Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) projesi olan Free Web Turkey yıllık İnternet Sansürü Raporu yayımlandı. Raporun verilerine göre, 2025’in ilk 7 ayında mahkemeler ve idari kurum kararlarıyla bin 306 içeriğe erişim engellendi, 3 bin 330 URL Türkiye’den erişime kapatıldı. Raporda verilen sansür kararlarının özellikle gazetecilik faaliyetlerini ve sosyal medya paylaşımlarını hedef aldığına dikkat çekildi.
‘EN ÇOK ‘MİLLİ GÜVENLİK’ GEREKÇESİ KULLANILDI’
Sansürün özellikle Kürt medyası ve gazeteci hesapları başta olmak üzere sosyal medya ve bağımsız medya üzerinde yoğunlaştığı ifade edilen raporda, hukuki gerekçeler incelendiğine en sık başvurulan dayanağın “Milli Güvenlik ve Kamu Düzeninin Korunması” olduğu öne çıktı. Bu gerekçeyle 2025’in ilk 7 ayında 496 içeriğin erişime engellendiği belirtilen raporda, bu sayının tüm engellemelerin yüzde 38’ine karşılık geldiği vurgulandı.
Raporda, sansür ve erişim engellemelerinde somut açıklamalar içermeyen, “Kişilik hakları, marka hakları ve gecikmesinde sakınca bulunan haller” gerekçesinin ikinci sırada yer aldığı belirtildi. Raporda bu gerekçelerle 443 içeriğin erişime engellendiği kaydedilirken, bununla birlikte 41 içerik için ise karar metinlerinde hiçbir gerekçe verilmediği vurgulandı.
X SANSÜRLERİ
Sanal medyaya uygulanan sansürlere yer verilen raporda, X’in Türkiye’den gelen taleple 700’den fazla hesaba erişim engeli getirdiği görüldü. Free Web’in elinde kararı bulunan engellemelerde yer alan 400 hesabın arasında gençlik örgütlerine ait en az 53 hesap, gazetecilere ait en az 30 hesap ve kadın örgütleri ve sivil toplum kurumlarına ait 8 hesap sıralandı. Mezopotamya Ajansı ve Yeni Yaşam gazetesi gibi kurumlara ait X hesaplarının hem ana hem de yedek profilleriyle birlikte erişime kapatıldığı belirtilen raporda, bu durum sistematik bir strateji olarak değerlendirildi.
‘EN ÇOK AKP’YE İLİŞKİN HABERLERE SANSÜR’
Erişime engellenen konuların içerik olarak başında, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) mensuplarıyla ilgili haberlerin yer aldığını ifade edilen raporda, AKP’li milletvekillerine ve üyelere yönelik çoğunlukla yolsuzluk iddiaları, mal varlığı tartışmalarına ilişkin haber ve sosyal medya paylaşımlarından oluşan 446 içeriğin erişime engellendiği açıklandı.
‘KAYYIM HABERLERİNE SANSÜR’
Erişim engellerinin bir diğer temasının ise kayyım atamaları olduğuna dikkat çekilen raporda, özellikle Wan, Mêrdin ve Colemêrg illerine atanan kayyım haberlerinin sanal medyada uzun süre kalamadığı ifade edildi. Bu temalı 174 içeriğin sansürlendiğine değinilen raporda, Mezopotamya Ajansı’nın kayyım protestolarını canlı yayınladığı içeriklerin “milli güvenlik” gerekçesiyle erişime engellediği ve kayyımlara dair sosyal medya kampanyalarında kullanılan hesaplardan bazılarının “toplumu provoke ettiği” gerekçesiyle engellendiği belirtildi.
KÜRT MEDYASI HEDEFTE
En çok gazetecilik faaliyetlerinin hedef tahtası olduğu ifade edilen raporda, Mezopotamya Ajansı’nın 2025 yılının ilk yarısında en az 15 farklı toplu erişim engeli kararıyla karşılaştığına yer verildi. Raporun devamında Bianet’in kayyım haberlerine erişim engeli gelirken, Evrensel gazetesinin 90’dan fazla haberine de “kamu düzenini bozma” gerekçesiyle topluca erişime engellendiği ifade edildi.
Özellikle Mezopotamya Ajansı’nın en çok hedef alınan kuruluşlardan biri olduğu vurgulanan raporda, Jinnews’in Instagram hesabının aynı gün içinde iki kez kapatıldığı, aynı şekilde Yeni Yaşam gazetesinin de farklı tarihlerde tüm alan adıyla erişime engellendiği kaydedildi. Raporda, bu durumun Kürt medyasının sistematik biçimde görünmez kılınmasının en açık örneğini oluşturduğu vurgulandı.
‘SANSÜR SİSTEMATİK BİR HALE GELDİ’
Raporun önerilerin yer sonuç kısmında ise şu ifadelere yer verildi: “2025’in ilk yedi ayında yaşanan erişim engellemeleri, Türkiye’de dijital sansürün artık daha sistematik, daha geniş kapsamlı ve daha katmanlı bir hâle geldiğini göstermektedir. ‘Millî güvenlik’ gerekçesi başta olmak üzere, muğlak ve şeffaf olmayan yasal dayanaklarla binlerce içerik, sosyal medya hesabı, haber sitesi ve hatta yapay zekâ uygulamaları erişime engellenmiştir. Sansürün yöneldiği başlıca alanlar; bağımsız gazetecilik, Kürt medyası, muhalif siyasi aktörler, gençlik ve kadın örgütleri ile LGBTİ+ örgütleri olmuştur. Bunun yanı sıra, Google’ın algoritma değişiklikleri gibi uluslararası düzeydeki gelişmeler de bağımsız medyanın sürdürülebilirliğini doğrudan etkilemiştir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarına rağmen, 5651 sayılı Kanun’un 8/A maddesi geniş biçimde kullanılmaya devam etmektedir. Bu durum, ifade özgürlüğü, haber alma hakkı ve yargı şeffaflığı açısından ciddi ihlaller doğurmaktadır. Türkiye’de erişim engelleme mekanizmasının demokratik toplum gereklerine uygun hâle getirilmesi için kapsamlı bir yasal reform şarttır. Özellikle:
*8/A maddesi daraltılmalı, yalnızca acil durumlarla sınırlandırılmalıdır.
*Yargı denetimi güçlendirilmeli, Sulh Ceza Hakimliklerinin matbu gerekçelerle karar vermesi engellenmelidir.
*Erişim engellerine karşı etkili başvuru yolları sağlanmalıdır.
MA
















