AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2005 yılında ailesine “Kesinlikle bulacağız” sözü verdiği Mehmet Şerif İnal’dan 20 yıldır haber alınamazken, yıllardır mücadele eden aile halen umudunu koruyor.
Mêrdîn’in Şemrex (Mazıdağı) ilçesine bağlı Têzne kırsal mahallesinde yaşayan Mehmet Şerif İnal (56) 11 Ekim 2005 yılında evinden çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Teravih Namazına giden İnal, oradan da sorumluluğunda olan su deposunu kapatmaya gitti. Görgü tanıklarının anlatımlarına göre; farları kapalı Renault Toros bir araç deponun olduğu bölgeye yaklaştı. Görgü tanıklarına göre; maskeli, silahlı, askeri kıyafetli 3 kişi araçta bulunuyordu ve su almaya giden köylülere taş atarak bölgeden uzaklaşmalarını istedi. Ardından birkaç silah sesi ve 3 defa korna sesi duyuldu ve araç bölgeden uzaklaştı. O günden sonra İnal’dan da ölü ya da sağ haber alınamadı. Ailesi İnal’ı bulmak için Mazıdağı Jandarma Karakoluna gitti, ancak kendisinden 3 gün boyunca haber alınmaması durumunda arama çalışması başlatılabileceği söylendi. Ailenin başvuruları sonucunda ancak üçüncü gün savcılık olay yerinde inceleme gerçekleştirdi, ancak İnal’dan bir iz bulunmadı. Arama çalışmalarını devam ettiren ailenin jandarma karakoluna ısrarla sormaları sonucunda dönemin Yüzbaşı Mehmet Ali olarak tanınan karakol komutanı “Babanız PKK sempatizanıydı zaten. PKK dışında kimse onu götürmemiştir. PKK’ya gitmiştir. Gidin onlardan isteyin” cevabı verdi. Bunun üzerine aile karakol komutanı ile tartışarak, ayrılmak zorunda kaldı.
ERDOĞAN ‘BULACAĞIZ’ DEMİŞTİ
Arama çalışmalarını devam ettiren İnal ailesi, olayın 10’uncu ayında Ağustos 2006’da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mêrdîn’de düzenleyeceği bir açılışı fırsat bilerek, babalarının büyük bir fotoğrafını yaptırıp soluğu mitingde aldı. Annesi ile birlikte miting alanında babasının fotoğrafını açan Neytullah İnal, Erdoğan’ın çağırmasıyla alanda görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi. Erdoğan’a “Sayın Başbakan bizim dönemimizde faili meçhuller olmayacak, kayıplar olmayacak demiştiniz. Babam sizin iktidarınızda kayboldu. Onu bulun” diyen İnal’a, Erdoğan’da “Bizim dönemimizde bunlar kesinlikle olmayacak. Babanı kesinlikle bulacağız” sözü verdi.
Ancak aradan geçen 20 yıla rağmen İnal’dan bir haber alınamazken, Neytullah İnal babasının kaybolduğu süreci ve sonrasında yaşananları anlatarak, babalarının ya da varsa faillerinin bulunması çağrısı yaptı.
‘SAÇ ÖRNEKLERİ SAVCININ ÇEKMECESİNDE ÇIKTI!’
Babasını arama çalışmaları sırasında bazı kan izlerine rastladıklarını ifade eden Neytullah İnal, “Babamın evde daha önce sakladığımız biraz saçı vardı. Onları da alıp kardeşimle beraber posta yolu ile DNA yapılması için Adli Tıp Kurumuna gönderdik. Ancak sonrasında öğrendik ki, bizim gönderdiğimiz örnekler biz postaya verdikten sonra postadan alınıp, savcının çekmecesine konulmuştu. Zaten sıkıntı orada çıktı diye düşünüyoruz. O savcı bizce hakikatin ne olduğunu biliyordu” ifadelerini kullandı.
‘ERDOĞAN 3 AY YAZDI, SONRA KAPATTILAR’
İnal, Erdoğan’a babasının durumunu da aktaran bir mektup teslim ettiklerini söyledi. Erdoğan ile görüşmesinin ardından 3 ay boyunca da kendilerine Başbakanlıktan “araştırmalarımız devam ediyor” şeklinde mektupların gönderildiğini ifade eden İnal, “3 aydan sonra mektuplar da kesildi. Ondan önce de dönemin bakanlarından Abdulkadir Aksu’nun yanına gittik, anlattık olayımızı. O da emir subayı üzerinden karakolu aradı, merkezi aradı, sorup soruşturdu. Onlar da araştırmadı sonrasında. Kapattılar” ifadelerini kullandı.
‘UMUDUMUZ VAR’
Birçok yere gittiklerini, İHD’ye Amed Barosu’na başvurular yaptıklarını katledilen Amed Baro Başkanı Tahir Elçi’nin kendileri ile uzun zaman ilgilendiğini kaydeden İnal, “Biz ne durumda olursa olsun ortaya çıkmasını istiyoruz. Annem bu süre zarfında babamın acısıyla 40 gün kadar önce hayatını kaybetti. Kardeşim de babamın kahrı ile beyin kanaması geçirdi. Yani ne Erdoğan bize yardımcı oldu ne İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu yardımcı oldu” dedi. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından yeniden başvurular yaptıklarını ancak bir sonuç alamadıklarını kaydeden İnal, “Daha önceki barış sürecinde de başvurular yaptık bir sonuca ulaşamadık. Bu süreçten yine umudumuz var. Belki bu süreçte ortaya bir şey çıkar. Ölü ya da sağ bir şekilde bulunur diye bekliyoruz. 20 yıl bitti. Yine de bir umut bizim için. Sağ olduğu da bizim için bir umut. İstiyoruz ki, bu süreçte bir şeyler olsun” ifadelerini kullandı.
MA / Ahmet Kanbal












