Türkiye Komünist Partisi (Birlik) militanlarından Wernike Korsakof hastası Cafer Kurt, önceki gün sürgünde yaşamını yitirdi. Uzun süre Kürt hareketiyle Türkiye Devrim Partisi (DTP) bünyesinde mücadele yürüten Kurt, ciddi sağlık sorunlarıyla boğuştuğu Atina’da 28 Aralık’ta yaşama veda etti.
Cafer Kurt, devrimci mücadeleye Türkiye Komünist Partisi (Birlik) saflarında genç yaşta katıldı. Örgütlü mücadelenin birçok alanında görevler üstlendi. Özellikle mücadelenin en riskli alanlarında tereddütsüz görev aldı. Karadeniz’in sıcakkanlı, sosyal ve neşeli insanlarındandı. Filistinlilerle dayanışma içinde olan Kurt, bir yıl kadar da Filistin Halk Kurtuluş Cephesi saflarında savaştıktan sonra Türkiye’ye döndü.
1989 yılında tutuklanıp, cezaevine konulduğunda başta Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne bomba konulması, Adalet Bakanlığı ve İsrail Hava Yolları EL-AL’ın bombalanması gibi eylemlere katılmakla suçlanıyordu. Cezaevinde kaldığı yıllar boyunca da enerjisinden, coşkusundan ve devrimci kararlılığından hiçbir şey kaybetmeyen Cafer Kurt, TKP (B)’nin dönüştüğü Türkiye Devrim Partisi’nin (TDP) örgütleyici kadrolarındandı.
TDP’nin Botan’daki atılımına ilk katılanlardan biri oldu. Kürt hareketiyle birlikte mücadele eden Kurt daha sonra geldiği İstanbul’da 1997 yılında yakalanıp, Ümraniye E Tipi Cezaevi’ne konuldu. 2000 yılında yapılan ölüm orucunda TDP tutsakları adına katılan gönüllülerden biri olarak yer aldı.
Bu eylemi sırasında yapılan zorla müdahale sonucunda sağlığında ciddi sorunlar oluştu. Buna rağmen yaşam enerjisini ve sınıf mücadelesine inancını kaybetmeden yaşamaya çalışan Cafer Kurt, 2002 yılından sonra ise zorlu bir sürgün süreci yaşadı. Oralarda da kendi halkının yanı sıra, Yunan halkının sorunlarını tüm ezilen halkların sorunu olarak bildi. Bu yüzden, Atina’nın sokakları, meydanları, gençleri, işçileri, kadınları, anarşistleri, komünistleri, sığınmacıları Cafer’i çok iyi tanır. Cafer Kurt, önceki gün ikamet etmekte olduğu Atina’da yaşamını yitirdi.
MA
