Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İzmir’in Dikili ilçesine bağlı Denizköy Mahallesi’nde Çandarlı RES Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılmak istenen iki Rüzgar Enerji Santrali (RES) türbini ve yardımcı Güneş Enerji Santrali (GES) için İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı kararı aldı. 1 Ağustos’ta Ankara’da toplantısı yapılacak olan proje için Bakanlık, 2 Temmuz 2020’de “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” kararı verildi. Bakanlığa sunulan ÇED raporunda, proje kapsamında 143 milyon kilowatt (kWh) elektrik üretimi sağlanması planlanıyor. Ayrıca RES için yardımcı kaynak olarak kurulması planlanan GES ise, 33 hektarlık alanı kapsayacak.
Proje alanı “İzmir Manisa Planlama Bölgesi” 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre “Tarım Alanı” ve “Orman Vasıflı Alan” içerisinde yer alıyor. Yine Sit Alanları Yönetim Sistemi (SAYS) kapsamına göre GES alanı Doğal Sit Alanı’nda yer alıyor.
KUŞ ALANINA YAKIN
Ayrıca sahaya en yakın koruma alanı kuş uçuşuna 39 kilometre (km) mesafede yer alan Ayvalık Adaları Tabiat Parkı, 34 km mesafede Ayvalık Sulak Alanı, 33 km mesafede Gediz Deltası, 27 km mesafede Foça Yarımadası ÖÇK (Özel Çevre Koruma Alanı) bulunuyor. 9 km mesafede resmi bir koruma statüsü bulunmayan fakat ÖKA (Önemli Kuş Alanı) niteliği taşıyan Bakırçay Deltası bulunuyor. RES türbinlerinin kuşların göç yollarını etkilediği ve bu yolları değiştirdiği düşünüldüğünde bölge için önemli bir değişiklik yaşanması bekleniyor.
FLORA VE FAUNAYA ETKİLERİ
Proje alanı ve yakın çevresine ait flora listesi, Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Ticaretine İlişkin Sözleşmesi (CITES) açısından değerlendirildiğinde, santral alanı çevresinde Euphorbiaceae (Sütleğengiller) ve Orchidaceae (Ordike) familyalarına bağlı türlerin bölgede bulunduğu tespit edildi. Ancak ÇED raporunda, bu iki familyaya ait olan türlerin bölgedeki popülasyon durumları geniş ve yaygın olduğu tespit edilmekle birlikte bunlara yönelik bir tehdit olmadığı iddia edildi. Bununla birlikte raporda, projenin inşaat ve işletme aşamasında santralden kaynaklı toz , gürültü, kullanılan teknoloji ve malzemelerden kaynaklanabilecek kaza, personelden kaynaklanacak atıklar, kullanılacak ekipmandan kaynaklanacak atık yağlar, tehlikeli atıklar vb sebeplerle ekolojik yapı ve ekosistem dengesinin olumsuz etkilenebileceği tespiti yapıldı.
Bu etkinin faaliyet alanında yaşayan canlılarda üreme faaliyetinin aksaması, yaşama ortamlarına yapılan müdahale sonucu yaşam alanlarının daralması, o ortamda yaşayan türlerin yaşamlarının tehlike altına girmesi sonucunu doğuracağı belirtiliyor.
KORUNAN TÜRLER BULUNUYOR
Raporda, santral alanı çevresinde tespit edilen türlerden Cyclamen hederifolium Aiton’ın (tavşan kulağı) BERN Sözleşmesi’nin EK-I listesinde yer aldığı bu sözleşme kapsamında türün Avrupa kıtası ölçeğinde korunmasının taahhüt edildiği belirlendi. Bu türde bölgede yaygın olarak bulunan bir tür. Proje sahası sınırında yer alan Karagöl ise, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği Madde 5/3 (Sulak alan niteliği taşımasına rağmen, Ramsar Alanı, Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan veya Mahalli Öneme Haiz Sulak Alan olarak tescili yapılmamış alanlar Diğer Sulak Alanlar olarak nitelendirilir ve bu alanlarda bu Yönetmelik hükümleri uygulanır) kapsamında yer alıyor.
ZORLA KAMULAŞTIRMA İTİRAFI
Proje sahasının büyük kısmı hazine arazilerinden oluşurken, bölgede az sayıda da tapulu tarım arazisi bulunuyor. Şirket tarafından hazırlanan ÇED raporunda, bu alanlara zorla kamulaştırma kapsamında el konulacağı ortaya çıktı. Rapora göre şirket, şahıs arazileri için öncelikle arazi sahipleri ile satın alma süreci için uzlaşma yoluna gidecek, uzlaşma sağlanamazsa enerji projelerinin kamu yararı bulunan projeler kapsamında yer alması nedeniyle 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu gereği kamulaştırma prosedürü işletilecek. Böylece proje hakkında daha karar verilmeden bölgedeki tarım alanları kamulaştırmanın yasal dayanağı oluşturulmuş olundu.
MA