İnsanlık tarihi boyunca kadın bedenine yönetilen en acımasız şiddet biçimi savaşlar olmuştur. Militarizmi pekiştiren, kadınları yaşam alanlarından koparan savaşlar, katliamları da attıran temel etkenlerin başında geliyor. İsrail-Hizbullah savaşının sürdüğü Lübnan’da da kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü savaşın gölgesinde karşılıyor. İsrail’in, Filistin’in Gazze kentine yönelik 8 Ekim 2023 tarihinden bu yana devam eden saldırıları, 1 Ekim’de Lübnan’a yayıldı. Saldırılar özellikle güney kentleri ile Bekaa ve Baalbek bölgelerinde yoğunlaştırılırken, aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu 3 bini aşkın kişi yaşamını yitirdi, 13 bini aşkın kişi de yaralandı.
Lübnan’daki durumu ve savaşın etkilerini akademisyen, yazar ve gazeteci Dr. Sonia Achkar ile konuştuk.
SAVAŞIN GÖLGESİNDE KADINLAR
Lübnan’da yaşayan Sonia Achkar, savaşın Lübnanlıların görüşleriyle örtüşmediğini söyledi. Lübnanlı kadınların çözüm için dayanışma halinde kararlı bir duruş sergilediklerini belirten Sonia Achkar, Hizbullah’ı da Lübnan hükümetinin onayı olmadan aldığı kararları gözden geçirmeye zorlamak istediklerini dile getirdi. Sonia Achkar, “Tabii ki Lübnanlı kadınlar barış, huzur ve psikolojik rahatlık istiyor. Sosyal ve siyasi gerçekliklerini iyileştirecek istikrar ve itici güç arıyorlar” dedi.
Savaşın halkı farklı şekillerde etkilediğini ifade eden Sonia Achkar, “Savaşın ana iki etkisi şunlardır; Birincisi psikolojik savaş. İnsanlar her zaman korkuyorlar. Her gün Beyrut’taki durumu kontrol etmek için haberleri takip ediyorlar. İkincisi ise çalışanlar işe gitmekten korkuyorlar, özellikle de yaşadıkları bölgeler cephelere yakınsa. Bazı şirketler, Lübnan’ın şu anda geçirdiği zor durumdan dolayı çalışanlarına yarım maaş ödemeye başladı. Lübnanlı kadınlar savaşı bir kabus olarak görüyorlar çünkü aileleri ve çocuklarıyla birlikte çok zor bir yaşam sürüyorlar. Bazı okullar ve üniversiteler savaş nedeniyle kapanmış durumda. Savaştan en çok etkilenen kesim, Hizbullah’ın bulunduğu bölgelerden yerinden edilenlerdir. Her şeylerini kaybettiler; evlerini, arabalarını, işlerini ve belki de bazı aile üyelerini” diye belirtti.
KADIN ÖRGÜTLÜLÜĞÜ
Savaşa karşı kadın mücadelesinde örgütlü gücün eksik olduğunu söyleyen Sonia Achkar, “Kadına yönelik şiddete karşı kurulmuş Lübnan Kadın Haklarını Koruma Örgütü (KAFA) gibi örgütler var. Ayrıca savaşa karşı çıkan, etkili kadın aktivistler de mevcut. Ama bu çabalar yerel destek eksikliği nedeniyle sınırlı. Buna rağmen, Lübnan genelinde barışı teşvik etmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla protestolar ve seminerler düzenleniyor” ifadelerini kullandı. Sonia Achkar, uluslararası kuruluşların daha fazla desteğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Sonia Achkar, son olarak şu çağrıyı yaptı: “İster iç ister dış olsun, herhangi bir düşmana karşı birleşmemiz gerekiyor. Son zamanlarda gördüklerimiz, ulusal birliğimizin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Lübnan’ın temeli üzerine kurulduğu bu birliği korumalıyız, çünkü Lübnan, buna zarar vermeye çalışan herkese karşı dirençli bir toprak haline geldi. İşte Lübnan’ın ihtiyacı olan şey bu. Umarız savaş yakında sona erer ve barış tüm dünyaya yayılır.”
Hivda Çelebi / MA