İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu’nu” dernek binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Temmuz, Ağusto ve Eylül aylarını kapsayan raporu, İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Yoleri ve İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Semiray Yılmaz açıkladı.
Raporda, İHD’ye Temmuz’da 18, Ağustos’ta 15, Eylül’de 26 olmak üzere cezaevlerinden toplam 59 başvurunun yapıldığı kaydedildi. Başvuruculardan 8’inin kadın, 51’inin ve 5’inini adli, 54’ü politik, 2’i yabancı uyruklu oldukları belirtildi. Raporda, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde bin 348 hak ihlalinin tespit edildiği ifade edildi. Raporda bu ihlallerden 430’ünün iletişim hakkı ve tecrit, 8’inin yaşam hakkı, 269’unun işkence ve kötü muamele, 26’sının haksız tutukluluk ve infazda eşitlik ilkesine aykırılık, 195’inin sağlık hakkı, 2’sinin açlık grevi, 219’unun beslenme ve temel ihtiyaçlara erişim, 33’ünün adalete erişimde yaşandığı kaydedildi.
Başlıkları verilen ihlallerin nasıl yaşandığı bilgisinin paylaşıldığı raporda, ihlalleri “Kelepçeli muayene ve tedavi dayatması, iyi halli olmadığı gerekçesi ile tahliye engeli, hasta mahpusun 5 gün hücrede tutulması, 3 kişiye tek kişilik yemek verilmesi, zorla çıplak arama, özel alanların kamera ile izlenmesi, bazı mahpusların ‘bunlar bombacı statüsünde’ denilerek özel uygulamalarla hedef haline getirilmesi, ağır tecrit, izolasyon, süreli süresiz yayın, kitap ve mektup yasakları, kitap sınırlaması, dilekçelerin işleme konmaması, adil yargılanmama iddiası, 35 kişilik koğuşta 50 kişinin kalması, ölümle tehdit” olarak sıralandı.
‘105 BİN 287 KİŞİYLE KAPASİTE AŞILDI’
Raporda, bölgedeki cezaevlerinin kapasitelerinin 105 bin 287 kişiyle aşıldığı belirtildi. Raporda kapasite aşımı şöyle açıklandı: “Bu veriler, ceza hukuku ilkelerine göre istisna olması gereken tutuklama ve tutuklu yargılamanın halen toplumu baskı altına almak amacıyla yaygın olarak uygulandığına, suç ve suçlu ile mücadele ve ceza politikalarında insan hakları ve hukuk yerine siyasetin esas alındığına işaret etmektedir. Bu durum ceza infaz politikalarına ve uygulamalarına da yön vermekte olup, bu nedenle oluşan kaotik ortamda sorunlar her geçen gün daha da şiddetlenmekte, umut hakkı, özgürlük hakkı ve hasta mahpusların sağlık ve yaşam hakları bile siyasi pazarlık konusu yapılmak istenmektedir.”
BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM SÜRECİ’NE İŞARET EDİLDİ
Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları tarafından tutsakların tahliyelerinin engellenmeye devam ettiğinin altı çizilen raporda, şunlar dile getirildi: “Mahpusların özgürlük hakkına yönelik ihlallerin bütün itirazlara rağmen artarak devam ettiğini ve binlerce mahpusun özgürlüklerinden keyfi olarak mahrum bırakıldığını, mahpusların yaşam haklarını da tehdit eden sağlık ve tedavi hakkına erişimde yaşanan sorunların çözüme kavuşturulmadığını, yeterli beslenme ve hijyen koşullarının sağlanmadığını, işkence ve kötü muamelenin önlenmediğini, adalete erişimin sağlanmadığını, eşitlik ilkesine aykırılıkların daha da derinleştiğini, kapasite fazlalığı ve aşırı kalabalık koğuş sorununun devam ettiğini ve özellikle kuyu tipi hapishaneler tartışması ile daha da somutlaşan tecrit uygulamasının tahammül edilemez noktaya yükseldiğini gösteren bu rapor döneminde mahpuslar, geçmişte yaşanan ve sistematik hale gelen hak ihlallerine ek olarak, özellikle ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ adıyla yürüyen süreçte hapishane idareleri tarafından kendilerine yönelik ayrımcı, yok sayan, tehditkar ve rencide edici tavır ve davranışlarda artış olduğunu ve bunu anlamakta zorluk çektiklerini ifade etmektedirler.”
DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Raporda, İHD’ye ulaşan verilerin yanı sıra ihlallerin daha büyük olduğu vurgulanarak şu ifadelere yer verildi. “Biliyoruz ki, sunduğumuz bu üç aylık hak ihlalleri raporu, Marmara bölgesi hapishanelerinden bize ulaşan hak ihlallerini kapsamakla birlikte, genel durumu anlamamıza yarayacak verileri içermektedir. Ve hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri sadece mahpusların mücadelesi ile değil, dışarıdan yürütülecek mücadelenin desteği ile önlenebilir. İçeridekilerin küçük de olsa sesi olabilmek ve duyarlılık yaratmak için sorunları görünür kılmak amacıyla hazırladığımız bu rapor, aynı zamanda, hapishanelerde yaşanan ve devasa boyutlara ulaşan sorunlar karşısında mahpuslarla ve mahpus aileleri ile dayanışma çağrımızdır.”
Raporda, son olarak İHD’ye yapılan başvurulara dair bilgiler yer aldı.
MA
 
                                 
	    	
 
                                 
                                












