İstanbul’da bebekleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) kazanç sağlamak için önceden anlaştıkları özel hastanelerin yoğun bakımlarına sevk edip ölümlerine neden oldukları ortaya çıkan “Yenidoğan Çetesi” davasının ilk duruşması devam ediyor. Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, 22’si tutuklu toplamda 47 sanık “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla yargılanıyor. Duruşmaya, bir kısım yargılanan ve avukatları ile bebeklerini kaybedenler hazır bulundu. Ayrıca duruşma çok sayıda siyasi parti, hak örgütü ve kadın örgütü tarafından izleniyor. Duruşma 5 gün süreceği belirtildi. Kimlik tespitinin ardından duruşmanın 2’nci gününde devam ediyor.
Duruşmayı izleyen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu (YK) üyesi Cengiz Çiçek’e “Yenidoğan Çetesi” ve devam eden yargılamaya dair konuştu.
Bütün sivil toplum örgütlerinin ve siyasi partilerin davaya müdahil olması gerektiğini ifade eden Çiçek, “Elbette ki kan dondurucu bir şekilde bebeklerin hayatını kar uğruna ellerinden alanlar bir çete olarak adlandırılacak ve topluma tehdit olarak adlandırılacaktır. Ama aynı zaman ortaya çıkan bu suçun toplumun kendisini ilgilendiriyor. Bu yüzden tüm toplumsal muhalefetin buraya gelip davaya müdahil olmaları gerekiyor. Sağlık sisteminin ticarileştirilmesi ve bir şirket gibi ele alındığı günümüz sisteminde bu çetelerin daha fazla olduğunu düşünüyorum. ‘Yenidoğan çetes’i ifşa oldu ama bu sağlık sistemdeki ticarileşme ve toplumsal alanların ticarileşme mantığı bu suç şebekelerini örgütleyen temel zemin durumunda. O yüzden sistemin azami kar hırsıyla ele alındığı bütün alanlara dair toplumun müdahil olmalı” dedi.
SAĞLIK HAKKINI SAVUNMAK
Duruşmanın ilk gününde baroların müdahillik taleplerinin reddedildiğine işaret eden Çiçek, tüm toplumsal kesimlere çağrı yaparak, “Burada yargılanması gereken sadece bir çete değil, sistem olarak yargılama olmalı. Toplum olarak bizim sağlık hakkımız elimizden alınmak isteniyor. Bu yüzden toplum kendi politik sağlığını, kendi sağlığını koruması gereken bir yer burası. O nedenle ‘Yenidoğan çetesi’ davasında açığa çıkan toplumun yaşam hakkını, sağlık hakkını savunmak zorundadır. O yüzden bu tür davalarda olmamız ve bu davaları görünür hale getirmemiz gerekiyor. Ve hesabını buralardan sormamız gerekiyor” diye belirtti.
YENİDOĞAN ÇETESİ VE SİYASAL İKTİDAR
Dava iddianamesinde yer alan ifadelere bakıldığında suçun sistematik bir şekilde işlendiğinin görüleceğini dile getiren Çiçek, “Bir insan nasıl bu hale gelir, diye soruyorsunuz. Gözünü kırpmadan insanların nasıl hayatına son verebilir? Sadece para için yeni doğan çocukların yaşamlarına nasıl göz dikilebilir? İnsanları bu hale getiren sistemi ve zihniyeti sorgulamak zorundayız. Bu bataklığı elbirliğiyle kurutmak zorundayız. O yüzden DEM Parti olarak her zaman söylüyoruz. AKP-MHP iktidarın ürettiği bu sistemin kendisi yaşamımızın her alanını çürütüyor. Bugün ülkede çeteler, yol ortasında insanların serbestçe dolaşım hakkının bile ortadan kaldırıldığından bahsediyorsak bunları sorgulamalıyız. Burada sistem kendini ele vermiştir” dedi.
AKP-MHP iktidarın ürettiği bu sisteme karşı mücadelenin önemine vurgu yapan Çiçek, “Bu kar sistemine karşı yaşam hakkımızı savunmak zorundayız. Bu dava bizim davamızdır. Sadece hayatını kaybeden çocuklarımızın ailelerin davası değildir. Bu dava ülkede en temel insan haklarını hiçbir kaygıya kapılmadan elde etmek isteyenlerin davasıdır” ifadelerini kullandı.
DAVAYA KATILIM ÇAĞRI
Parti olarak davayı yakından takip edeceklerini ifade eden Çiçek, “Bu davayı sahiplenmek sadece mağdur aileleri sahiplenmek değil. Aynı zamanda olası katliamların, ölümlerin, çocuk cinayetlerinin önüne geçmenin de bir mücadele zeminidir. Çocuklarımıza, geleceğimize, sağlığa erişim hakkımıza ve insanca yaşam hakkımıza kavuşabilmemiz için bu davayı sahiplenmek zorundayız” çağrısı yaptı.
Ömer İbrahimoğlu / MA