Demokratik Kurumlar Platformu, Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları kapsamında Amed’in Sûr ilçesinde bulunan bir düğün salonunda halk buluşması düzenledi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın dev posteri ve “Ulusal varlık tanındı, şimdi sıra kurtuluşta” ile “Dar li ser koka xwe, mirov li ser zimanê xwe şîn dibe” pankartlarının açıldığı buluşmaya, siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcisinin yanı sıra binlerce yurttaş katıldı. Salona sığmayan kitle, toplantıya konuşmacı olarak katılan Çetin Arkaş, Özgür Kadın Hareketi’nden (Tevgera Jinên Azad-TJA) Ayla Akat Ata ve Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk’ü ayakta alkış, zılgıt ve “Bijî Serok Apo” sloganıyla karşıladı.
Burada ilk olarak konuşan Raziye Öztürk, Abdullah Öcalan’ın geçmişten bu yana çözüm arayışlarına hep komployla yanıt verildiğine dikkat çekerek, Abdullah Öcalan ile toplumun bağının koparılmak istendiğini kaydetti. Fakat bunun başarılamadığını sözlerine ekleyen Raziye Öztürk, “Başaramadıkları için artık muhatap olarak görmek zorunda kaldılar. Çünkü halk her zaman muhatap olarak görüyor” dedi.
‘UMUT VE ÖZGÜRLÜK’ MİTİNGİ
Abdullah Öcalan’ın yasal düzenlemelerle ilgili düşüncelerini yurttaşlara aktaran Raziye Öztürk, barış sürecinin sağlıklı yürütülebilmesi için hayata geçirilmesi gereken meselelerden birinin “umut hakkı” olduğunu kaydetti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bu noktada verdiği ihlal kararına karşı Abdullah Öcalan’ın, “Bu karar benim nezdimde çıkmış olabilir ama şu anda binlerce kişiyi etkileyen karardır” dediğini hatırlatan Raziye Öztürk, 4 Ocak’ta gerçekleştirilecek “Umut ve Özgürlük” mitinginde bu yönlü taleplerini bir kez daha dile getireceklerini kaydetti. Raziye Öztürk, tüm mücadelenin demokratik toplumu inşa etme noktasında olması gerektiğini vurguladı.
‘IŞIK İMRALIDA’DIR’
Ayla Akat Ata, kadınların sürecin öncüsü olduğunu ve çözüm konusunda kararlı olduğunu kaydetti. “Umut ve Özgürlük” mitingine işaret eden Ayla Akat Ata, “Bölge mitingi olabilir, özde Amed mitingidir. Her biriniz her yerde bu mitingin örgütleyicisisiniz. Orada sağlanacak kitleselliğin emekçisisiniz. Yasaklı zamanlarda bu iradeyi ortaya koyduk. Şimdi biz bize bahşedileni değil, kendi taleplerimizin arkasında olma gerçekliğiyle çalışma yürüteceğiz. Sadece 4 Ocak değil, önümüzde 8 Mart, 21 Mart, 25 Kasım’lar var. 2026 taleplerin en net ortaya konulduğu yıl olacak. Biz kadınların her zaman olduğu gibi bunun ortasında olacağız. Yeni bir toplumsal sözleşme nasıl olur, toplumla, doğayla, aileyle, mahallede, devletle birlikte yaşam nasıl olur; manifesto bize gösteriyor. Rehberimiz var. Önemli olan bunu pratikleştirebilmek. En karanlık anda bile biz İmralı’da bir ışık gördük. Şimdi bir kez daha o ışığa yürüme zamandır. Biz hala ‘Sayın Öcalan siyasi irademdir, ışık İmralı’dadır’ diyoruz” şeklinde konuştu.
2013-2015 sürecinde İmralı’ya gidiş sürecini anlatan Çetin Arkaş, o dönem çözüme ulaşacakları noktasında kuşkuları olduğunu belirtti. O dönem sürecin İmralı’da dışarıya yansıdığı gibi olmadığını sözlerine ekleyen Arkaş, İmralı’daki koşulları anlattı. Demokratik çözümden başka bir yolun olmadığını; ne kadar çatışma olursa olsun, ne kadar acı yaşatılıp ve yaşanıyor olursa olsun bu işin sonunun çözüm olduğuna vurgu yapan Arkaş, bu nedenle 9 yıl sonra tekrar İmralı’ya gidildiğine dikkat çekti.
‘GÜVEN EYLEMLERLE YAPILAN BİR ŞEYDİR’
Sürecin başladığı günden bu yana yaşanan pozitif durumları sıralayan Arkaş, bunların sürecin başarıya ulaşması için yeterli olmadığını belirtti. Arkaş, “Elbette bazı şeyler yaşanıyor, Ada’da görüşmeler devam ediyor. Bunun farklı aşamaya geçmesi için çok somut beklentilerimiz, önerimiz var. 4 Ocak’ta büyük bir miting yapacağız. Önder Apo’nun dışarıda istediği kişilerle, istediği zeminde görüşme imkanının zemini yaratılmalıdır. Barış hayırlı bir şeydir. Demokrasiyle buluşmak kötü bir şey değil. Barış savaştan daha büyük cesaret ister. Bana diyorlar, ‘Sen iyimser misin, kötümser misin?’ Ben ne iyimserim ne kötümserim, ben gerçekçiyim; sizde gerçekçi olun” şeklinde konuştu.
“Başkan barışta kararlıdır, sonuna kadar güvenin” diyen Arkaş, “Güven eylemlerle yapılan bir şeydir. Devlet güven istiyorsa, bunu ortaya koyacak. Güven duyulmasını istiyorsan, güven verici adımlar at. Barış konusunda elimizden geleni yapacağız. Barış acil olsun istiyoruz ama tedbiri elden bırakmayacağız” vurgusunda bulundu.
Sık sık, “Bijî Serok Apo” ve “Bê Serok jiyan nabe” sloganlarının atıldığı toplantı, konuşmaların ardından basına kapalı devam etti.
MA















