKP’lilerin sarf ettiği sözlere işaret etti. Koçyiğit, “İktidar yetkilileri şunu söylemiş gelsinler tekliflerini söylesinler yoksa aynı şekilde getireceğiz. Teklifimiz açık ve net. Toplumun demokratik kamuoyunun alanını daraltacak onun her türlü sözünü kriminalize edecek bir casusluk faaliyeti olarak nitelendirecek iş ve işlemlerden uzak durun. Bizim buna asla razı olmayacağız” diye kaydetti.
“KAYYIM DÜZENLEMESİNE YASAL KILIF”
Meclis’e 48 maddelik bir kanun teklifinin getirileceğini de söyleyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, “17 adet kanunda ve bir adet Kanun Hükmünde Kararnamede değişiklik öneriyor. Yani toplam 18 kanunda değişiklik öneren bir yasa maddesi. Bunlardan 13’ü AYM tarafından iptal edilen düzenlemeleri içeriyor. Bunun özel olarak altını çizmek istiyorum. Bu teklif metninin en önemli maddesinin mülkiye müfettişleri ile ilgili düzenleme yapan 3’üncü maddesi olduğunu ifade edelim. Mülkiye Müfettişleri ilgili olan düzenleme ne aslında tam bir kayyım düzenlemesi.
Kayyım düzenlemesine yasal kılıf uyduran ve kayyım uygulamasını daha da kolaylaştıran aslında yer yer bazı belediyelerde kayyım atamadan kayyım pratiğine yol açabilecek bir düzenlemeyi hayata geçirmek istiyorlar. Geçmiş iktidarlara özenmiş durumdalar. Kime özeniyorlar cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarındaki umumi müfettişlikleri hayata geçiren iktidarlara tek parti yönetimine ve onun istibdat aklına, tüm temel hak ve özgürlükleri yok sayan aklına özendiklerini görüyoruz” dedi.
Gülistan Kılıç Koçyiğit, asgari ücret tekliflerinin 35 bin lira olduğunu da paylaşarak, “En az yoksulluk sınırın yüzde 50’si olmalıdır, yılda en az iki defa artırılmalıdır” diye kaydetti.
“TÜRKİYE’DE GÜNDE ÜÇ KADIN KATLEDİLİYOR”
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne de işaret eden Koçyiğit, Türkiye’de günde ortalama üç kadının katledildiğini söyledi. Koçyiğit, 9’uncu Yargı Paketi’nde yer alan soyadı ile ilgili bölümün çıkarılmasının kadınların mücadelesi sonucu olduğunu ifade etti. Koçyiğit, kadınların kendi soyadlarını kullanması gerektiğini ve bunun için sonuna kadar mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.
YANGINDA ÖLEN ÇOCUKLAR
Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Geçen hafta 5 çocuk Selçuk’ta yanarak can verdi. Ne yazık ki iktidar sözcülerinin kadını suçladığı, anneliğini sorguladığı beyanlara tanıklık ettik. Bunu kabul etmiyoruz. Soru şu olmalıydı; ‘O çocuklar neden o evde yalnız kaldılar’ Bu ülkede; çocuklar, kadınlar, korumasız. AKP son gazla topluma çocuklara, kadınlara, emekçilere büyük bir saldırıyı başlatmış. Bu saldırıya karşı birlikte mücadele etmek ve sonuna kadar direnmek dışında başka seçeneğimiz yok. Bu düzene mecbur değiliz. Mücadele ederek bu sistemi demokratikleştirebilir ve özgür ve eşit gerçek anlamda insanca bir yaşamı kurabiliriz” diye ifade etti.
MA