Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Amed İl Koordinasyon Kurulu, 6 Şubat 2023’te Maraş (Mereş) merkezli gerçekleşen depremden etkilenen yurttaşlara verilen hibe ve kredi desteğindeki süre sınırlamasının kaldırılması talebiyle kendi binasında açıklama yaptı. Açıklamayı kurul adına Mahsun Çiya Korkmaz okudu.
Korkmaz, depremden bu yana Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, evleri yıkılan/yıkılacak depremzede yurttaşlara konut yapımı ve onarımı için yetersiz de olsa hibe ve kredi desteği sağlandığını, fakat bu desteklerin başvuru süresinin 30 Haziran’da sona ereceğini aktardı. Korkmaz, yaptıkları araştırmalar ve sahadan edindikleri bilgilerin, özellikle Amed’de, bu desteklerden faydalanan yurttaşların sayısının oldukça sınırlı olduğunu ve büyük bir çoğunluğun bu haklardan henüz yararlanamadığını gösterdiğini kaydetti.
“DESTEKLERİN DEVAM ETMESİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR”
Depremin üzerinden geçen bunca zamana rağmen, depremzede yurttaşların konut ihtiyaçlarının halen tam anlamıyla giderilmediğine dikkat çeken Korkmaz, konuşmasına şöyle devam etti: “Bürokratik süreçler, bilgi eksikliği, hak sahipliği tespitindeki gecikmeler, parsel ifrazlarının uzun sürmesi, mevcut imar planlarının yetersiz kalması ve imar planlarının değiştirilme sürecinin uzanması, özellikle bölgemizdeki kayyım süreçlerinin ve kayyımların bu tür çalışmaları görmezden gelmesi, bazı yapıların halen mahkeme süreçlerinde olduğu ve diğer çeşitli nedenlerle pek çok mağdur vatandaşımız, bu hak sahipliliğinden faydalanma fırsatını bulamamıştır. 30 Haziran 2025 tarihinin bir son başvuru tarihi olarak kalması, zaten zor durumda olan depremzede vatandaşlarımızın mağduriyetini daha da artıracaktır. Bu nedenle, yetkililere sesleniyor ve 6 Şubat depremi sonrası konut desteklerine ilişkin son başvuru süresinin olmasını kabul etmemekle birlikte bu tür afetlerde son başvuru tarihlerinin hak sahipliliğine engel olacağını belirtmekteyiz. Depremzedelerimizin konutlarına kavuşması ve normal yaşamlarına dönebilmesi için bu desteklere erişimin devam etmesi hayati önem taşımaktadır.”
Çevre ,Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ve siyasi partilerin sahadaki gerçekliği göz önünde bulundurarak, taleplerine olumlu yanıt vermesini ve mağduriyetlerin giderilmesi adına gerekli adımları atmasını isteyen Korkmaz, “Unutmayalım ki, bu felaketin sorumluları denetim mekanizmalarının sorumsuzluğundandır . Deprem gerçekliği hiçbir dönemde siyasetin birinci önceliği olmaz iken yaralarını sarmak hepimizin ortak sorumluluğudur” dedi.
MA
