Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde Türkiye-Irak ve İran-Irak arasında temaslar yoğunlaştı. Ankara-Bağdat arasında 15 Ağustos’ta “güvenlik” mutabakatı imzalandı. Mutabakat kapsamında “Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi” kurulması kararlaştırıldı. İran’ın yeni seçilen Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da Bağdat ve Federe Kürdistan Bölgesi’nde taraflarla bir araya geldi. İran-Irak arasında da birçok başlığı içerisinde barındıran 14 maddelik bir mutabakat zaptı imzalandı.
Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Demokrasi ve Siyaset Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Kamuran Berwarî, bölgedeki son gelişmelerin Kürt kazanımlarına dair olası etkilerini değerlendirdi.
GEÇMİŞ DÖNEMDE YAPILAN ANLAŞMALAR
Türkiye ve Irak arasında 40 yılı aşkın bir süredir çeşitli anlaşmalar yapıldığını söyleyen Berwarî, yapılan anlaşmaların ağırlıklı olarak Kürt kazanımlarını hedeflediğini söyledi. Berwarî, “İlk olarak 1985’te çeşitli anlaşmalar yapıldı. Yine 1988’de Enfal’de bu devlet ortaktı. 1991’deki zorla göç ettirmeler de ortaktılar. Türkiye, 2003’te Saddam düştüğü zaman da Kürt halkının özgürlüğüne karşıydı. Yine Türkiye, 2017’de bir kez daha Kürt mücadelesinin düşmanı olduğunu gösterdi. Tüm anlaşmalar Kürt halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesine karşıydı” diye kaydetti.
Son dönemdeki girişimlerle de Kürdistan topraklarının hedeflendiğine dikkati çeken Berwarî, “Kürt halkının varlığını ortadan kaldırıp, statü elde etmesini engellemek istiyorlar. Türkiye ve Irak arasında yapılan askeri anlaşmalar Kürt mücadelesine karşıdır. Yapılan anlaşmalar ve yanlarına çektikleri bazı ihanetçi Kürtlerle birlikte Kürt özgürlük hareketini zayıflatmak istiyorlar. Kürtlerin zafer umudunu ellerinden almak istiyorlar” şeklinde konuştu.
KDP İŞBİRLİĞİ
Türkiye, İran ve Irak’ın Kürdistan’a dönük planlarına KDP’nin de ortak olduğunu vurgulayan Berwarî, “Eğer bu kirli planın içinde olmasaydı Şengal ve Rojava’ya karşı saldırılarda bulunmazdı. Erdoğan, Efrîn ve Serêkaniyê’yi işgal ettiği zaman Erdoğan’ın kutlamazlardı. Rojava ve Başûr arasında hendek kazmazdı. Yine 15 Ağustos’taki Ankara anlaşmasını imzalamazdı. Türkiye’nin Başûr’a askerlerini yerleştirmesi ve köyleri boşaltması da KDP’nin işbirliğini açıkça gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“KÜRTLER SAVUNMASIZ DEĞİLDİR”
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’den çıkarılmasının da bölgeye dönük planların parçası olduğunu vurgulayan Berwarî, “Kürt halkının yok edilmesi üzerine kurulan bu planların sürdürülmesi halinde bu savaş daha da yayılacaktır. Her 4 devlete de yayılacaktır. Ancak Kürtler yalnız değildir. Savunmasız hiç değildir. Topraklarını asla bırakmazlar. 4 parça Kürdistan’ı savaş meydanına çevirmek istiyorlar. Bugün nasıl ki İran savaşı kendi topraklarından uzaklaştırmak istiyorsa Kürtlerin de savaşı Kürdistan’dan uzaklaştırması lazım” şeklinde konuştu.
Berwarî, İran-Irak arasındaki son görüşmelere işaret ederek, “Eğer İran huzur ortamı istiyorsa Kürt mücadelesini desteklemesi gerekiyor. Kürt halkıyla diyalog kapısı açması gerekiyor. Kürt halkının siyaseti, programı ve stratejisi var. Kendi siyasetine göre mücadelesini sürdürüyor. Kürdistan, Kürt halkının topraklarıdır ve özgürleştirilmesi gerekiyor. Kürt halkı 4 parçaya bölünmüş durumda. Kürtlerin konfederalizm projesi var” diye kaydetti.
MA